Romatizmanın Verdiği Zararlar
- ROMATİZMA DEYİP GEÇMEYİN
- FİZİK TEDAVİ VE REHABİLİTASYON UZMANI DR. HİLMİ GÖZLÜKAYA:
ROMATİZMA HASTALIĞI EKLEMLERE OLAN ZARARLARININ DIŞINDA GÖZLERE, KALBE, AKCİĞERLERE VE BÖBREKLERE DE ZARAR VEREBİLEN BİR HASTALIKTIR
Medical Park Ordu Hastanesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Hilmi Gözlükaya, tıp dilinde 'ankilozan spondilit' olarak bilinen romantizmal hastalığın dikkate alınması gerektiğini belirterek, romantizmanın eklemlere olan zararlarının dışında gözlere, kalbe, akciğerlere ve böbreklere de zarar verebilen bir hastalık olduğunu söyledi.
Türkiye'de yaklaşık 400 bin romatizma hastasının bulunduğunu belirten Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Hilmi Gözlükaya, ankilozan spondilit hastalarının çoğunun daha önce hekim tarafından görülmüş olmalarına rağmen tanı konmamış olma ihtimalinin çok yüksek olduğuna dikkat çekti. Genellikle hastalık başladıktan 9-10 yıl sonra tanısı konulan ve sıklıkla bel incinmesi, bel fıtığı ve kireçlenme sanılan ankilozan spondilitin hastalığın bir omurga hastalığı olduğunu belirten Gözlükaya, ankilozan spondolitin hastanın şikayetleri ve basit bir röntgen grafi yardımı ile tanı konulabilecek bir hastalık olduğunu belirtti.
HER AĞRI BASİT AĞRI DEĞİLDİR
Bel bölgesinde genellikle üç aydan daha uzun süren ağrı ve hareket kısıtlanmasının her zaman ankilozan sondiliti akla getirmesi gerektiğini kaydeden Gözlükaya, "Bel ağrısı özellikle istirahat döneminde belirgindir. Hasta gece ya da sabah, ağrı ve hareket kısıtlılığı ile uyanır. Gün boyu hareketle, bel ağrısı ve tutukluk azalır. Çoğu hastada belirtiler, omurganın bel bölgesinde başlar, bazı hastalarda ise sırt ve boyun ağrıları da gözlenebilir. Ankilozan spondilit eklemlere olan zararlarının dışında gözlere, kalbe, akciğerlere ve böbreklere de zarar verebilen bir hastalıktır. Genellikle bu hastalık erkeklerde kadınlara göre üç kat daha fazla görülür. Ankilozan spondilit, ergenlik döneminde ve genç yaşlarda başlayan bir hastalıktır. Ortalama başlangıç yaşı 25'dir. Fakat ilerleyen yaşlarda da görülebilir. Ankilozan spondilit tüm romatizmal hastalıklar içerisinde genetik geçiş özelliği gösterebilen, yani birinci derece akrabalarda hastalık gelişme riski en yüksek olan hastalıktır" dedi.
Fizik tedavinin ve egzersiz programlarının hastalık üzerinde olumlu etkileri olduğunu belirten Gözlükaya, "Egzersiz, hastalığın en önemli tedavi yöntemlerinden birisini oluşturmaktadır. Eklemlere yönelik yapılan egzersizler, eklemlerin normal hareketini ve esnekliğini korumada yardımcı olur. Solunum egzersizleri akciğer kapasitesini korur. Uygun yatma ve yürüme pozisyonları, karın ve sırt egzersizleri normal duruş şeklini korumada etkilidir. Yüzme ankilozan spondilit için en yararlı egzersiz şeklidir" diye konuştu.