Amebiyaz
Amebiyaz Nedir Amebiyaz, halk arasında 'amipli dizanteri' olarak da bilinmektedir. Entamoeba histolytica'nın özellikle kalın barsaklarda yerleşip çoğalması ve klinik belirtilerin ortaya çıkması ile oluşan enfeksiyona amebiyaz (amipli dizanteri ) denir.
Entamoeba histolytica insanda yerleşen üç amip cinsinden Entamoeba içinde yer alır. Amipler, vücutları hücre zarıyla çevrili, yalancı ayaklarla hareket eden, tek hücreli canlılardır.
Amiplerin birçoğu doğada su, toprak veya bitki örtülerinde saprofit olarak, bir kısmı ise konakların sindirim boşluğunda sığıntı veya parazit olarak bulunmaktadır.
Amipler hakkındaki bilgi ve araştırmalar oldukça eskidir. İlk bilgiler biyolojide canlıların mikroskopta incelenmeye başlamasından sonra elde edilmiştir. Amibin tanımı 19. yüzyıldan itibaren yapılmaya başlanmış ve ilk kez 1869'da, Lewis tarafından koleralı bir hastanın dışkı örneğinden izole edilmiştir. Koch, amebiyazın patogenezini araştırmak amacıyla dizanterili ve karaciğer apseli iki hastanın otopsisinde, kalın barsakta ülser tabanında ve karaciğer apselerinin içinde amiplerin varlığını göstermiştir.
Entamoeba histolytica'nın kesin konağı insandır. Ancak köpek, tarla fareleri ve bazı maymunlarda da bulunmaktadır. Entamoeba histolytica kökenleri içinde, çeşitli analizlerle patojenliği saptanmayan kökenleri Entamoeba dispar olarak adlandırılır. Amebiyaz, dünyada yaklaşık olarak 50 milyon insanı enfekte eden ve 100 bin insanın ölümüne yol açan önemli bir halk sağlığı sorunudur. Hastalık ülkemizde de değişik bölgelerde %0. 3-17 oranında görülmekte olup, bu oran doğu bölgelerimizde daha yüksektir.
Amebiyaz her yaşta görülmekle birlikte, daha çok yetişkinlerde görülür. Amibin barsak dışı yerleşimleri erkeklerde 10 kat daha fazla görülmektedir. Entamoeba dispar kadınlarda daha sık bulunur. Amebiyaz belli gruplarda çok daha ciddi seyreder. Bu grup içinde, özellikle yeni doğanlar olmak üzere çocuklar, hamile ve lohusalık dönemindeki kadınlar, kortikosteroid tedavisi alanlar, kanserli ve beslenme bozukluğu olanlar yer almaktadır.
Amebiyaz, gelişmekte olan ülkelerde, sosyoekonomik seviyesi düşük, yetersiz içme suyu ve kanalizasyon altyapısı olan toplumlarda, mülteci kamplarında, savaş sırasında, kalabalık ortamda yaşayanlarda, akıl hastaneleri veya kişisel hijyenin yetersiz olduğu kişilerde yüksek sıklıkta gözlenmektedir.
Entamoeba histolytica ve Entamoeba dispar'ın dünyada genel prevalansı %10 iken, bu oran geri kalmış toplumlarda %50'yi geçmektedir. Bulaşta en önemli kaynak sessiz infeksiyonlu kişilerdir. Bulaştan asıl sorumlu olan kist formudur. Bu kişiler dört çekirdekli kistleri etrafa saçarlar. Başlıca bulaş kaynakları; enfekte insan dışkısı ile kirlenmiş besinler ve içme suları, dışkının gübre olarak kullanıldığı yerlerde yetiştirilen sebze ve meyveler, kirli ellerle temas edilmiş besinlerdir. Kistler uygun nemli ortamlarda haftalar veya aylarca canlı kalabilir. Yiyecekler üzerinde 20-25ºC'de 48 saate kadar canlı kalabilmektedir. Ayrıca kistler suyun normal miktarda klorlanmasına dirençlidir. Doğal su yüzeyinde 4ºC'de 1 ay canlılığını sürdürür. Amibin trofozoit formları ise vücut dışında hızla inaktif hale geçer ve mide pH ve enzimleriyle hemen parçalanır.
Amebiyaz Belirtileri
Belirtiler klinik şekil ve tutulan yere bağlı olarak değişir.
Asemptomatik Kolonizasyon
E. histolytica'da en sık rastlanan klinik tablodur. Bu kişiler tedavi edilmezlerse, enfeksiyonun çevreye yayılmasına neden olabilirler ya da aylar sonra amibik kolite dönüşebilirler. Nadiren de olsa karında şişkinlik, gaz yakınmaları, tahriş edici yemeklerle ortaya çıkan geçici ishal, karın ağrısı, kırıklık gözlenebilir. Yakınmalar belirgin olmasa da, tanı konulmuşsa bu kişilerin de tedavi olmaları gereklidir.
Amibik Kolit ya da Dizanteri
Karın ağrısı, kanlı-mukuslu ishal, dışkılama isteği, gaz, iştahsızlık, kilo kaybı ve bazı hastalarda ateş şeklindedir. Amibik kolitte kalın barsakta iltihap ve ülserasyon gelişir. Hastalık belirtileri mikrobun alınmasından sonra yavaş yavaş ortaya çıkar.
Fulminant Kolit
Amebiyazis nadiren de olsa bazen fulminant kolit denilen ve prognozu kötü, ölüm oranı yüksek olan hastalık şeklinde seyredebilir. Bu hastalarda ciddi hastalıkla birlikte ateş, lökositoz, bol kanlı-mukuslu ishal, karın ağrısı ve periton tutulumuna ait bulgular vardır. Hastalığın bu tipi genellikle direnci düşüklerde, çocuklarda, gebelerde ortaya çıkar. Bu hastalarda kalın barsakta delinme olabilir.
Tedavi edilmeyen ya da tedavisi tamamlanmayan kişilerde hastalık, kronik amipli dizanteri olarak isimlendirilen, iyileşme ve tekrar etme atakları halinde kendini göstermektedir.
Kronik Dizanterisiz Amebiyaz
Karın ağrısı, kabızlık ve zaman zaman ishal nöbetleri,iştah bozukluklarıyla ortaya çıkabilir.
Bağırsak Dışı Amebiyazlar
En sık görülen şekli, amebik karaciğer apsesidir. Geçirilen bağırsak amebiyaz hikâyesi olanlarda görülür. Genellikle bağırsak hastalığından 3–6 ay sonra ortaya çıkar. Akut başlangıçta (10 gün içinde), karın ağrısı, ateş vardır. Subakut olanda ise kilo kaybı, ateş, karın ağrısı görülür. Hastaların 1/3'ünde dışkıda amip görülür.
Karaciğer amebiyazının önemli üç belirtisi karaciğerde büyüme, karın ağrısı ve ateştir. Hastaların yarısında, muayenede karaciğerde büyüme ve karaciğer üzerine basmakla duyarlılık saptanır. Çoğu hastada apse tek olup karaciğerin sağ tarafındadır. Laboratuvarda bu hastalarda iltihap hücrelerinde artış, karaciğer testlerinde bozulma saptanır. Kansızlık ve sarılık daha seyrektir. Amibik karaciğer apsesinin en sık komplikasyonu akciğer amebiyazisi olup,karaciğer apsesinin patlayıp akciğerlere yayılmasıyla gelişir.
Bağırsak dışı tutulan diğer bölgeler nadir olmakla birlikte beyin, periton içi, perikardial, genitoüriner amebiyazis formları görülebilir. Bu tür yerleşimler karaciğer apsesinin yayılması sonucu gelişir.
KOMPLİKASYONLAR
Barsak yerleşimli amebiyazisin komplikasyonları; bağırsakta kanama, delinme, tıkanma ile bağırsakların çeşitli bölgelerinde seyrek gözlenen amebomalardır.
Ameboma, amebiyaza bağlı kalın barsağın değişik bölgelerinde sucuk tarzında kalınlaşmayla karakterli tümöral kitle görünümündedir. Hastanın kanında amip antikorları saptanmasıyla tanı konur. Bu hastalar ilaç tedavisiyle tamamen düzelmektedirler.
Toksik megakolon amebiyazın nadir görülen ölümcül bir komplikasyonudur. Amebiyazlı hastaya steroid uygulanması sonucu gelişir. İlaçla tedavi edilemez ve kalın bağırsağın tamamının çıkarılmasını gerektirir.
TANI
Klasik ve yaygın olarak E. histolitica tanısı, mikroskopik incelemeyle konulmaktadır. Ayrıca antijen saptamaya yönelik testler, antikor saptamaya yönelik testler ve PCR yöntemi vardır. Mikroskopik tanı için en az üç dışkı örneğinin alınması önerilmektedir. Mikroskopik tanıda E. histolytica ile E. dispar birbirinden ayrılamaz. Bu nedenle duyarlılığı düşüktür.
Barsak dışı amebiyazda da mikroskopik inceleme yapılır. Bu hastalarda materyalde amibin yalnızca trofozoitleri bulunur.
Amebiyaz Tedavisi
Amebiyazisin tanı konulduktan sonra tedavisi kolaydır. Ancak hangi hastaların ne kadar süreyle tedavi olacağı uzmanlık gerektirir. Karın ağrısı, kanlı, mukuslu ishaliniz varsa bir sağlık kuruluşuna başvurmanız gereklidir. Bu arada barsakların hareketini artırmamak için posasız beslenmeniz, sıvı ve elektrolit kaybını karşılamak için sıvı gıdaları almanız, bir sağlık kurumuna ulaşana kadar yapılacak en doğru yaklaşımdır. Tedavi sırasında istirahat etmek de önerilir.
KORUNMA
Amebiyazisin önlenmesinde, yiyecek ve suların temizliği ve bulaşın ortadan kaldırılması esastır. Su, infeksiyonun yayılımı için başlıca kaynaktır. Amebiyazisin en yaygın bulaştığı yiyecekler taze ve çiğ yenen yeşil sebzelerdir. Amip kistleri düşük yoğunluktaki klora dirençlidir. Bu nedenle, özellikle çiğ yenecek sebze ve meyveleri yıkadıktan sonra, amip kistlerinin etkisiz hale gelmesini artırmak için sirkeli suda 10–15 dakika bekletmeniz doğru bir yaklaşımdır. Yine içtiğiniz suyun güvenilirliğinden emin değilseniz, kaynatıp soğuttuktan sonra kullanmanız önerilir.
Aşı çalışmaları devam etmekle birlikte, henüz kullanımda olan bir aşı yoktur.
HAZIRLAYANLAR; Dr. Nurgül Ceran SUBAŞI, Doç. Dr. Paşa GÖKTAŞ