Güneş Çarpması Nedir, Güneş Çarpmasının Nedenleri Nelerdir
Güneş çarpması uzun süre güneş altında yüksek sıcakta kalmaktan veya vücudun aşırı derecede ısı üretmesinden dolayı ortaya çıkan bir rahatsızlıktır.
Böyle bir durumda vücuttaki ısı düzenleme sistemi görevini yapamaz. Vücut normal sıcaklığına dönmek için yeterince ısı kaybedemez ve vücuttaki sıcaklık organlara zarar verecek derecede yükselir.
Kanın sıcaklık seviyesi, olması gerekenden daha yüksek bir dereceye çıktığında; hipotalamus adı verilen beyindeki bir kontrol merkezi, dolaşım sistemine kan dolaşımını artırmak ve derideki kan damarlarının genişletilmesi için bir sinyal gönderir.
Genişleyen kan damarlarından, daha fazla kan akması nedeniyle kandaki yüksek ısı dışarı atılır. Bu işlem kanı soğutmada yetersiz kalırsa ter bezleri buharlaşır ve soğuk ter üretmeye başlar.
Hava sıcaklığının da çok yüksek olması durumunda, kan yeterince soğuma sağlamaz ve vücut sıcaklığı artar. Vücut, kaybettiği ısıdan daha fazlasını üretince de vücut ısısı güneş çarpmasına neden olur.
Güneş çarpması yaz aylarındaki aşırı sıcak günlerde daha sık yaşanır. Nemli hava, kalın giyinmek, çok fazla yemek ve fazla alkol tüketmek de güneş çarpmasını tetikler.
Güneş çarpmasının belirtilerinden bazıları; sıcak ve kuru cilt, terleyememe, ciltteki kızaklıklar ve morluklar, Normalden daha hızlı soluk alıp verme, nabzın hızlı atması, vücut sıcaklığının 40 derece ve üzerine çıkması, baş ağrısı, kas krampları, büyüyen göz bebekleri, tutarsız ve agresif konuşmalar, çevreyi tanıyamama, şaşkınlık, ajitasyon ve halüsinasyon görme, uyuklama ya da sersemlik hali, havale geçirme ve bilinç kaybı sayılabilir.
Güneş çarpması teşhisi, doktorun hastanın semptomlarını gözden geçirmesi ile kan basıncı ve sıcaklık değerlerini ölçmesiyle konulur. Doktor, ağız içi sıcaklığından çok rektal sıcaklık değerini ölçer. Gerektiğinde hastadan kan ve idrar örneği de alınabilir.
Sıcak çarpmasının ilk belirtilerini, 'Çok yüksek ateş (40-41 derece), terleyememe, komaya kadar giden sinir sistemi bozuklukları, halsizlik, baş ağrısı, baş dönmesi, kusma-bulantı, nabız hızlanması ve cildin kuruması'.
Algılama ve koordinasyon yeteneğinin azalması, görme netliğinin bozulması, göz çukurlarının belirginleşmesi ve bilincin kaybolması' gibi ileri belirtiler ortaya çıkar çıkmaz derhal doktor çağırılması gerekir.
Böyle bir vakayla karşılaşıldığında, hastanın hemen serin ve hava akımı olan bir yere alınması gerekir. Sıkı giysileri gevşetilmeli. Hastanın solunumu kontrol edilmeli (Gerekirse hava yolu açılıp suni solunuma başlanmalı).
Hasta su veya vantilatörle soğutulmaya çalışılmalı. Ateşi 39 dereceye düşünceye kadar soğutma işlemine devam edilmeli. Acil olarak hastaneye götürülmelidir.
Mecburiyet olmadıkça, güneş sıcaklığının en belirgin olduğu 11.00-15.00 saatleri arasında dışarıya çıkılmaması gerekir. Özellikle çocuklar, yaşlılar, kalp ve şeker gibi kronik hastalığı olanların buna özellikle dikkat etmeleri gerikiyor.
Aşırı sıcaklarda bol sıvı ve mineral içeren içecekler tüketilmesi, Kalp hastalığı veya hipertansiyonu olup tuzsuz diyet alan kişiler dışında gıdalarla tuz alımı arttırılmalıdır.
Tuz kısıtlaması olanlar ise sıvı ve tuz kaybı yönünden çok dikkatli olmalıdır. (Susamamış olsanız bile sık sık su için çünkü susamak vücudunuzun su ihtiyacını belirten güvenli bir işaret değildir.) Alkollü içecekler kullanmayın. Hafif yemekler, sulu yiyecekler (meyve, salata, çorba vb.) yenmeli. Yağlı ağır yemeklerden ve tıka basa yemekten kaçınılmalı.
İnce, açık renk ve bol giysiler giyilmesi, giysiniz güneş ışığının sizi yakmasını önlesin ama terletip su kaybettirmesin. Geniş kenarlı şapka giyin, yüzünüz doğrudan güneş altında kalmasın.
Sık sık duş yapıp serinlemeye çalışın. Dışarıda aktif olarak çalışması gerekenlerin mümkün oldukça güneş altında korunmasız kalmamaya, ağır eforlardan kaçınmaya ve sık sık, bol bol sıvı tuzlu gıdalar almaya daha çok dikkat etmeleri gerekir.