Atardamar Hastalıkları
Arter veya Atardamar, kanı kalpten vücudun diğer bölümlerine taşıyan musküler (kaslı) kan damarlarıdır. Atar damarların bir diğer özellikleri ise temiz kan taşımaları ve kan akışını hızlandırmasıdır. Sadece akciğer atardamarı kirli kan taşır. Atardamarlarda kanın akış yönü merkezden çevreye doğrudur. Çapları da merkezden çevreye doğru gittikçe küçülür. Çapı en büyük atardamar aort olup çapları küçüldükçe arter, daha da küçüldükçe arteriol, en uç noktaya kadar ulaşan arterlere ise kapiller adı verilir.
Görülme sıklığı Batı ülkelerinde her yıl için 1 milyon nüfus başına 500 - 1000 yeni olgu saptanmaktadır. Ülkemizde her yıl için 35-40 000 yeni damar tıkanıklığı hastasının ortaya çıktığı tahmin edilmektedir. Ne yazık ki bu hastalarda ayak parmakları veya ayağın kesilme oranı %10 gibi yüksek seviyelere ulaşmaktadır.
Dört ana periferik damar hastalığı grubu tanımlanabilir:
Beyin atardamarları: şah damarı da denilen karotid arter hastalığı ve beyine kan götüren diğer damarların hastalığı felce neden olmaktadır. Böbrek atardamarı: tansiyon yüksekliğine ve böbrek yetmezliğine neden olabilir. Bacak atardamarları: belli bir mesafe yürümekle bacak ağrısına, kramplara ve yürüme mesafesinin kısalmasına neden olur. İlerlemiş hastalarda gangrene ve bacağın kesilmesine neden olabilir. Barsak atardamarları: karın ağrısı, kilo kaybı ve barsak gangrenine neden olabilir
Sigara pekçok damar tıkanıklığında en önemli etmendir. Batı ülkelerinde sigara alışkanlığının son yıllarda azalmasına karşın ülkemizde artmaktadır. 1992-2002 yılları arasında Türkiye'de nüfus artış oranı %18,3 olmasına karşın sigara kullanımı %36,2 oranında artmıştır.
Yüksek kolesterol, damar sertliğinin başlamasında ve ilerlemesinde çok önemli rol oynar.
Şeker hastalarında damar tıkanıklığı görülme oranı aynı yaştaki diğer bireylere oranla daha fazladır.
Bağ dokusu hastalıkları ve kalpten pıhtı atması da nedenler arasında sayılabilir.
ATARDAMAR TIKANIKLIĞI
Akut (ani gelişen) ya da kronik arter tıkanıklıkları şeklinde sınıflandırılabilir.
Akut damar tıkanıklığı
En sık sebebi, bozuk kalp kapakçıkları üzerinde oluşan pıhtıların kopup belli bölgedeki damarı tıkamasıdır. Bu durumda tıkanan damarın olduğu bölgenin aşağısında dolaşım bozulur. Saatler içerisinde çok şiddetli ağrı, ayakta bacakta soğuma, renk değişikliği (morarma) ortaya çıkar. Bu durum ilk 4-6 saatte acil cerrahi müdahale gerektirir. Ameliyatla damar içindeki pıhtı özel bir kateter yardımıyla temizlenir. Bu müdahalede gecikilirse dokularda geri dönüşümsüz hasar ortaya çıkabilir. Ameliyat sonrasında damar tıkanıklığı oluşturan nedene yönelik araştırma yapılır ve hastanın tedavisi buna göre sürdürülür.
Kronik Tıkanıklıklar
Halk arasında damar sertliği olarak bilinen atereskleroz kronik ( yavaş gelişen) damar tıkanıklıklarının en önemli nedenidir. Ateresklerozun nedenleri arsında yüksek serum kolesterol düzeyleri, hipertansiyon, diyabet, sigara kullanımı, genetik faktörler sayılabilir.
Ateroskleroz sonucunda damar duvarında bir plak oluşur. Ve zamanla büyüyerek kan akımını engellemeye başlar. Kan akımındaki engellenme derecesine göre klinik belirtiler farklılık gösterir.
Hafif tıkanıklıkta uzun zaman yürüme sonrası bacakta ağrı, uyuşukluk, güçsüzlük gibi belirtiler oluşur. Tıkanıklık derecesi arttıkça daha az mesafelerde yürümekle ağrı oluşur. Hastalığın ileri aşamalarında dinlenirken ağrı ortaya çıkar. Beslenemeyen ve kanlanması bozulmuş dokularda yaralar oluşmaya başlar.
Erken dönemde başvuran hastalarda, atereskleroz kontrol altına alacak ve periferik dolaşımı destekleyecek ilaç tedavileri verilirken hastalığın ileri aşamaları cerrahi tedavi gerektirir. Genellikle uygulanan ameliyatlar tıkalı damarın aşağısındaki bölgeye kanın taşınmasını sağlayacak yapay damar greftleri yerleştirilmesi şeklindeki by-pass ameliyatlarıdır.
BURGER HASTALIĞI
Kronik atar damar tıkanıklarının bir başka yaygın formu Burger hastalığıdır. Sıklıkla sigara içicisi genç erkek hastalarda bacaklardaki küçük atar damarları ve çoğunlukla birlikte küçük toplardamar ve sinir kılıflarını da tutan bir hastalıktır. Yürümekle bacak ağrısı, bacakta soğukluk soğuk duyarlılığı, tekrarlayan yüzeysel damar iltihabı atakları gibi belirtileri vardır. İlerleyen dönemlerde dinlenip durumunda ciddi ağrı, ülser diye adlandırılan yara oluşumları ve gangren sıklıkla görülür. Erken dönemde sigaranın bırakılması ile hastalığın şiddetlenmesi büyük ölçüde engellenebilir. Ancak sıklıkla cerrahi müdahale gerektirir.
RAYNAUD (REYNO) HASTALIĞI
Raynaud hastalığı, el ve ayak parmakları, burun ve kulaklardaki damarları etkileyen bir hastalıktır. Sözü edilen bölgelerdeki damarlarda ani daralmayla ortaya çıkan ataklarla seyreder. Tek başına bir hastalık olabileceği gibi, başka hastalıklara da eşlik edebilir, bu durumda "Raynaud sendromu" olarak adlandırılır. Raynoud sendromu en sık bağ doku hastalıkları ile birlikte oluşur. Bu hastalıklar, damar duvarında kalınlaşmaya yol açarak damarların çok çabuk büzülmesine neden olurlar. Atardamar bozuklukları, bazı tansiyon ve migren ilaçları Raynaud sendromuna yol açabilir.
Toplumda görülme sıklığı %5-10 arasındadır ve en çok 15-40 yaş arası kadınlarda ortaya çıkar. Soğuk iklimli yerlerde görülme sıklığı artar. Hastalarda ataklar çoğunlukla soğuğa maruz kalmakla bazen de stresle ortaya çıkar. Genellikle el ve ayak parmakları etkilenir. Ancak bazen burun, dudaklar ve kulaklarda da belirtiler oluşur.
Normalde soğukla karşılaşıldığında, vücut, ısısını koruyabilmek için ısı kaybını azaltmaya çalışır. Bunun için yüzeydeki damarlar büzülür. Raynaud hastalığı olanlarda bu yanıt çok ani ve şiddetlidir. Ve sonuç olarak vücudun uç noktaları olan el ve ayaklara kan akışı ciddi biçimde azalır.
Atak başladığında el ve ayak parmaklarında önce beyazlaşma ardından morarma ve kızarıklık oluşur. Ancak tüm hastalarda bu klasik sıradaki renk değişikliği oluşmayabilir. Beyazlaşma parmaklardaki küçük atardamarların ani kapanmasına morarma damarlar kapandığı için oksijenden zengin kanın dokulara ulaşamamasına bağlıdır. Bu sırada parmaklarda hissizleşme ortaya çıkabilir. Damarlar açılıp kan akışı düzelince renk kırmızıya döner. Atak geçtikten sonra parmaklarda karıncalanma hissi olabilir. Atakların uzunluğu birkaç dakikadan birkaç saate kadar değişebilir. Tekrarlayan ataklarla doku beslenmesi bozulduğu için parmak uçlarında ciltte ülser ve gangrenler oluşabilir.
TANI
Beyine giden damarlarda daralma: Hastalarda kol ve bacaklarda geçici uyuşma, geçici körlük ve felç gibi yakınmalar ortaya çıkabilir. Tanıda ilk yapılması gereken dikkatli bir muayene ve ardından Doppler ultrasondur. Bu ucuz, hastaya iğne yapılması gerekmeyen bir yöntemdir. Bazı durumlarda ilaçlı film (anjio) yapılması gerekebilir.
Bacak damarlarının tıkanması: Hastada erken dönemde ilk bulgu yol yürüme ile baldır, uyluk veya kalçada oluşan keskin bir ağrıdır. Bu ağrının nedeni damarlarda darlık veya tıkanıklık nedeniyle kaslarda enerji gereksinmesinin karşılanamaması ve asit maddelerin birikmesidir. Birey tipik olarak bir süre yürüdükten sonra ağrı nedeniyle durur ve kısa süre dinlendikten sonra yürümeye devam eder (kesik topallama). İleri olgularda hastada istirahat sırasında bile ağrı oluşur. Son aşama ayaklarda yaralar oluşması ve gangrendir. Tanı muayene, Doppler ultrason ve ilaçlı damar filmi (anjio) ile konur.
TEDAVİ
Beyine giden damarlarda daralma: Hastanın yakınmalarına ve darlığın derecesine göre değişir. Daralma ciddi değilse kanı sulandırıcı ilaçlar kullanılır. Ciddi daralmalarda "karotis endarterektomisi" adı verilen bir operasyon ile darlık giderilir.
Bacak damarlarının tıkanması: Hastanın yaşına, genel durumuna, birlikte bulunan hastalıklara (kalp hastalığı, kanser vb.) bağlı olarak değişir. Yakınmaları ciddi olmayan, istirahat ağrısı olmayan, ayakta yara olmayan hastalar ilaç tedavisi ile izlenebilir. Sigaranın bırakılması, kolesterol düşürücü diyet uygulanması, yürüyüş egzersizleri kesin olarak yapılmalıdır. Aspirin mide sorunu olmayan hastalar tarafından kullanılmalıdır.
Cerrahide hemen daima bypass (köprüleme) denilen bir operasyon uygulanmaktadır. Burada vücuda yedek olarak değerlendirilen bir toplardamar kullanılabileceği gibi suni damarlar da kullanılabilir.
Bu operasyonlar sırasında ve sonrasında ölüm olasılığı % 1-2 gibi çok düşük düzeylerdedir. Hastaların önemli bir kısmında yürüme ile oluşan ağrılar ve istirahat ağrısı hemen düzelir. Yaralar hızla düzelir. Şeker hastalarında bypass operasyonu öncesi ayak parmaklarında var olan yaraların iyileşmesi uzun zaman alabilir.
ATARDAMARLARIN BALONLAŞMASI (ANEVRİZMA)
Normal bir damar çapının 2 katına ulaşması olarak tanımlanır. İki önemli soruna yol açar:
1- Damarın yırtılması ve iç kanama ile hastanın kaybedilmesi
2- Balonlaşma içinde oluşan pıhtının daha altta yer alan damarları tıkaması
Atardamar balonlaşması en sık kalpten çıkan en büyük damar olan aort damarını etkilemektedir. Bu damar kalpten çıktıktan sonra göğüs kafesi içinde seyretmekte, karına ulaşmakta, ve burada bacaklara kan götüren 2 damara ayrılmaktadır. Balonlaşma aort damarının göğüs kafesinin ve karnın içinde seyreden her kesiminde görülebilir.
TANI
Hastaların çoğunda yakınma yoktur ve rastlantı sonucu çekilen bir akciğer grafisi veya karın muayenesinde saptanırlar. Bazı hastalar karınlarında kalp atımı ile şişen bir kitle olduğunu fark edebilirler. Hastaların önemli bir kısmı balonlaşmanın patlaması ile bulgu verirler. Hastada şiddetli bir ağrı oluşur ve kan kaybına bağlı olarak tansiyon düşüklüğü, soğuk terleme ve çarpıntı oluşur. Tanıda bilgisayarlı tomografi en sık kullanılan araçtır.
TEDAVİ
Balonlaşma patlamadan yakalanan olgularda eğer damarın çapı 5-6 cm düzeyine ulaşmış ise tedavi gereklidir. Operasyonda bu alana bir suni greft yerleştirilmektedir. Son yıllarda stent-greft denen bir girişimi girişimsel radyologlar ile birlikte uygulayarak bu anevrizmaları tedavi etmekteyiz.
Balonlaşma yırtılması ile gelen olgularda durum ciddidir. Bu olgular acilen ameliyat edilmelidirler. Bu acil operasyonun riski %50 düzeylerine ulaşmaktadır.
HAZIRLAYAN; Dr. Erol KURÇ