Neden uyuyamıyoruz
İyi bir gece uykusu kimileri için perdeleri çekip ışıkları kapatmak kadar kolay. Ama bazıları için mücadele. Bazen eşin horlaması, bazen depresyon, bazen ilaçlar...
Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı Uyku Bozuklukları Birimi'nin yönecicisi Prof. Dr. Hakan Kaynak,Cosmoturk'e uykusuzluğun nedenleriyle ilgili açıklamalarda bulundu.
GEÇİCİ UYKUSUZLUK
Genellikle iyi uyuyanlarda ve uykusuyla ilgili şikayeti olmayanlarda bir veya birkaç gece süreyle ortaya çıkar. En sık görülen uykusuzluk tipidir. Otel odası, arkadaş evi gibi alışık olunmayan ortamlarda, sınav, seçim, iş görüşmesi gibi gerginlik yaratan olaylar öncesinde veya geçici bir hastalığın yol açtığı ağrı, kaşıntı gibi durumlarda geçici olarak ortaya çıkar. Bazılarında geçici uykusuzluk, mutlaka uyumak zorunda hissedildiğinde de belirebilir.
KISA SÜRELİ UYKUSUZLUK
Bir ila dört hafta devam eden uykusuzluklar bu gruba girer. Gerginlik yaratan bir olay veya hastalık sonucunda ortaya çıkar. Genellikle sebebin ortadan kalkmasıyla düzelir. Ancak bu gruptaki hastalarda uykusuzluğun uzun süreli hale dönüşme tehlikesi ihmal edilmemeli.
Gerektiğinde aşırı kullanıma yol açmayacak şekilde uygun bir ilaç tedavisi düzenlenmelidir. Çünkü kısa süreli uykusuzluklar çoğu zaman uzun süreli uykusuzluğa dönüşür.
UZUN SÜRELİ UYKUSUZLUK
Uykusuzluk süresi bu grupta aylarla ifade edilir. Psikolojik, psikiyatrik, organik, ilaç kullanımı gibi nedenlerle ortaya çıkar. Bazen bu nedenlerden birkaçı görülebilir. Uyku ilaçlarıyla tedavi edilmeyen bu tür uykusuzlukların mutlaka doktor tarafından değerlendirilmesi ve tedavi edilmesi gerekir.
ÖĞRENİLMİŞ UYKUSUZLUK
Hastalık öncesinde uykusundan nadir olarak şikayeti olan hasta, genellikle gerginlik yaratan bir olay sonrasında uyuyamamaya başlar. Bazen sevindirici bir olay, bazen bir hastalık, bazen iş veya ailede ortaya çıkan önemli bir problem buna neden olur.
Problem ortadan kalktığında uykunun normale döneceği inancıyla ilk günlerde uykusuzluk ciddiye alınmaz. Ancak bir süre sonra hasta uykusuzluğu başlatan neden kaybolduğu halde uyuyamadığını fark eder. Bu andan itibaren, uyumak hasta için önemli bir problem oluşturur.
Akşam saatlerinde, "Acaba bugün uyuyabilecek miyim?' diye düşünmeye başlar. Hasta uyuyabilmek için bazı önlemler alır, akşamları kahve, çay içmemeye, çevresindeki gürültü kaynaklarını kaldırmaya çalışır. Erkenden yatıp, ertesi gün işine zinde gitmeyi planlar. Ama ne yazık ki bu planlar boşa çıkar.
YATAĞA DÜŞMANLIK DUYMAK
Televizyonun karşısında gözleri kapanan, uyuyakalan hasta, kalkıp Yatağa düşmanlık duymak! Televizyonun karşısında gözleri kapanan, uyuyakalan hasta, kalkıp pijamalarını giyip yatağına gittiğinde uykusu kaçar. Hastalar sabah kalktıklarında kendilerini yorgun ve güçsüz hissederler.
Bu his bütün gün boyunca devam eder. Bir önceki gün yaşadığı hissi bir daha yaşamak istemeyen hasta ertesi gece daha fazla uyumaya gayret eder. Bu, uykunun daha fazla kaçmasına yol açar. Sonunda uykuya ve uyunan ortama karşı kötü bir şartlanma, düşmanlık hissi oluşur. Bu nedenle hastalar zaman zaman yatakları dışında uyumayı denediklerinde normal bir uyku uyuyabilirler.peki psikiyatrik durum uykuyu etkiler mi? En sık görülen uykusuzluk nedeni psikiyatrik kökenlidir. Hemen hemen tüm psikiyatrik hastalıkların seyri sırasında uykusuzluğa rastlanabilir. Bazen uyku bozukluğu diğer şikayetlerin gerisinde kalır, bazen de diğer şikayetler kadar önemsenmez.
Hasta sadece uykusuzluk şikayetiyle hekime başvurur. Çoğunlukla asıl hastalık göz ardı edilir, hasta çeşitli uyku ilaçlarıyla tedavi edilmeye çalışılır. Psikiyatrik kökenli bozukluklar arasında depresyon, panik bozukluklar, alkolizm gibi sorunlar yer alır.
DEPRESYON
Depresyona giren hastalarda duygular, keder ve mutsuzluk yönünde artar. Hasta durgun, ilgisiz ve isteksizdir. Ancak belirtiler her zaman çok belirgin olmadığından teşhis koymak güçleşebilir. Bu durumda iştahta azalma ve kilo kaybı, uykusuzluk ve seyrek olarak aşırı uyuma isteği, ölüm ve intihar düşünceleri, kendini değersiz görme gibi belirtiler olur.
Depresif hastalardaki uyku şikayeti yüzde 95 oranına kadar yükselebilir. Hatta bazen uykusuzluk o kadar ön plana geçer ki, diğer depresyon belirtilerini maskeleyebilir. Depresif hastadaki uyku şu özellikleri gösterir: Hasta uykuya dalmakta güçlük çeker. Gece içinde sık sık uyanır, bu nedenle uykusunun devamlılığı bozulur. Hasta sabah erken uyanır, hissettiği aşırı sıkıntı tekrar uyumasına engel olur.
Hasta uykusunu yetersiz ve dinlendirici olmaktan uzak olarak yorumlar, ertesi gün kendini bitkin hisseder. Depresyonun şiddeti artıkça uykusuzluk da belirginleşir. Uykusuzluk, depresyon düzeldikten sonra da devam edebilir.
NEZAMAN UZMANA BAŞVURMALI ?
Eğer bir ay süreyle uykusuzluk sorunu devam ediyorsa gidilmeli. Yoksa bu durum kronik hale gelebilir ve tedavisi güçleşebilir.
ÇEVRESEL FAKTÖRLER
Yatak odasının gürültülü, çok eşyalı ve yatağın rahatsız olması uykuyu bozar. Eşlerden birinin horlaması, yatakta kitap okuması veya ışığı açık bırakması da etkenler arasında. Çiftlerin birbirinin uykusunu kötü yönde etkilediğine ilişkin birçok çalışma var. Uykusuzluk çekenlerin ayrı yataklarda bulunması uykuya dalmayı kolaylaştırabilir.
KİMLER UYKUSUZLUKTAN MÜSTARİP ?
Stresli, uzun çalışma yaşamına sahip olanlar. Politikacılar, yoğun büro işi yapanlar, gazeteciler, televizyoncular, nöbeti olan polisler, doktorlar, yeni bebeği olan anneler
ÇOCUKLARIN UYKU SÜRESİ
Bebekler, ilk üç aylık dönemde günün yaklaşık 16-18 saatini uykuda geçirir. Üç aydan itibaren daha kısa süre uyumaya ve gece uykusunda daha seyrek uyanmaya başlar. Altı aylıkken uyku ihtiyacı 12 saate iner ve bu ihtiyaç ilkokul sonuna kadar devam eder. İlkokuldan sonra erişkin uykuya yaklaşılır.