Güncel

Zonguldaklı madenciler, enkaz altından onlarca kişiyi sağ çıkardı

Hatay'da engelli vatandaşı kurtaran maden işçisi Recep Okumuş:
- "Öyle bir mucizeye tanık olduk ki... Yerde iki binanın arasında, 50 santimlik yerde yatıyordu. Gözleri kapalıydı, vefat etmiş sandık. Gözlerini açtı. Şaşırdık, hayret ettik" - Antakya'da genç kızı 156 saat sonra kurtaran madenci Özkan Bekmezci:
- "Kepçe bir an durdu. Kur'an-ı Kerim sayfaları döküldü, onları almak için gittik. Kızın sesini duyduk. Orada hepimiz ağladık. Allah'ın bir mucizesiydi o. Asyanur kızımızı canlı çıkarttık"

ZONGULDAK - GÖKHAN YILMAZ - Dünyanın en zorlu meslekleri arasında gösterilen madenciliği özveriyle yerine getiren Türkiye Taşkömürü Kurumu işçileri, Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından başlatılan arama kurtarma çalışmalarında birçok kişinin hayatını kurtardı.

Yerin yüzlerce metre altından kömür çıkaran işçiler, bu kez depremlerin etkilediği illerde insanları kurtarmak için enkaz altında ter döktü.

Madenlerde kullandıkları tahkimat yöntemleriyle tonlarca betonun altından yüzlerce canı kurtaran işçiler, mücadele verdikleri enkazlarda mucizevi kurtuluşların ilk tanıkları olma mutluluğuna da erişti.

Bebek zannettik, çok güzel süs köpeği gördük

Kahramanmaraş'taki arama kurtarma çalışmalarına katılan madenci Yenal Uncu, AA muhabirine, deprem bölgesinde zamana dair her şeyi unutup sanki aileleri enkazdaymış gibi çalıştıklarını söyledi.

Her enkazın altından bir can çıkacak umuduyla her taşın altına baktıklarını belirten Uncu, "Oranın atmosferi başkaydı. Buradaki düşüncemiz ile oraya gittiğimiz andan itibaren düşüncelerimiz çok farklıydı. Gerçekten çok büyük felaketti. Elimizden geldiğince seferber olduk." dedi.

Uncu, enkazda çalışma yaptığı sırada ağlama sesi duyduğunu anlatarak, "Bebek zannettik. Hayvan, aynı insan gibi ağlıyordu. Arkadaşlarımız kazdığında çok güzel süs köpeği gördük. Kız çocuğunun köpeğiymiş. Bütün ailesini kaybetti. Köpeği kendisine teslim ettik. O bizi sevindirdi. Kız iki gün boyunca hiç gitmedi. Sürekli orada soğuk taşın üzerinde oturdu. Köpeği ona verebilmek, ona umut olabilmek... Duyguları anlatmada yetersiz kalıyor." diye konuştu.

Uncu, 92. saatte de yaşlı bir erkeği kurtarmayı başardıklarını da sözlerine ekledi.

İki binanın arasında 50 santimlik yerde yatıyordu

Antakya'daki çalışmalara katılan 17 yıllık madenci Recep Okumuş da kendilerinden yardım isteyen bir vatandaşa yardım ettiklerini anlattı.

Okumuş, ilk günkü çalışmanın ardından ertesi gün de arama faaliyetlerine devam ettiklerini belirterek, şunları kaydetti:

"Yani öyle bir mucizeye tanık olduk ki... Konuşamayan, duyamayan kardeşi varmış. Yer altında çalıştığımız sistemlerle tahkimat, damlar yaptık. Gerekli yerlere direkler vurduk çünkü bina üstümüze yıkılacak. Çoğu zaman çalışırken göçtü, kaçtık. İçeriye girdik. Yerde, iki binanın arasında 50 santimlik yerde yatıyordu. Gözleri kapalıydı, vefat etmiş sandık. Gözlerini açtı. Uyuyormuş demek ki. Şaşırdık, hayret ettik. Hiç de tepki vermedi, gayet temiz, hiçbir yere sıkışmamış, üzerine toz gelmemiş desek yeri var. Çıkardık onu. Kardeşi vardı, onlar da çok sevindi, şaşırdılar."

- Kızına sağ kavuşan baba sevinçten bayılmış

Antakya'da 18 yaşındaki Asyanur Öksüz'ü 156 saat sonra kurtaran ekipte yer alan 14 yıllık madenci Özkan Bekmezci, insanların kendilerine "umut" gözüyle baktıklarını dile getirdi.

"Ben çok güzel direkt boşluğa düştüm, hiçbir şey olmadı bana." diyen genç kızın kurtarılışını anlatan Bekmezci, şunları kaydetti:

"Bir enkazın başına gittik, babası vardı, şehir dışındaymış. Artık cenaze olarak bakıyordu. Bize odaları, yattığı yerleri tarif etti. Kepçe bir an durdu. Kur'an-ı Kerim sayfaları döküldü, onları almak için gittik. Kızının sesini duyduk. Orada hepimiz ağladık. Allah'ın bir mucizesiydi o. Asyanur kızımızı canlı çıkarttık."

Bekmezci, babasının da kızının sesini duyunca sevinçten bayıldığını anlatarak, "Biz hiçbir zaman, 'Buraya giremeyiz, burası tehlikeli' demedik. Elimizden gelenin fazlasını yapmaya çalıştık. İnsan umutlanıyor. Bir can çıktığı zaman, 'Yine vardır' diye devamlı çalışmak istedik. Hayatlara umut olmak istiyorsunuz." dedi.

Madenci Hasan Aydın da ucunda ölüm de olsa hiçbir zaman korku yaşamadıklarını, şu an çağırsalar yine gözünü kırpmadan gideceğini dile getirerek, "Çalışırken artçılar meydana geldi. Buna rağmen çalıştığımız yerleri terk etmedik." diye konuştu.

Hatay'ın Kırıkhan ilçesindeki çalışmalara katılan Mevlüt Buruş da insanların kendilerine kahraman gibi davrandığına işaret ederek, kendilerinin sadece ellerinden geleni yaptığını ve tek isteklerinin daha fazla canı kurtarmak olduğunu ifade etti.

Kaynak: ANADOLU AJANSI