"Yetimhane turizmi"nin Asya ve Afrika'daki kimsesiz çocukların istismarına yol açabildiği uyarısı
Son Turist adlı belgeselinde gönüllü turizminin bir çeşidi olan yetimhane turizmini anlatan Kanadalı Yönetmen Tyson Sadler:
- "Turistler, genellikle gelişmiş ülkelerden, gelişmemiş ülkelere çocuklara gönüllü yardım etmek amacıyla seyahat ediyor. Bu turistler bu seyahatler için aracı kurumlara para ödüyor. Yetimhane turizmi şu an milyon dolarlık bir endüstri haline geldi" - "Çocukların iki üç haftada bir değişen yabancı turistlere değil onlarla uzun dönem çalışabilecek sosyal hizmetler uzmanlarına ihtiyacı var"
İSTANBUL - ENES TAHA ERSEN/YETER ADA ŞEKO - Batı ülkelerinden gönüllülerin, Asya ve Afrika'daki kimsesiz çocukları ziyareti esasına dayanan ve endüstriye dönüşen "gönüllü turizmi" (voluntourism) ile ilgili belgesel çeken Kanadalı yönetmen Tyson Sadler, "Gönüllü turizmine maruz kalan çocuklar ciddi psikolojik sorunlarla mücadele ediyor. Çalışmalar bu çocukların hayatlarının ilerleyen zamanlarında anlamlı, uzun süreli ilişkiler kuramadıklarını gösteriyor." dedi.
Son Tourist (The Last Tourist) adlı belgeselinde yetim çocukları ziyaret konusunu ele alan yönetmen Sadler, AA muhabirine, gönüllü turizmi endüstrisi ve son yıllarda popülerleşen "yetimhane turizminin" çocuklarda yol açtığı travmaları anlattı.
Çektiği 90 dakikalık belgeselde kültürel mirasın korunması, vahşi yaşamın sürdürülmesi gibi konuları ele alan Sadler, dünyanın zengin bölgelerindeki kişilerin, turistik faaliyet olarak yardıma muhtaç ve dezavantajlı bölgelere gidip orada gönüllü faaliyetler yürüttüğünü söyledi.
Sadler, gönüllü turizmi kapsamında yapılan yardım çalışmalarının çoğunlukla resmi veya gayriresmi statüdeki yetimhanelerde gerçekleştirildiğini belirterek, artık endüstri halini alan bu durumun giderek yaygınlaştığını ifade etti.
Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonunun (UNICEF) son olarak Aralık 2022'de güncellediği "Alternatif Bakımdaki Çocuklar" raporuna göre dünya genelinde 3 ila 7 milyon arasında çocuğun yetimhanelerde barınmak zorunda kaldığını aktaran Sadler, özellikle Asya ve Afrika'da kimsesiz çocuk sayısının daha fazla olduğunu kaydetti. Sadler raporla ilgili "Rakamlar buz dağının yalnızca görünen kısmı. Kimsesiz çocuklar konusunda net küresel rakama ulaşabilmek mümkün değil." değerlendirmesinde bulundu.
Sadler, gönüllü turizminin özellikle doğal afetlerin sık yaşandığı, az gelişmiş Kamboçya, Tayland, Uganda ve Kenya gibi ülkelere yapıldığına dikkati çekerek, refah seviyesi yüksek ülkelerden kişilerin çok ciddi paralar ödeyerek bu bölgelere yardım turizmi yaptıklarını anlattı.
"Yetimhane turizmi" olarak adlandırılan endüstrinin, özellikle bu ülkelerdeki yetimhanelerde belirli süre çalışmak ve çocuklarla gönüllü vakit geçirmek şeklinde gerçekleştiğini dile getiren Sadler, "Turistler, genellikle gelişmiş ülkelerden, gelişmemiş ülkelere çocuklara gönüllü yardım etmek amacıyla seyahat ediyor. Bu turistler bu seyahatler için aracı kurumlara para ödüyor. Yetimhane turizmi şu an milyon dolarlık bir endüstri haline geldi." diye konuştu.
Çocukların yabancı turistlere değil, sosyal hizmet görevlilerine ihtiyacı var
Sadler, yetimhane turizmiyle çocuklar üzerinden para kazanıldığını ve bunun çocuk istismarı olduğunu vurgulayarak, "UNICEF ve bu bölgelerdeki resmi kuruluşların verilerine göre bu yetimhanelerde kalan çocukların yüzde 80'inin anne ya da babalarından en az biri hayatta fakat çocuklar para için aileleri tarafından buralara gönderiliyor." şeklinde konuştu.
Söz konusu ülkelerdeki fakirliğin, çocukların bu kuruluşlarda kalmasının temel nedeni olduğuna değinen Sadler, şöyle devam etti:
"Bu yetimhanelerin yüzde 80'i turistik alanlara kurulmuş durumda. Buradan bizim çıkarmamız gereken çok önemli bir ders var. Yetim turizmi bir iş kolu ve eğer talep olmasaydı böyle yetimhaneler kurulmazdı. Şunu biliyoruz ki bu tarz turizmdeki talep çocukların ailelerinden ayrılmasını ve bu yetimhanelerde yaşamasını tetikliyor. Bu ülkelerde yaşayan kişiler çocuk istismarından devasa bir iş alanı oluşturmuş durumda. Çalışmalar ayrıca çocukların buralara yapılan bağışlardan da yararlanamadığını gösteriyor."
Sadler, yetimhanelerdeki çocukların psikolojilerinin maruz kaldıkları "insan sirkülasyonu" nedeniyle olumsuz etkilendiğine işaret ederek, "Gönüllü turizmine maruz kalan çocuklar ciddi psikolojik sorunlarla mücadele ediyor. Çalışmalar bu çocukların hayatlarının ilerleyen zamanlarında anlamlı, uzun süreli ilişkiler kuramadıklarını gösteriyor." ifadesini kullandı.
Yetimhanelerde yaşayan her 3 çocuktan birinin sonunda evsiz kaldığını, 7 çocuktan birinin fuhşa, 5 çocuktan birinin suça karıştığını, her 10 çocuktan birinin ise intihar girişiminde bulunduğunu belirten Sadler, "Bu çocukların iki üç haftada bir değişen yabancı turistlere değil onlarla uzun dönem çalışabilecek sosyal hizmetler uzmanlarına ihtiyacı var." görüşünü paylaştı.
- Sivil toplum kuruluşları yetimhanelerin kapatılması için çalışmalar yapıyor
Sadler, gönüllü turizmi konusunda insanların bilinçlendirilmesi gerektiğinin altını çizerek, "Gönüllü turizminde bu tarz yetimhaneleri ziyaret etmeyi isteyen kişilerin çoğu çocuklara önem veriyor ancak bilmedikleri şey bu tarz aktiviteler yapmak yerine evlerinde oturarak çocuklara daha az zarar verecekleri." dedi.
Belgeselinde, yetimhane turizmini deneyimleyen kişilere de yer verdiğini aktaran Sadler, bu kişilerden bazılarının ülkelerine döndüklerinde bunun çocuk istismarı olduğunu anlayıp yetimhanelerin kapatılması ve çocukların koruma altına alınması için sivil toplum kuruluşları kurduklarını kaydetti.