Uzmanından "Tsunami Türkiye'nin afet ajandasında yer almalı" çağrısı
UNESCO Kuzey Doğu Atlantik ve Akdeniz Tsunami Uyarı Sistemi önceki dönem başkanı Prof. Dr. Ahmet Cevdet Yalçıner:
- "Ülkemizde tarihte antik kentleri de yıkıcı şekilde etkilemiş çok sayıda örnekler var. Deprem kadar yaygın algısı yok ama tsunami kıyılardaki şehirlerimize ve tesislerimize önemli zararlar verebilir, bunun için hazırlıklı ve bilgi sahibi olmamız gerekiyor" - "UNESCO'nun 'Tsunami Hazır Kent' sertifikası için UNESCO’nun gösterdiği yol haritası ile ilerlediğimizde gerekli hazırlık ve farkındalığa ulaşarak olası tsunami tehlike durumlarında can kaybını en aza indireceğimiz umudundayım"
İSTANBUL (AA) - GÜLSELİ KENARLI - UNESCO Kuzey Doğu Atlantik ve Akdeniz Tsunami Uyarı Sistemi önceki dönem başkanı Prof. Dr. Ahmet Cevdet Yalçıner, Doğu Akdeniz'de tarih boyunca kentleri yıkıcı şekilde etkilemiş örnekleri bulunan tsunaminin Türkiye'nin doğal afet ajandasında yer alması gerektiğini söyledi.
UNESCO Hükümetlerarası Oşinografi Komisyonu tarafından uygulanan ve Doğu Atlantik ile Akdeniz'e kıyısı olan ülkelerin, tsunami ve diğer deniz seviyesiyle ilgili tehlikelere karşı korunması amacıyla hayata geçirilen CoastWAVE Projesi'nin ilk fazı tamamlandı.
Avrupa Komisyonu Sivil Koruma ve İnsani Yardım Genel Müdürlüğü (DG ECHO) tarafından Birleşmiş Milletler (BM) Okyanus Bilimi On Yılı (2021-2030) kapsamında finanse edilen projeye Türkiye'den Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi Deprem Araştırma Enstitüsü ile Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) İnşaat Mühendisliği Bölümü Kıyı ve Deniz Mühendisliği Dalı yer aldı.
Projenin ilk fazına 7 ülke katılırken çalışmalar sonucunda 4 ülkede seçilen pilot bölgeler, "Tsunami Hazır Kent" sertifikası aldı. Sertifika alan bölgelerden biri de İstanbul'un Büyükçekmece ilçesi oldu.
CoastWAVE Projesi'nde yer alan ve ODTÜ'nün proje koordinatörlüğünü yürüten UNESCO Kuzey Doğu Atlantik ve Akdeniz Tsunami Uyarı Sistemi önceki dönem başkanı, ODTÜ Deprem Mühendisliği Araştırma Merkezi emekli üyesi Prof. Dr. Ahmet Cevdet Yalçıner, tsunaminin Japonca'da "liman dalgası" anlamına geldiğini, denizde gerçekleşen depremler dışında merkez üssü kıyıdan 100 kilometre uzakta ve 6,5'ten büyük depremlerin tsunamiye neden olabileceğini anlattı.
Tsunami Hazır Kent
sertifikası kriterleri
Tsunaminin Türkiye'nin doğal afetler ajandasında yer alması gerektiğine dikkati çeken Yalçıner, "Ülkemizde tarihte antik kentleri de yıkıcı şekilde etkilemiş çok sayıda örnekler var. Ülkemiz için deprem her şeyden önemli bir afettir. Deprem kadar yaygın algısı yok ama tsunami kıyılardaki şehirlerimize ve tesislerimize önemli zararlar verebilir, bunun için hazırlıklı ve bilgi sahibi olmamız gerekiyor." dedi.
CoastWAVE projesi kapsamında Büyükçekmece ilçesine verilen Tsunami Hazır Kent sertifikasının, bu ilçede tsunamiye karşı önlemlerin alındığı anlamına geldiğini belirten Yalçıner, Türkiye'deki yerel yönetimlerin talep etmesi durumunda sertifika çalışması için harekete geçilebileceği bilgisini verdi.
Yalçıner "Bir ilçenin Tsunami Hazır Kent sertifikası alması için gerekli olan altyapının oluşturulması lazım. Bunun için ön araştırmalarla afet düzeyinin belirlenmesi, tsunami, tehlike, risk ve tahliye haritalarının çıkarılması gerekiyor. Bunlara paralel olarak, paydaşların belirlenmesi, paydaşların ve halkın bilgilendirilmesi, bilgi panolarının bölge kıyılarına yerleştirilmesi ve belli zamanlarda tatbikatların yapılması gerekiyor." değerlendirmesinde bulundu.
Ülkemiz kıyılarında beklenen tırmanma yüksekliği 6 metre
Akdeniz'de tarihte büyük tsunamiler yaşandığından bahseden Yalçıner, "Seferihisar depreminde gördüğümüzden çok daha büyük dalgalar görebiliriz ama Japonya'daki gibi 30 metrelik dalgaların bölgemizde kıyılara vurması söz konusu değil. Modelleme verilerimiz ve bilgi birikimimize göre ülkemiz kıyılarında 6 metre tırmanma yüksekliği oluşturabilecek tsunami dalgaları beklenir." diye konuştu.
Sismik olarak yatay hareket eden fayların küçük, düşey hareket eden fayların ise büyük tsunami üretebildiğini aktaran Yalçıner, ayrıca depremle deniz altında heyelan meydana gelirse daha büyük tsunami oluşabileceğini bildirdi.
Marmara Denizi'nde bu riskin bulunduğuna dikkati çeken Yalçıner, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Deniz araştırmalarından elde edilen bilgiler Marmara'da deniz altı heyelanlarının izlerini gösteriyor. Heyelanla oluşan dalgalar sismik dalgalara göre daha büyük olur. İstanbul ili Marmara kıyı ilçeleri için hazırlanan tsunami tehlike, risk ve tahliye haritaları fayın kırılması ve deniz içi heyelanları oluşması senaryoları dikkate alınarak hazırlanmıştır."
Tsunami farkındalığının öneminin altını çizen Yalçıner, Seferihisar'da 30 Ekim 2020'de meydana gelen 6,6 büyüklüğündeki depremden sonraki tsunamiden önemli dersler çıkarıldığını dile getirdi.
Yalçıner, sözlerini şöyle tamamladı:
"İstanbul'un Marmara kıyılarındaki 17 ilçe için tamamlanan proje ile hazırlanmış olan tsunami tehlike, risk ve tahliye haritaları ve eylem planları dünyada en ayrıntılı biçimde yapılmış tsunami hazırlık çalışmaları olarak uluslararası ölçekte dikkat çekiyor. Tsunamiden korkulmamalı, sadece tsunami hakkında doğru olarak bilgilenmemiz ve farkında olmamız, tehlike yaşandığında canımızı kurtarmamız için yeterli olabiliyor. Bu nedenle UNESCO'nun Tsunami Hazır Kent sertifikası için UNESCO'nun gösterdiği yol haritası ile ilerlediğimizde gerekli hazırlık ve farkındalığa ulaşarak olası tsunami tehlike durumlarında can kaybını en aza indireceğimiz umudundayım."