Uzmanından doğum yapılan hastanede "yenidoğan yoğun bakım ünitesi" olmalı uyarısı
Bayındır Söğütözü Hastanesi Neonatoloji Uzmanı Doç. Dr. Ece Göçmen:
- "Tüm doğumların, yenidoğan yoğun bakım ünitesi bulunan hastanelerde, uzman hekimler ve deneyimli hemşireler eşliğinde gerçekleştirilmesi kritik önem taşıyor"
İSTANBUL - Bayındır Söğütözü Hastanesi Neonatoloji Uzmanı Doç. Dr. Ece Göçmen, doğum sonrası bebeklerin bir kısmına ileri tıbbi müdahale gerekeceği için doğum yapılan hastanelerde yenidoğan yoğun bakım ünitesi olması gerektiğini bildirdi.
Hastaneden yapılan açıklamada görüşlerine yer verilen Doç. Dr. Göçmen, doğum anında yaklaşık 10 bebekten birinin hafif düzeyde tıbbi müdahaleye gereksinim duyduğunu belirtti.
Bebeklerden bir kısmına ileri tıbbi müdahale gerekebildiğini kaydeden Göçmen, "Doğumda, canlandırma uygulanan bu bebeklerin doğum sonrası acilen yoğun bakım ünitelerinde tedaviye alınmaları gerekiyor. Bu tür acil durumlarda, zamanında ve uygun müdahalenin ivedilikle başlatılması kalıcı sağlık sorunlarının önlenmesi için büyük önem taşıyor. Bu nedenle tüm doğumların, yenidoğan yoğun bakım ünitesi bulunan hastanelerde, uzman hekimler ve deneyimli hemşireler eşliğinde gerçekleştirilmesi kritik önem taşıyor." ifadelerini kullandı.
Göçmen, prematüre bebeklerin anne karnındaki büyüme ve gelişmelerini henüz tamamlamadan dünyaya geldikleri için, başta solunum sistemi olmak üzere, kalp-damar sistemi, bağırsak sistemi, sinir sistemiyle ilgili sorunlarla karşı karşıya kalabildiğini belirterek, "Yine bu bebeklerin bağışıklık sistemleri tam gelişmediğinden, mikroplara karşı dirençleri de düşük oluyor. Bu nedenle onlar için özel olarak tasarlanmış yenidoğan yoğun bakım ünitelerinde tıbbi gereksinimlerinin karşılanması gerekiyor." açıklamasında bulundu.
Göçmen, yenidoğan yoğun bakım ünitelerinde kaliteli bakım hizmetinin 7 gün 24 saat sürekliliğinin sağlanmış olması gerektiğinin altını çizdi.
Yaşamsal bulguların monitörden sürekli takip edilmesi gerekiyor
Şefkatli, bireyselleştirilmiş, aile merkezli bakım ilkelerinin gözetilmesinin, ten tene temas ve kanguru bakımının sağlanmasının hem yoğun bakım sürecini kolaylaştırdığını hem de uzun dönem bedensel ve ruhsal sağlık üzerine olumlu etkileri olduğuna değinen Göçmen, şunları kaydetti:
"Erken doğan bebeklerin akciğerlerinde sürfaktan adlı akciğerlerin uygun şekilde çalışmasını sağlayan maddenin yetersiz olması nedeniyle bu bebekler sıklıkla solunum sorunlarıyla karşılaşıyor. Zamanında doğan bazı bebeklerde de çeşitli enfeksiyon durumlarına bağlı olarak ya da başka nedenlerle solunum sorunları olabiliyor. Bu tür bebeklerin solunumlarının yenidoğan yoğun bakım ünitelerinde, mekanik ventilatörler (solunum destek cihazları) ile desteklenmesi gerekiyor. Bu bebekler kuvöz adı verilen, anne karnındakine benzer şekilde sıcaklık ve nem sağlayan özel beşiklerde izleniyor. Yaşamsal bulgularının da monitörlerden sürekli takip edilmesi gerekiyor."
Bu tür cihazların sürekli çalışabilmesi için kesintisiz güç kaynakları gibi donanımların bulunması, merkezi oksijen ve gaz sistemleri gerekliliğine vurgu yapan Göçmen, "Sarılık takiplerinin yapılması ve gerektiğinde fototerapi denilen cilde mavi ışık veren cihazların da kullanıma hazır şekilde bulunması gerekiyor. Damardan beslenmesi gereken bebekler için de bu solüsyonların hazırlandığı steril ünitelerin ve bu iş için uzmanlaşmış personelin bulunması şart oluyor. Bulaşıcı bir enfeksiyonu bulunan bebeklerin de özel bir havalandırma sisteminin sağlandığı izolasyon odalarında takip edilmeleri büyük önem taşıyor." değerlendirmesinde bulundu.