Ekonomi

Uludağ Ekonomi Zirvesi devam ediyor

Akkök Holding İcra Kurulu Başkanı Ahmet Cemal Dördüncü:
- "Enerji fiyatlarındaki artışın etkileri var. İhracat yaptığımız pazarlardaki alım güçlerinin azalıyor olması ama öbür taraftan enerji fiyatlarının üretim yapan rakiplerimiz için de çok fazla artıyor olması, onların kapasitelerini düşürmelerine hatta bazı fabrikaların kapatılmasından dolayı bize birtakım fırsatlar da yaratıyor" - Alarko Holding AŞ Topluluk İcra Kurulu Başkanı Ümit Nuri Yıldız:
- "Daha çok enerjinin teknoloji tarafına yatırım yapmayı düşünüyoruz. Gerek depolama gerek hidrojenle ilgili çalışıyoruz. Ayrıca dağıtım tarafında enerjinin verimli olarak kullanılabilmesi için robotik bazı uygulamalar kullanıyoruz dağıtım yaptığımız bölgelerde"

SAKARYA - Akkök Holding İcra Kurulu ve Global Compact Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Cemal Dördüncü, enerji fiyatlarındaki artışın etkilerinin olduğunu belirterek, "İhracat yaptığımız pazarlardaki alım güçlerinin azalıyor olması ama öbür taraftan enerji fiyatlarının üretim yapan rakiplerimiz için de çok fazla artıyor olması, onların kapasitelerini düşürmelerine hatta bazı fabrikaların kapatılmasından dolayı bize birtakım fırsatlar da yaratıyor." dedi.

P&G'nin ana sponsorluğunda Capital, Ekonomist ve StartUp dergileri tarafından Sapanca ilçesindeki otelde düzenlenen Uludağ Ekonomi Zirvesi (UEZ) kapsamında McKinsey & Company Şirket Ortağı Onur Mumcu'nun moderatörlüğünde "Enerjide Denge Arayışı: Yeni Kaynaklara Geçiş" konulu oturum gerçekleştirildi.

Dördüncü, konuşmasında enerji fiyatlarının Türkiye'de arttığını, Avrupa'da ise daha fazla yükseldiğini belirtti.

Dördüncü, enerji fiyatlarındaki artışın etkilerinin olduğunu dile getirerek, "İhracat yaptığımız pazarlardaki alım güçlerinin azalıyor olması ama öbür taraftan enerji fiyatlarının üretim yapan rakiplerimiz için de çok fazla artıyor olması, onların kapasitelerini düşürmelerine hatta bazı fabrikaların kapatılmasından dolayı bize birtakım fırsatlar da yaratıyor. Dolayısıyla efektler çok yönlü. Onu çok ciddi bir şekilde yönetebiliyor olmanız lazım." diye konuştu.

Zor dönemden geçildiğini kaydeden Dördüncü, enerji kriziyle bir anda sürdürülebilirlik anlamında geriye adım atılmaya başlandığını ifade etti.

Almanya'da fosil yakıtlara geri dönüldüğüne işaret eden Dördüncü, "Kömür santralleri tekrar devreye girmek durumunda kaldı. Öbür yandan nükleer santraller tekrar devreye alınmak zorunda kalındı." şeklinde konuştu.

Avrupa, enerji konusunda bağımsız olmak istiyor

Galata Wind Yönetim Kurulu Murahhas Üyesi ve Üst Yöneticisi Burak Kuyan da Avrupa'nın enerji konusunda bağımsız olmak istediğini söyledi.

Bağımsızlığını kazanabilmesinin en kolay yollarından birinin sürdürülebilirlik kapsamında yenilenebilir enerji yatırımları olduğuna dikkati çeken Kuyan, şöyle konuştu:

"Bunun için çok ciddi bir dönüşüm paketleri açıklamaya başlıyorlar. Rusya-Ukrayna savaşı çıktığından bu yana Avrupa enerji bakanları, sadece fiyatları düşürebilmek için sürekli toplantı halindeler ama hala bir konsorsiyum sağlayamıyorlar. Tek üzerinde konsorsiyum sağlanan konu şu: Diyorlar ki 'Biz yenilenebilir enerjiye geçmek ve yenilenebilir enerjinin nimetlerinden faydalanmak zorundayız.' Bu yüzden de Avrupa'da önemli bir dönüşüm başlayacağını öngörüyoruz."

Enerji krizi kalıcı bazı hasarlar bırakacak

Fiba Grubu Yönetim Kurulu ve İcra Kurulu Başkanı Murat Özyeğin de dünya genelindeki enerji krizinin gerçekten önemli olduğunu ve kalıcı bazı hasarlar bırakacağını dile getirdi.

Kömüre veya nükleer enerjiye geçişin geçici olduğunu düşünmekle birlikte bu alanlarda da bazı kalıcı yatırımların bulunduğuna işaret eden Özyeğin, "Bütün bunlar bir şekilde bir dengeye oturacak. Geldiğimiz noktayla iklim yönünden dünyanın baş etmesi gereken çelişki olmakla kesinlikle inovasyonun önü daha da açılacak. Bu alana giden yatırımların artması gerekiyor ama bu da kolay değil çünkü bütün dünyada risk sermayesi yatırımlarının da pek iyi gitmediği bir dönemdeyiz." ifadelerini kullandı.

Özyeğin, yaşanan sorunlara ilişkin çözümlerin belli olduğuna dikkati çekerek, "Mikro bazda enerji üretip aynı şekilde dağıtmak yerel anlamda. Şirketlerine kendi enerji üretim tesisleri ki Türkiye, bu anlamda oldukça yol alıyor, çok önemli gelişmeler var son birkaç ayda. Yenilenebilir kaynaklarda kendi kapasitesini arttırması örneğin. Bunun yanı sıra hibrit ve kapasite arttırmaları çok büyük fırsatlar. Bu finansman ortamında ve enerji krizinin göbeğinde yapmamız gereken küçük meyveleri toplamak, kolayları almak." değerlendirmesinde bulundu.

Avrupa'da sübvansiyon nasıl yapılırın pratiği yok

EnerjiSA Enerji Üst Yöneticisi (CEO) Murat Pınar da enerjinin üç kritik imkansızı olan arz güvenliği, maliyet ve kalitesinin, sanayinin, ekonominin işlemesi için bir arada yürümesi gerektiğinin altını çizdi.

Türkiye'nin enerji ithalatına bakıldığında 5 yılda 200 milyar dolar, yıllık 40 milyar dolar, cari açığının ise 40-45 milyar dolar civarında olduğunu anlatan Pınar, "Eğer ithalattan kendimizi sıyırabilirsek kısa, orta ve uzun vadede plan her neyse bizim bunu çözmemiz mümkün." dedi.

Pınar, Türkiye'nin krizden Avrupa kadar etkilenmediğini belirterek, şunları kaydetti:

"Hane halkına baktığınızda sübvansiyon nedeniyle etkilenmedi. Avrupa'da sübvansiyon nasıl yapılırın pratiği yok. Bütçenin neresinden gelir, bakanlık mı yapar, böyle bir tartışma var. Türkiye'de en azından her ne dersek diyelim hane halkına yansıyan bu düşündüğümüz gibi değil.

Ekonomi olarak bakıyorsunuz en azından bugün sürdürülebilir bir hikayemiz var. Son kısmında ise maliyet için yatırım lazım. En önemlilerinden biri 'Arz güvenliğimiz ne durumda?' deyince bu senenin yazını iyi geçirdik ama biz yatırımlara devam edemezsek, enerjiyi ayakta tutmazsanız hiçbir sektör çalışmaz."

-"Gerek dünyada gerek Türkiye'de baz santrallere ihtiyaç var"

Alarko Holding AŞ Topluluk İcra Kurulu Başkanı Ümit Nuri Yıldız, bugün Türkiye'de enerjide yüzde 5'lik ya da yüzde 10'luk tasarruf yapılması gerektiğini belirtti.

Alarko olarak Türkiye'nin yüzde 3-3,5 civarındaki enerjisini ürettiklerini kaydeden Yıldız, "Daha önce de belirttiğimiz gibi fosil yakıtlara da herhangi bir şekilde yatırım yapmayı düşünmüyoruz fakat şu da bir gerçek, gerek dünyada gerek Türkiye'de baz santrallere ihtiyaç var. Yenilenebilir enerji santrallerinin maalesef şu anki teknolojiyle baz santral olma ihtimali de yok. Hepimiz enerji depolama alanında ve alternatif yakıtlar üzerinde çalışmaya başladık. Daha da önemlisi yenilenebilir enerji üzerine yapacağımız yatırımlarda bu santralleri baz santrali haline nasıl getirebiliriz üzerinde düşünmeye başladık. Bu, çok önemli gelişme diye düşünüyorum." diye konuştu.

Yıldız, Türkiye'de 1990'lı yıllara bakıldığında enerji ihtiyacını karşılayabilmek için atılabilecek en iyi adımların doğal gaz ve ithal kömür santrallerinin yapılması olduğuna dikkati çekerek, bunun da doğal olarak bir taraftan ekonominin büyümesine bir taraftan da cari açığın artmasına sebep olduğunu anlattı.

İleriki dönemde Alarko olarak yenilenebilir enerji kaynaklarına yatırıma devam edeceklerini vurgulayan Yıldız, "Daha çok enerjinin teknoloji tarafına yatırım yapmayı düşünüyoruz. Gerek depolama gerek hidrojenle ilgili çalışıyoruz. Ayrıca dağıtım tarafında enerjinin verimli kullanılabilmesi için robotik bazı uygulamalar kullanıyoruz dağıtım yaptığımız bölgelerde." dedi.

Kaynak: ANADOLU AJANSI