Türk Kızılay Genel Başkanı Kerem Kınık afetlerde medyanın dilini değerlendirdi:
"Vahşetin, şiddetin ya da olan olayın biraz dramatize ederek ajite edilerek verilmesi, reyting kaygısı güdülerek yapılan haberlerle vatandaşlar arasında birtakım farklı kaygıların, korkuların ve güvenlik sorunlarının oluşturulması gibi hususların engellenmesi ve doğru bilginin, doğru davranış tutumlarının toplumda yaygınlaştırılması açısından medyanın rolü çok önemli"
İSTANBUL - BİRİZ ÖZBAKIR - Türk Kızılay Genel Başkanı Kerem Kınık, afetler sırasında doğru bilginin ve doğru davranış tutumlarının toplumda yaygınlaştırılması açısından medyanın rolünün çok önemli olduğunu söyledi.
Anadolu Ajansının, iklim krizi ve çevre konularındaki farkındalığı artırma hedefiyle düzenlediği Çevre Forumu'nda AA muhabirine açıklamada bulunan Kınık, medyanın afet yöneticileri olarak Kızılay için önemli çözüm ortaklarından biri olduğunu söyledi.
Afet yönetiminde, gerek hazırlık gerek müdahale gerekse afetin oluştuğu süreçten sonraki iyileştirme safhasında medyaya önemli bir sorumluluk düştüğünü belirten Kerem Kınık, "Medyanın özellikle doğru kavramları kullanması, afet veya olağanüstü durumlarda iklim temelli meseleleri tartışırken doğru ifadelerle bunu ortaya koyması ve bu yalın gerçekliğin kök sebeplerini bu konularla alakalı olarak ön plana çıkarması, manşete taşınması gereken hususların farkında olarak bu haberleri yapması ve bu konuları hiçbir zaman gündemden düşürmemesi gerekiyor." dedi.
Türk Kızılay Genel Başkanı Kınık, medyanın afetlerle ilgili haberlerde kullandığı dilin vatandaşlar üzerindeki etkisine vurgu yaparak şöyle devam etti:
"Vahşetin, şiddetin ya da olan olayın biraz dramatize ederek ajite edilerek verilmesi, reyting kaygısı güdülerek yapılan haberlerle vatandaşlar arasında birtakım farklı kaygıların, korkuların ve güvenlik sorunlarının oluşturulması gibi hususların engellenmesi ve doğru bilginin doğru davranış tutumlarının toplumda yaygınlaştırılması açısından medyanın rolü çok önemli. Özellikle kriz dediğimiz afetin aslında o ilk dönemlerindeki, o yönetimin içerisinde doğru bilgilendirmenin çok kıymetli olduğunu, buradaki birincil rolün de medya kuruluşlarına düştüğünü ifade edebiliriz."
Söylem açısından afetin bir siyasi rekabet ve bir reyting aracı olmaktan çıkarılması ve herkesin birey olarak yüzleşeceği bir gerçeklik olduğunun anlaşılması gerektiğini ifade eden Kınık, "Sorun küresel, çözümün de küresel olması gerekiyor. Konunun küresel bir söylemle ve ortak bir anlayış ve duyarlılıkla ele alınması gerekiyor. Bizim afet ve iklim temelli olaylarda gönüllüye ihtiyacımız var, bağışçıya ihtiyacımız var, çözüm ortaklarına ihtiyacımız var. Bu ekosistemin geliştirilmesinde ihtiyacımız var. Medyanın da buna katkısı söylemle çok derin olacak." diye konuştu.
İklim olayları hepimizi afet ve iklim okuryazarı olmaya zorluyor
İklimsel olaylarda herkesin temel okuryazarlık seviyesine ulaşması gerektiğini vurgulayan Kınık bu okuryazarlığa daha çok ihtiyaç duyulabileceğini işaret etti.
Kınık şunları kaydetti:
"İklim temelli afetler ya da iklim olayları bugün artık hepimizi en temel afet ve iklim okuryazarı olmaya zorluyor kesinlikle. Tıpkı yememiz, içmemiz gibi. Tıpkı üstümüze giyeceğimiz elbiseler hakkında tekstil çeşitleriyle ilgili bilgi sahibi olmamız gerektiği gibi... Aslında iklimi de yani rüzgarı, havayı, suyu, kuraklığı, güneşi bunu da artık yaşadığımız çevrede tanımak bilmek durumundayız."
Toplumda çevre haberleri konusunda farkındalık oluşturulmasının, koruma ve çevreye sahip değil onun bir parçası olduğumuz bilincinin yaygınlaştırılması açısından önemli olduğunu vurgulayan Kınık sözlerini şöyle tamamladı:
"Öncelikle Anadolu Ajansını ve yönetimini tebrik ediyorum, bu hem duyarlı hem zamanlı hem de çok iyi odaklanılmış alan için. Çünkü aslında çevre her türlü disiplinden öte her sektörün çok yakından ilgilenmesi gereken bir alan."