TAYRAŞ tesislerinde "Sıfır Atık" politikası uyguluyor
TAYRAŞ Baz Yağ Rafineri AŞ. Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO'su Mehmet Afşin:
- "Bilecik Osmaneli'nde TAYRAŞ rafinerisinin ülkeye çok önemli bir hizmet verdiğini ve ekonomik döngüye, bütçe açığının kapanmasına da katkı sağladığını görüyoruz" - "Birinci tesisimizin kapasitesi aşağı yukarı 70 bin tonaj civarında. İkinci tesisimizin, 180 bin tonaj olacaktır. Bununla birlikte kapasitemizi artırmış olacağız"
ANKARA - TAYRAŞ Baz Yağ Rafineri A.Ş Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO'su Mehmet Afşin, tesislerinin "Sıfır Atık" vizyonuyla kurulmuş ve prosesi buna uygun dizayn edilmiş bir yapıya sahip olduğunu belirtti.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığınca Başkent Millet Bahçesi'nde düzenlenen ÇEVREFEST'e "Platin Sponsor" olarak katılım sağlayan TAYRAŞ, çevreye verdiği önemle dikkati çekiyor.
"Hepimizin Bir Dünyası Var" temasıyla 9 Haziran'a kadar sürecek organizasyonda AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Afşin, şirket olarak çevre temalı etkinliklere büyük önem verdiklerini, Sıfır Atık ilkesiyle ve gelecek nesillere temiz bir dünya bırakmak için ellerinden geleni yaptıklarını belirtti.
Hissedarlarla yurt dışında ikamet ettikleri sıralarda, çevre nezdinde Avrupa Birliği müktesebatında doğan bazı projeleri araştırdıklarını ve Türkiye'de kullanım ömrünü tamamlamış madeni yağların nitelikli ayrımlaştırılmadığını gördüklerini kaydeden Afşin, 2011 yılında bu alanda şirketlerini kurarak altyapı çalışmalarıyla bugünkü günlere geldiklerini söyledi.
İleri dönüştürüyoruz
Kullanım ömrünü tamamlamış madeni yağları toplayarak gelişmiş teknolojilerle rafine ettiklerini ve katma değeri yüksek ürüne dönüştürdüklerini kaydeden Afşin, "(Atık yağları) Rafine ederek, sloganımızı, 'İleri dönüşüm, iyiye dönüşüm.' olarak adlandırıyoruz. Aldığımız atık ürünü, geri dönüştürmek yerine, ileri dönüştürerek modern ve temiz teknolojilerle prosesten geçirip rafine ederek, ileri ve iyiye dönüştürüyoruz." dedi.
Türkiye'de yıllık 700 bin tonun üzerinde baz yağı ithalatı olduğunu kaydeden Afşin, bunun maliyetinin yaklaşık 1 milyar 200 milyon dolara tekabül ettiğini, bu miktarın ülkeden yurt dışına ithalat bedeli olarak ödendiğini ve önemli bir cari açık oluşturduğunu belirtti.
Afşin, şunları kaydetti:
"Ülke olarak, biz bu ithalatın, hem kaynaklarımızın yönetimi hemde cari açığımızın azaltılarak ülkemize nasıl değer kazandırırız konusuna, hep birlikte bakmamız gerekir. Nitelikli ve sürdürülebilir üretim hedefiyle gerekli analizleri yapıp, fizibiliteleri oluşturarak ve bu kapsamda uygun teknolojiyi de oluşturarak, ülkemize bu değeri katmış olduk. Bugün, Bilecik Osmaneli'nde bulunan TAYRAŞ tesisimizde yıllık, 45-50 milyon dolarlık değer oluşturuyor ve üretmiş olduğumuz katma değeri yüksek ürünü gelişmiş ülkelere de ihraç ediyoruz."
İkinci etabın projesine 2025'te başlanacak
Afşin, TAYRAŞ'ın hedeflediği projenin ilk etabını yaklaşık 105 bin metrekarelik alanda Osmaneli'nde kurduğunu, ikinci etabı ise daha geliştirilmiş bir teknolojiyle, 2025'in ilk yarısında hayata geçirmeyi planladıklarını vurguladı.
Kapasiteyi artırdıklarında ülkeye ekonomik açıdan daha fazla katkı sağlayacaklarının altını çizen Afşin, "İkinci tesisimizle 180 bin tonaja ulaşacak olan kapasitemizle beraber yıllık sağladığımız katma değerin 50 milyon dolardan 100-150 milyon dolar seviyelerine ulaşacağını umuyoruz." diye konuştu.
Tesislerini üç önemli başlığa göre tasarladıklarını belirten Afşin, şöyle devam etti:
"Ana değerlerimiz çevre, sıfır atık ve sürdürebilirliktir ve bu ilkelerle üretim gerçekleştirdiğimizde nitelikli ürün üreteceğimizin kanaatine vardık. Niteliksiz üretimler çevreyi adeta zehirliyor. Biz de kendimizi zarar görmüş bir çevrenin içerisinde yaşarken buluyoruz. Temiz bir geleceği oluşturmak için öncelikle temiz üretim gerekiyor ve bunun sürdürebilirliği çok önemli. Biz kendi üretimimizde bunu sağladık. Çevre bizim geleceğimiz. Temiz bir toplumun oluşması için önce çevreden başlanması gerekir."
Ürettikleri ürünlerin, petrolden üretilen baz yağ ürününe kıyasla 70 bin ton daha az karbon ayak izine sahip olduğunu vurgulayan Afşin, sürdürülebilirlik, yeşil ekonomi, sıfır atık, inovasyon kavramlarının şirketlerinin "varoluş kültürü" içinde yer aldığını söyledi.
Mehmet Afşin, tesislerinden atık çıkmadığını vurgulayarak, şunları kaydetti:
"Rafineri üretim süreçlerimizden emisyon anlamında çıkan sadece su buharı var. Onun dışında rafineri prosesimiz, baz yağlar dışındaki tüm yan çıktıları ürün ya da enerji olarak değerlendirecek şekilde tasarlanmıştır. Yani sıfır atık ilkesine yüzde yüz uygun ve prosesi de ona göre tasarlanmış bir yapıyız. Aldığımız atığın proses aşamasındaki oluşan off-gazlarını ve beraberinde atık suları yakıyor, bu şekilde yanma süreçlerinde oluşan ısıyı da enerji olarak tesisimizde kullanıyoruz.
Aynı zamanda tesisimizden çıkan buharı soğutma kulesinden geçiriyor, 1100 derecelik buharı yaklaşık 90 dereceye indirerek tesisimizin sıcak suyunu da bu buhardan sağlıyoruz. Yani rafinasyon sürecinin off-gazları ile atık suları filtreleyerek, süzüyoruz ve bütün kirliliklerinden arındırıyoruz. Aynı zamanda tesisimizin sulamasında da kullanıyoruz. Bu sayede üretim sürecimizde çevreyi kirletmeyen teknolojiler kullanarak, çevreye ve karbonsuzlaşmaya somut ve pozitif değerler katıyoruz."
Rafinasyon sırasında kullandıkları teknolojiden de bahseden Afşin, şöyle konuştu:
"Biz dünyadaki gelişmiş teknolojilerleri ve hidro-işlem tekniğini kullanıyoruz. Tesisimizde saatte 500 metreküp hidrojen üretiyoruz. Bu alanda Türkiye'de tek tesisiz. Bunun bir bölümünü doğal gazdan, diğeri bölümünü ise elektrolizden temin edecek şekilde ve bu süreci yenilenebilir enerji ile entegre ederek tamamen yeşil üretim teknolojileri ile tesislerimiz donatıyoruz. Entegre bir tesisimiz olduğu için hidrojeni bünyemizde üretiyor, herhangi bir yerden satın alıp naklini yapmıyoruz. Dolayısıyla temiz enerjiyle temiz üretim yapıyor ve çevreye fayda sağlıyoruz."
İstihdama önem verdiklerini vurgulayan Mehmet Afşin, 40'ı yüksek mühendis olmak üzere 320'ye yakın çalışanları olduğunu, işe giren yeni mezun gençlere bünyelerinde kariyerlerini ilerletmelerine fırsat sunarak yurt dışı eğitimlerine de destek olduklarını kaydetti.