Güneş alerjisi dönemi başlıyor
Bazı antibiyotikler, diyabet ilaçları, maydanozgiller, turunçgiller, turpgiller, gülgiller ve bazı çayır bitkileri ile temas sonrasında cildin açık havada UVA (ultraviyole A) ışınlarına maruz kalması, güneş alerjisini tetikliyor.
Ankara Üniversitesi (AÜ) Tıp Fakültesi Dermatoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Aynur Akyol, ozon tabakasının incelmesiyle birlikte UV ışınlarının güneşle temas eden cilt bölgelerinde kızarıklık, kaşıntı, şişkinlik, yanma ve içi su dolu alerjik tepkiler yapabildiğini söylüyor.
Hava sıcaklıklarının artması ve güneş ışınlarının daha dik gelmeye başlamasıyla birlikte, başta alerji olmak üzere güneş yanıkları ve akne problemleri gibi çeşitli cilt sorunlarının artabileceği uyarısında bulunan Akyol, alerjilerin geçici ve kalıcı türde olabileceğini kaydetti. Akyol, “Güneşe çıkar çıkmaz ilk 6-24 saat içerisinde reaksiyonlarda geçici alerji, 24-48 saat sonrasında görülen reaksiyonlarda ise kalıcı alerji düşünülmelidir” dedi.
“Yüzeysel belirtiler görülür”
Akyol, UVA ışınlarının deride geç reaksiyon veren ve kalıcı alerjilere, UVB ışınlarının ise bazen deride geçici güneş alerjisine neden olan erken reaksiyon veren ışınlar olduğunu söyledi.
Geçici reaksiyonların, belli bir maddeye karşı gerçek bir alerjinin söz konusu olmadığı durumlar olduğunu belirten Akyol, şunları kaydetti:
“Deriye temas eden madde, güneş ışınlarının etkisiyle bir takım kimyasal değişikliklere uğrayarak deriyi değişik şekillerde etkilemektedir ve o bölgede yüzeysel belirtilerin ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Bu kalıcı olmayan geçici bir alerjidir. Sürülen bir krem, kullanılan ilaç, kozmetik ürünü, dokunulan bir yiyecek sonrasında güneş ışınları ile temas edildiğinde, reaksiyon görülebilir.”
“Güneş altında çalışan kişilerde sık görülüyor”
“Bazı antibiyotikler, idrar söktürücü, şeker hastalığı ilaçlarının kullanımı ile maydanozgiller, turunçgiller, turpgiller ve gülgiller ve bazı çayır bitkileri ile temas sonrasında cildin UVA ışınlarına maruz kalınmasının güneş alerjisini tetiklediği” görüşünü savunan Akyol, “Bu ve benzeri ilaçların içinde bulunan bazı maddeler, güneş ışınlarının da etkisiyle ciltte reaksiyona neden olabiliyor” dedi.
Akyol, furokumarin (bazı bitkilerde bulunan ve temas edildiğinde güneş ışınlarının etkisi ile kızarma su dolu kabarcıkların oluşmasına neden olan bir madde) içeren bitkilerle temas edildikten sonra güneşe çıkılması halinde, geçici alerji görülebileceğini ifade ederek, “Maydanozgiller, turunçgiller, incir sütü, turpgiller, gülgiller ile temas edilmesi ciltte geçici döküntülere neden olabilir” diye konuştu.
Özellikle incirin içindeki sütün cilde temas etmesi halinde, kaşıntı ve yanma ile kendini gösteren alerjinin görüldüğünü anlatan Akyol, tarımla uğraşan kişilerde bu tür şikâyetlerle karşılaştıklarını söyledi.
“Geçici alerji zamanla kendiliğinden geçer”
Akyol, güneş alerjilerinin, “çok kızarık cilt görünümü, su dolu kabarcıklar ve keskin sınırlı belirtiler” şeklinde görüldüğünü, genellikle yüz, boyun, eller, kollar gibi açıkta kalan bölgelerin daha çok etkilendiğini kaydetti.
Geçici güneş alerjilerinde, etki eden faktörlerin ortadan kalkması halinde, ciddi olmayan olgularda hiçbir tıbbi müdahale yapılmaksızın 1 hafta- 10 gün içerisinde kendiliğinden geçeceğini dile getiren Akyol, yaranın durumuna bağlı olarak enfeksiyonu önleyici ve iyileşmeyi çabuklaştırıcı antibiyotikli ya da sıvı çekici kremlerin kullanılabildiğini söyledi.
Akyol, kalıcı alerjilerde ise şiddetli kaşıntı, yanma, batma, ödem, kızarma ve deride büyük su dolu kabarcıkların söz konusu olduğunu belirterek, kalıcı alerjilerde mutlaka alerjiye neden olan etkenin bulunması ve bu etkenden uzaklaşılması gerektiği uyarısında bulundu.