Kanserde 5 umut
Teknolojinin de yardımıyla tıp dünyasında kaydedilen gelişmeler sayesinde, çağımızın illeti kanserin erken evredeki türleri büyük ölçüde tedavi edilir hale geldi. Tümünü değil sadece kanserli hücreleri öldüren ve ‘güdümlü mermi’ olarak adlandırılan yeni nesil ilaçlar, vücudun bağışıklık sistemini harekete geçiren kanser aşısı ve kanserli hücrenin normal hücreye dönüşmesini sağlayacak gen tedavisi gibi çalışmalar, sonuçlanmak üzere. Bu konuda Sağlık Hattı’mızı soru bombardımanına tutan, yurdun dört bir tarafından arayan binlerce okuyucumuz, uzman doktorlarımıza merak ettikleri konuları sordu, kanser ve tedavilerindeki son gelişmeleri öğrendi. İşte şu an tüm dünyada süren çalışmaları sonuçlandırılmak üzere olan, kansere yönelik en yeni 5 tedavi:
1- KANSER AŞISI:
Ünlü Alman Dergisi Stern’de yer alan bir habere göre, kansere karşı geliştirilen aşılar, vücudun bağışıklık sistemini harekete geçirerek, katil hücrelerin hastalıklı hücreleri avlamasını sağlayacak. ABD’li bilim adamlarının meme kanserine karşı geliştirdiği aşının insanlar üzerinde deneneceği belirtilirken, şimdiye kadar kobay fareler üzerinde denenen yöntemin, ilk aşamalardaki meme kanserini yüzde 30 – 40 oranında gerilettiği görüldü. Stern’de yer alan habere göre, California Üniversitesi’ndeki kanser aşısı çalışma ekibinin başkanlığını yapan Dr. Laura Esserman, aşıyı genleriyle oynanmış fareler üzerinde denediklerini ve yüzde 90′ında habis tümör oluşması geren hayvanların sadece yüzde 50′inde tümör görüldüğünü bildirdi. Tümör hücreleri üzerinde bulunan bir çeşit proteinden elde edilen aşının tedavi için kullanılması bekleniyor.
2- GEN TEDAVİSİ:
Kanser, aslında hücrede bulunan genlerin bir nedenle görevlerini yapamamaları sonucu oluşuyor. Hücrede iki grup gen, önemli rol oynuyor. Bir grup gen hücreye büyüyüp bölünmesi gerektiğini, diğer grup gen de büyümenin yeterli olduğunu, hücrenin artık kendi işlevini yerine getirmesini söylüyor. Kanser büyük ölçüde bu iki grup arasındaki dengesizlikten oluşuyor. Gen tedavisinde amaç, bozulan bu dengeyi yeniden sağlamak. Boston Üniversitesi Medikal Onkoloğu, Tansan Onkoloji Merkezi uzmanlarından Dr. Sualp Tansan, bu konuda şunları söylüyor: “Kanseri durduran genlerden en önemlisi P53 dediğimiz gen. Bu gen, çalışmadığı taktirde birçok kanserin oluşumuna yol açıyor. Örneğin sigaranın kanser yapmasının en önemli nedenlerinden biri, dumandaki maddelerin P53 genini çalışamaz hale getirmesi. Bugüne kadarki çalışmalarda, deneysel olarak kanserli hücrenin içine bozuk P53′ün yenisi konulduğunda hücrenin kanserleşmesinin durduğu kanıtlandı. Bunun üzerine ABD’deki araştırmacılar, akciğer kanserli 9 hastanın tümörlü dokuları içerisine sağlam P53′ü verdi ve 8 hastada kanserin kaybolduğunu gözlemlediler.”
3- YENİ NESİL İLAÇLAR:
Kanserli hücrelerin büyüyüp çoğalması, kan dolaşımından oksijen ve besin almalarına bağlı. Bu yüzden, kanserli hücreler birtakım maddeler salgılayarak kendi kılcal damarlarını oluşturuyor. Yapılan deneyler, kılcal damar yapmaları önlendiğinde kanser hücrelerinin çoğalamadığını ve yayılamadığını gösteriyor. Kılcal damar oluşumunu önleyen “angiogenesis inhibitörleri” adlı bir grup proteinden üretilen ilaçlar, halen kanserli hastalarda deneniyor.
4- GÜDÜMLÜ MERMİ:
Günümüzde karaciğer ve lenf kanserlerinin tedavisinde “interferon” ve “interleukin” gibi maddeler başarıyla kullanılıyor. Dr. Tansan, “Yeni bir gelişme olarak, bu antikorlar, radyoaktif madde ve doğal toksinlerle birleştirildi. Böylece güdümlü mermi tedavisi oluşturuldu” diyor. Dr. Tansan, şimdiye kadar ABD’de yapılan klinik uygulamalarda, güdümlü mermi tedavisiyle lenf kanserlerinde yüzde 50′ye varan başarı sağlandığını belirtiyor. Normalde kemoterapi ilaçları hızla çoğalan normal hücreleri etkilerken, antikorlar kullanıldığında kanserli hücrelere yapışarak, sadece onları öldürüyor.
5- KANSER TEKNOLOJİSİ
Kanserli hastalara radyoaktif ışın verilerek tümörlü hücrelerin öldürülmesini sağlayan radyoterapi tedavilerinde önemli bir gelişme kaydedildi. Vücudun diğer organlarına zarar vermeden, sadece kanserli hücreleri öldüren bir radyoterapi cihazı geliştirildi. “Lineer Akselarötör” adlı radyoterapi cihazı, kanserli hücreleri öldürürken, sağlıklı dokulara zarar vermiyor. Kanserli kitlenin koordinatları makinaya verilerek, örneğin beyinde ameliyatla ulaşılamayacak bölgesine ulaşılıyor ve yalnızca bu bölgeye etki etmek üzere ışın gönderiliyor. Bu cihazın en gelişmiş modeli, önümüzdeki aylarda ülkemizde de İstanbul Metropol Hastanesi’nde kullanılmaya başlanacak.