çocuklarda ve bebeklerde Kusma
Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Gastroenteroloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Gönül Dinler, kusmanın genelde bir hastalığın belirtisi olduğunu söyledi.
OMÜ Şehir Polikliniği'nde düzenlenen seminere konuşmacı olarak katılan Yrd. Doç. Dr. Gönül Dinler, 'Çocuklarda Kusma ve Gastroösefegeal Reflü Hastalığı' konusunda bir sunum yaptı. Kusmanın karın kaslarının kasılarak mide içeriğinin ağız yoluyla boşaltılması olduğunu vurgulayan Yrd. Doç. Dr. Gönül Dinler, kusmanın genelde bir hastalığın belirtisi olduğuna işaret etti. Dinler, "Kusma hafif bir soğuk algınlığı, gribal enfeksiyon, boğaz iltihabı, kulak iltihabı, bağırsak enfeksiyonu gibi basit enfeksiyon
nedenlerine bağlı olabileceği gibi, böbrek, karaciğere ait enfeksiyonlar, menenjit, mide ülseri ve hatta beyin tümörleri gibi çok daha ağır hastalıklara bağlı olabilir. Bu nedenle bebek aniden, özellikle fışkırır tarzda kusmaya başlarsa, beraberinde ateş, halsizlik, solunum güçlüğü, ishal ve buna bağlı sıvı kaybı gibi belirtiler varsa ve kusmaya devam ediyorsa mutlaka önemsenmeli ve doktora götürülmelidir. Ancak bazı bebekler emdikten sonra bir miktar kusabilirler, aniden başlamayıp, uzun süreli devam eden bu kusmaya gastroösefageal reflü (kısaca reflü) diyoruz. Reflü, mide içeriğinin yemek borusuna geri kaçmasıdır.
Normalde lokma yutulunca, yemek borusu ile mide arasındaki kapak işlevi gören kas gevşer ve lokma mideye iletilir. Ardından bu kas tekrar kasılarak gıdanın geri kaçmasını önler. Eğer bu kapak işlevini yapamazsa mide içeriği yemek borusuna geri kaçar, buna reflü denir. Mide asidi ile karışan bu asidik içerik, aside karşı korunmasız olan yemek borusu yüzeyine zarar verir veya daha yukarı çıkarak
soluk borusuna ulaşır ve solunum sistemi ile ilgili şikayetlere neden olabilir" dedi.
Bebeklerde en sık görülen belirtinin kusma olduğuna dikkat çeken Yrd.Doç. Dr. Gönül Dinler, "Kilo alım azlığı, huzursuzluk, gece ağlamaları, uyku bozuklukları, hırıltılı solunum, düzelmeyen öksürük, solunum tutması (apne) ve buna bağlı 'öleyazma' bebeklerde sık görülen belirtilerdir. Çocuk ve adölesanlarda göğüs kemiği arkasında yanma, ağrı, ağza acı-ekşi su gelmesi, yutma güçlüğü, uzun süreli öksürük, astım benzeri tablo, tekrarlayan sinüzit, ses kısıklığı, ağız kokusu gibi belirtiler daha sık görülür.
Eğer bebek sağlıklı ve huzurlu görünüyor ve kilo alımı yeterli ise bir yaşına kadar tedaviye gerek olmadan izlenebilir. Ancak bir yaşından sonra hala devam ediyorsa, kusmanın yanı sıra yukarıda sayılan belirtiler varsa ya da ek olarak ateş, genel durumunda değişiklik varsa mutlaka araştırılmalıdır. Özellikle çocukluk yaş grubunda kusmaya neden olabilen diğer hastalıklardan ayrılması ve reflü saptanırsa da erken tedavi başlanarak oluşabilecek zararlı etkilerin önlenmesi önem taşımaktadır.
Reflü saptanan bebek anne sütü ile besleniyorsa, buna devam edilir. Anne sütü almayan bebeklerde mamanın kıvamının koyulaştırılması, az ve sık aralıklarla beslemek yeterli olur. Bu amaçla hazırlanmış formüle mamalar (anti-reflü mamalar) kullanılabilir" diye konuştu.
Bu tür çocukların çikolata, kafeinli gıdalar, gazlı içecekler, aşırı yağlı ve baharatlı yiyeceklerden uzak durması gerektiğini ifade eden Dinler, "Adölesan dönemde alkol ve sigara kullanımına dikkat edilmelidir. Ayrıca şişmanlık ve sıkı giyecekler reflüyü artırdığından varsa fazla kilolardan kurtulmak ve sıkı giyeceklerden kaçınmak faydalı olur. Bebeklerde en iyi yatış pozisyonu yastık kullanmadan, yatağın altından destekleyerek yatak başının 30 derece kadar yukarı kaldırılması ve bebeğin sırtüstü
yatırılmasıdır. Daha büyük çocuklarda sol yan pozisyonunda yatmak rahatlatıcı olabilir.
Eğer reflü hastalığı gelişmişse ilaç tedavisi de başlanır. Bu amaçla asit baskılayıcı, mukoza koruyucu ya da mide barsak hareketlerini düzenleyici ilaçlar kullanılabilir. Ancak beslenme ve pozisyon önerileri ile birlikte kullanılmalıdır, aksi halde yararları kısıtlı olur. Reflü tedavi edilmezse, kilo alım azlığına bağlı büyüme geriliği, sık geçirilen üst solunum yolu enfeksiyonları, otit veya astım, zatürre atakları, apneye bağlı ani bebek ölümleri, yemek borusundaki hasara bağlı darlıklar, yine bu bölgeden ileri yaşlarda gelişebilecek kanserler en belli başlı komplikasyonlardır" şeklinde konuştu.