El bileğinden Anjiyo
EL BİLEĞİNDENANJİYO: KONFORLU VE GÜVENİLİR
Kalbin damarlarını gösteren bir tetkik olan anjiyo, giderek artan oranlarda el bileğinden yapılıyor. Kasıktan yapılan anjiyoya göre daha güvenilir olan bu yöntem hastanın hayatını da kolaylaştırıyor.
Kalp damarlarının tıkalı olup olmadığını anlamak için yapılan anjiyo bir ameliyat değil. Biri kasıktan girilerek yapılan klasik yöntem, diğeri de el bileğinden yapılan olmak üzere ikiye ayrılıyor. Daha az risk içeren ve hastanın konforunu artıran bir uygulama olan el bileğinden anjiyoyu Acıbadem Kayseri Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Ergün Seyfeli ve Acıbadem Kadıköy Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Sinan Dağdelen anlattı.
EMNİYETLİ VE KONFORLU
Prof. Dr. Sinan Dağdelen, Acıbadem Kadıköy Hastanesi'nde yapılan anjiyoların yüzde 90'ının el bileğinden yapıldığını belirterek şu bilgileri veriyor:
"Dünyada pek çok sektörde olduğu gibi tıpta da teknoloji, her şey daha kolay, daha uygulanabilir ve daha emniyetli mi sorularına cevap arayarak ilerliyor. İnsanlar sağlığıyla ilgili tedbir almak, ancak bir yandan da sosyal hayatlarının etkilenmemesini istiyor. Dolayısıyla hastalar daha konforlu, daha emniyetli, işlerine mani olmayacak, bir saat sonraki iş yemeğine katılabileceği tarzda yöntemleri tercih ediyor. Biz de onlara bu tarz yöntemleri uygulamaya çalışıyoruz. Ancak bu sadece hastanın konforuyla değil, aynı zamanda emniyetiyle de ilgili... Dolayısıyla damar riskleri bakımından el bileğinden anjiyo hem hasta konforu açısından daha olumlu hem de daha emniyetli sonuçlar veriyor."
Anjiyo neden yapılıyor?
Prof. Dr. Ergün Seyfeli: Anjiyo, kalp damarlarının tıkalı olup olmadığını anlamak için yapılan bir yöntem. Aynı zamanda tıkanıklığın yeri, yüzdesi, derecesi ve tedavi şeklini de belirliyor. Yani anjiyo hem bir tanı yöntemi hem de tedaviyi belirliyor. Anjiyo tanı için yapılıyor olsa da, balon ve stent işlemi yapılabildiği için tedavi yöntemi olarak da kullanılıyor.
Nasıl karar veriliyor?
Prof. Dr. Ergün Seyfeli: Anjiyo özellikle kalp krizi geçiren (göğüs ağrısı, ağrıyla birlikte soğuk terleme, çarpıntı ve nefes darlığı varsa) hastalara yapılıyor. Bu hastalarda ilk üç saatte (özellikle tanı konduktan sonraki ilk bir saat içinde) acilen anjiyo yapılması gerekiyor. Bir saatin üzerindeki vakalarda da yine mümkün olan en kısa sürede anjiyo yapılması önem taşıyor. Hastanın bu şikayetleri olmasa bile yapılan efor ve sintigrafi gibi testler neticesinde problem tespit edilirse yine anjiyografi gerekiyor. Ayrıca bazı kalp kapağı hastalıklarında ve ameliyata girecek hastalarda koroner anjiyografi ile kateter işlemi birlikte yapılabiliyor.
El bileğinden anjiyo ile hangi sorunlar tespit edilebiliyor?
Prof. Dr. Sinan Dağdelen: El bileğinden anjiyo ile vücuttaki tüm damarların tıkalı olup olmadığı anlaşılabiliyor. Kalpte kapakçıkla ilgili teşhisler yapılabiliyor. Tıkalı bir damar tespit edildiği zaman işleme devam ederek bu damar açılabiliyor. Kasık damarından anjiyoda hangi işlem yapılabiliyorsa, hepsi el bileğinden anjiyoda da gerçekleştirilebiliyor.
El bileğinden ve kasıktan yapılan anjiyonun farkları neler?
Prof. Dr. Sinan Dağdelen: El bileğinden ve kasık damarından anjiyo işlemleri süre olarak aynı olsa da hasta konforu ve güvenliği açısından farklılıkları bulunuyor. Kasıktan yapılan anjiyo, hasta açısından daha zahmetli bir işlem. Daha fazla anestezi kullanılıyor, daha kalın iğnelerle damara giriliyor ve daha derin tabakadaki damara ulaşmak gerekiyor. İşlem süresi aynı olmasına rağmen kasıktan yapılan anjiyo sonrası hastanın kalkıp yürümesi mümkün olamıyor. Hasta yatağına sedye ile taşınıyor ve beş-altı saat boyunca kum torbalarıyla birlikte sabit bir pozisyonda, kımıldamadan yatıyor. Bu süre zarfında tuvalete gidemiyor ve ayağa kalkamıyor. İşlem sonrası altı-yedi saat hastanede kalması gerekiyor. Kasık damarından yapılan anjiyolarda komplikasyonlar biraz daha fazla. Özellikle kanama, şişme, cilt altında kan birikimi, ağrı, işlem
sonrasında damar hasarı denilen damar yaralanması çok daha fazla görülüyor. Bunların yanı sıra hasta kasık bölgesinde ciddi bir ağrı hissettiği için ertesi gün yürümekte zorluk çekebiliyor. Ağrı nedeniyle sosyal hayatı kısıtlanıyor, işine gitmesi de neredeyse mümkün olmuyor. Bir gün boyunca hasta yatağa bağımlı oluyor ve başkasının yardımına ihtiyaç duyuluyor. Bu da kişinin konforunu olumsuz etkiliyor.
El bileğinden anjiyoda girilecek damar, cildin hemen altında yer alıyor. Oysa kasıktan girilen damar cilt yüzeyinden beş santim daha derinde bulunuyor. Arada çok fazla doku bulunuyor. Öte yandan kasıktan girilen damar diğerine göre daha kalın oluyor. İçindeki basınç da çok daha fazla olduğu için, bu damarı kontrol etmek zorlaşıyor. El bileği ise özellikle dirsek altından sonra iki kanaldan besleniyor. Bunlar radial ve ulnar arter olmak üzere ikiye ayrılıyor. Elin beslenmesi çift damardan olduğu için birinde oluşabilecek sıkıntı ciddi problemlere neden olmuyor. Diğer damar bu işi üstleniyor.
EL BİLEĞİNDEN ANJİYO Nasıl yapılıyor?
Prof. Dr. Ergün Seyfeli: El bileğinden ve kasık damarından anjiyo işlemlerinin ön hazırlığı aynı şekilde oluyor. Hastanın üç-dört saat aç kalması gerekiyor. Kardiyak ilaçları varsa, alınması öneriliyor. Genel anesteziye gerek duyulmuyor, işlem lokal anestezi ile gerçekleştiriliyor. Gerektiğinde hastayı işlem öncesi rahatlatmak için hafif sedatif ilaçlar kullanılabiliyor. Hastanın bileği uygun pozisyonda hazırlanıyor.
Küçük dozda anestezik bir madde ile iğnenin giriş yeri uyuşturuluyor. Küçük bir iğne ile hastanın bilek damarına giriliyor. Kol için özel üretilmiş sheath'in (kısa bir borucuk) içine yerleştiriliyor. Bundan sonraki işlem kasıktaki ile aynı oluyor ve benzer kateterler kullanılıyor. Hastanın kalp içinde sağ ve sol koroner damarlar görüntülenebiliyor. Kateterlerin içerisinden opak madde verilmesiyle damarlar görünür hale geliyor. Bazen sadece kol için üretilmiş tek kateterle de anjiyografi işlemi kısa sürede tamamlanıyor. Kasıktan yapılan anjiyoda ise üç tane kateter kullanılması gerekiyor. İşlem beş-on dakika sürüyor. Anjiyonun ardından hastanın kolundaki sheath çekiliyor. Hasta işlemden sonra bir-iki saat gözetim altında tutuluyor. Ek bir problem çıkmayan hastalar bu sürenin sonunda taburcu ediliyor.
El bileğinden anjiyo kimlere uygulanamaz?
Prof. Dr. Sinan Dağdelen: Doğuştan el bileği damarı zayıf olan veya bu damarı olmayan kişilere el bileğinden anjiyo uygulanamıyor. Ayrıca el bileği damarı çok ince olan kişilere de yapılamıyor.
Prof. Dr. Ergün Seyfeli: Kol damarlarında spazm olabiliyor. Spazm, özellikle şeker hastalarında, minyon tipli insanlarda, daha önce panik atak geçirenlerde, psikolojik olarak hassas kişilerde ve genellikle kadınlarda görülüyor. Mutlaka işlem öncesi bilgi verilip hastanın rahatlatılması gerekiyor. Ayrıca mutlaka Allen testi ile her iki damarın (radyal ve ulnar arter) açık olup olmadığını test etmek önem taşıyor. Allen testi
bozuk çıkan hastalar kesinlikle el bileğinden anjiyoya alınmıyor. Bu test ile her iki damar normal iken hastanın parmaktan oksijen seviyesi ölçülüyor. Daha sonra biri kapatılıyor. Bu şartlar altında eğer oksijen seviyesi düşmüyorsa, bu diğer damar çalışıyor anlamına geliyor.
Oksijen seviyesinin düşmesi ise diğer damarda problem olduğunu gösteriyor ve işlem yapılamıyor.
DENEYİM ÖNEMLİ
Bilekten yapılan anjiyonun faydalarının çok fazla olduğunu ancak büyük oranda deneyim gerektirdiğini söyleyen Prof. Dr. Ergün Seyfeli, "Kasıktan yapılan anjiyo gibi el bileğinden yapılan anjiyoda da 100 vakada önemli bir deneyim kazanılıyor. Bu işlemde kasık bölgesinde yaşanan kanama, hematom, anevrizma ve damarda balonlaşma gibi sorunlar neredeyse hiç görülmüyor. Bu hasta konforu açısından büyük önem taşıyor. Hasta anjiyodan bir-iki saat sonra taburcu olabiliyor, işine dönebiliyor ve günlük aktivitelerini yapabiliyor" diyor.