Kalbin düşmanı hipertansiyon
Erciyes Üniversitesi (ERÜ) Tıp Fakültesi Kardiyoloji Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Abdurrahman Oğuzhan, hipertansiyonun dünyada felçlere bağlı ölümlerin yüzde 51'inden, koroner kalp hastalığına bağlı ölümlerin ise yüzde 45'inden sorumlu olduğunu söyledi.
Oğuzhan, 29 Eylül Dünya Kalp Günü dolayısıyla AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye'de 3,5 milyon koroner kalp hastası olduğunu ve bu sayıya her yıl yaklaşık 140 bin yeni hastanın eklendiğini söyledi.
Türkiye'nin kalp hastalığına bağlı ölümlerde Avrupa'da kadınlarda birinci, erkeklerde ise ikinci sırada yer aldığını ifade eden Oğuzhan, şöyle devam etti:
"Menopoza kadar östrojen hormonunun kadınların kalp damar sağlığını koruyucu bir etkisi var. Dolayısıyla kadınlar adetten kesilene kadar erkeklere göre bir miktar avantajlı ama bu kadınların hiç hastalanmayacağı manasına gelmiyor. Menopozdan sonra risk eşitleniyor. Hatta kadınlar daha riskli hale geliyorlar. Kalp hastalığı ve felcin, yaşlıları, erkekleri ve zengin toplumları daha fazla etkilediği yanlış bilinen bir gerçektir. Damar sertliği sadece zenginlerin ve yaşlıların hastalığı değil, genç yaşta da bizi yakalayabiliyor. Her iki cinsi de etkiler. Dolayısıyla kadınların da sigara içmemeleri, kendilerine dikkat etmeleri gerekir."
Oğuzhan, dünyada 1980 yılında 600 milyon olan hipertansiyon hastası sayısının 2012'de 1 milyara yükseldiğine dikkati çekerek, hasta sayısının Avrupa ve Amerika'da azaldığını, Afrika'da ise arttığını anlattı.
Türkiye'de her 3 yetişkinden birinde hipertansiyon görüldüğünü belirten Oğuzhan, hipertansiyon dünyada felçlere bağlı ölümlerin yüzde 51'inden, koroner kalp hastalığına bağlı ölümlerin ise yüzde 45'inden sorumlu olduğunu kaydetti.
- Sofradan tuzu kaldırmak tüketimi yüzde 15 düşürüyor
Oğuzhan, kalp hastalıkları için bir diğer risk faktörü olan kolestrol yüksekliğinin de özellikle ekonomik durumu iyi olan ülkelerde 1980'den günümüze kadar belirgin bir azalma içerisinde olduğuna dikkati çekerek, gelişmekte olan ülkelerdeki azalmanın ise daha az belirgin olduğunu ifade etti.
Sigara tüketimi kadar pasif içiciliğin de önemli olduğunu vurgulayan Oğuzhan, "Pasif sigara içiciliği kalp damar sağlığını olumsuz etkiliyor ve kalp krizlerine davetiye çıkarıyor. Yaptığımız bir araştırmada, sigara dumanına maruz kalan sağlıklı insanların kan basınçlarının yükseldiğini, kalp atım hızlarının arttığını ve kalbin gevşeme özelliğinin bozulduğunu ortaya çıkardık" dedi.
Prof. Dr. Abdurrahman Oğuzhan, hipertansiyondan korunmak için günlük tuz tüketiminin 6 gramı aşmaması gerektiğine dikkati çekerek, Türkiye'de yapılan bir çalışmada günlük tüketimin 18 grama kadar yükseldiğinin belirlendiğini söyledi.
Sofradan tuzluğu kaldırmanın tuz tüketimini yüzde 15 azaltacağına işaret eden Oğuzhan, şöyle devam etti:
"Tuz ve hipertansiyon çok yakın bir ilişki içerisinde. Fazla tuz alımı hipertansiyona neden oluyor. Tuz yerine nane, kekik gibi baharatlar kullanılabilir. Tabi bazen bunların içine koruyucu özelliğinden dolayı tuz da koyuyorlar. Onun için doğal baharatları tercih etmeliyiz. Tuz alımını azaltarak hipertansiyon gelişimini engelliyoruz. Tuz tüketimi fazla olan toplumlarda kalp damar hastalıkları da fazla görülüyor. Hazır gıdaların içerisine de koruyucu özelliğinden dolayı tuz konuluyor. Bunları satın alırken tuz oranlarına dikkat etmeliyiz. Tükettiğimiz tuzun yüzde 75'ini hazır gıdalardan ya da restoranlardaki yemeklerden alıyoruz. Salata, turşu, zeytin, peynir gibi tuzlu yiyeceklerin tüketimine de dikkat etmemiz gerekiyor."(AA)