Anüs, Rektal Bölge Fissür ve Fistülleri
ANAL FİSSÜRLER
Anal fissür; anüs çıkışındaki mukozanın; genellikle arka kenardan çatlaması veya yırtılmasıdır. İlk bir aylık dönemdeki yırtıklara AKUT ANAL FİSSÜR, daha uzun süreli ve meme yapmış yırtıklara da KRONİK ANAL FİSSÜR denir.
Anal fissürün başlıca sebepleri kabızlık, doğum eylemi veya doğumdan sonraki ilk bir iki günde tuvalete çıkışın ertelenmesi veya ihmalidir. Diğer sebepler arasında; rektal bölge inflamasyonları, enflamatuar barsak hastalıkları da sayılabilir. Ağrıya karşı son derece duyarlı olan anal bölgedeki herhangi bir minicik çatlak az-çok ağrıya; o da anal kaslarda spazma, yorulma ağrısına, kan dolaşımında bozulmaya, yani iskemiye yol açar. İskemi halinde ağrı daha da artar ve yara beslenmesi bozulur, iyileşme gecikir hatta kötüleşir.
Tıbbi olarak iyileştirilmiş pek çok fissür nükseder. Bunun nedeni, anal kanalı saran ve destek veren eksternal kas demetlerinin, kuyruk sokumu tarafında sık olarak doğuştan zayıf yaratılmış olmasıdır.
BELİRTİLERİ
Anal fissürün başlıca belirtileri, dışkılama anında ve özellikle sonrasında oluşan şiddetli anal ağrı, kaşıntı ve özellikle yeni başlamış fissürlerde tuvalet kâğıdına bulaşan kan ve bazen de anal kaşıntı olur. Ağrılar özellikle dışkılamadan sonra artar ve saatlerce, hatta gün boyu sürer
Yara önünde hemoroide benzer, hipertrofik papilla veya web denilen bekçi bir meme oluşur. Fissür memenin altına ilerleyerek cilt yönünde fistül oluşturabilir ve o zaman da muayenede anal fistül saptanır.
TEDAVİ
En iyi tedbir kabızlıktan korunmaktır. Kadınlardaki anal fissür, genellikle doğum travması veya doğumdan sonraki ilk günlerde oluşan kabızlıkla ilgili olduğuna göre, bu kişilere doğum eylemi başlar başlamaz hijyenik lavman yapılmalı. Bebeğin çıkışında perine ve özellikle anüs korunmalı. Anal fissür bir şekilde oluşmuşsa krem ve fitillere 7–10 gün devam edilmeli, ılık su oturma banyosu yapılmalı, ağrı varsa ağrı kesiciler verilmeli ve bol meyve, sebze tüketimi ile kabızlık önlenmeli.
Akut fissürlerde tıbbi tedavinin başarı şansı, sıkı bir uygulama ile % 80 dir. Ancak fissür kronikleşmiş ise, yani yara derin ve zemini çok sert ve bekçi meme gelişmiş ise ve fissür memenin altına ilerleyerek cilt yönünde delmiş ve fistül yapmışsa, bu tür tıbbi tedavi % 50 başarısız kalacaktır .
Cerrahi Tedavi; İdealize edilmiş aletler ve tecrübeli hekim eli ile, ağrısız veya minimal bir ağrı ile, hem de lokal anestezi ile, gayet etkili ve başarılı " Subkütan Lateral İnternal Sfinkterotomi" denen fissür ameliyatları yapılabilir. Dış, yani eksternal sfinktere asla dokunulmaz. Gerekirse büyük bekçi memeler de alınır. Küçük memeleri almamalı, yoksa girişim sonrası ağrı olabilir.
Poliklinik şartlarında, yani hastane yatışı ve narkoz gerekmeden yapılabilen bu küçük, fakat modern tedavi yöntemi ile; hasta hemen rahatlar ve fissür yarası da 1 hafta içinde sessizce kaybolur gider. Dikiş gerekmez, kanama olmaz, kaçak, nedbe veya çekinti olmaz. Ancak acemi ellerde nadir de olsa, eksternal sfinkterin de kesilmesine bağlı olarak gaz veya gayta kaçağı gelişebilir.
Fissürlerde kansere dönüşüm olabilir mi?
Anüs ve rektum kanserleri, baştan kanser olarak başlar; hemoroid veya fissürler kansere dönüşmez. Ancak kanser ve diğer hastalıklarla karıştırılabilir, teşhiste gecikme ve yanılmalara neden olabilir. Bu arada, teorik olarak uzun yıllar boyu akan yaraların habisleşebileceğini de tamamen gözardı etmemek gerekir.
ANAL FİSTÜLLER;
Anal bölgedeki fistüllerin %90'ı kriptoglandüler kaynaklıdır ; yani anal kanaldaki mukus bezlerinin bulunduğu cepçiklerden kaynaklanır ; %10'unda ise sebep ; anal fissür , kıl dönmesi , hemoroid ameliyatı , inflamatuar barsak hastalıkları , tüberküloz , kanser gibi spesifik nedenlerden kaynaklanır.
BELİRTİLERİ
Anüs yakınında, çamaşırı kirleten, az kanlı, bazen dışkının da karışımı ile pis kokulu, yeşil-sarı renkli, bazen da kanlı, iltihabi akıntı yapan; sık sık leblebi büyüklüğünde şişmeler ve birlikte hafif ağrı ve hafif ateş yapan ve akınca da rahatlayan delik başlıca belirtilerdir.
Hastada yeni belirginleşen abse gibi bir durum yoksa, perianal bölgede az akıntılı bir delikten başlayıp cilt altından anal kanal mukozası altına doğru uzanan sert bir bant palpe edilebilir. Fistül daha yukarı bölgelerde ise, bant palpe edilemez. O zaman hasta iki elle muayene edilir. Böylece hem fistül hattının dış sfinkteri delip geçtiği seviye, hem de iç deliğin yeri anlaşılabilir.
Fistülün başlangıç noktası tesbit edildikten sonra en etkili ve emniyetli, hem de pratik yöntem, az kaygan bir melhemin veya 1/3'lük oksijenin dış fistülden kanal içine enjekte edilmesidir . Oksijen, gerektiğinde endoskopik ultrasonografinin etkinliğini de arttırır ve ayrıca metal prob uygulamasının aksine ağrısız ve komplikasyonsuzdur.
Fistüllerde Cerrahi Tedavi; Anal fistüller cerrahi tedavi olmaksızın iyileşmezler. İyileşmesi için kaynağın kurutulması, yani anal kanal içindeki fistül başlangıç deliğinin yok edilmesi gerekir. Bunu yaparken şunlar gözönünde tutulmalıdır:
1) Abse, tamamen açılıp temizlenmeli veya çıkarılmalı
2) Fistül hattı, fistülotomi veya fistülektomi teknikleri ile giderilmeli
3) İkincil fistül hattı boşaltılmalı
4) İnkontinanstan kaçınmak için dış anal sfinkterin tamamına yakını korunmalı
5) Minimal yara izi ile emniyetli bir iyileşme sağlanmalı.
Yüzeyel fistüllerde fistülün basitçe açılması genellikle kolay ve başarılı iken yüksek yerleşimli fistüllerde bazı sorunlar yaşanır.
HAZIRLAYAN; Doç. Dr. Nurgül ŞAŞMAZ