Türkiyede Mantar Zehirlenmeleri
Ülkemizde besin maddesi olarak tüketilen mantarlar yanında, tür olarak sayıları 70 civarında olan ve çeşitli toksik madde taşıyan makromantar da bulunduğu belirtilerek, gelişme dönemlerinde bilinçsizce toplanan bu mantarların yenilmesi sonucu, sonu ölüme varan zehirlenmelerle karşılaşıldığı bildirildi.
Uzmanlar, iyi tanınmayan, yabani ve bilinmeyen mantarların yenilmemesi gerektiğini belirterek, zehirli mantarları kolayca tanımak için pratik ayrım noktaları olmadığını vurguluyor. Uzmanlar, ellendiğinde sararan çayır mantarlarından ve DDT, turp ya da meni kokusunda olan orman mantarlarından kesinlikle uzak durulması önerisinde bulunuyor.
ZEHİRLİ MANTARLAR
Uzmanlara göre, önemli zehirlenme olaylarına sebep olan mantarlar şunlar.
Ağulu Mantar: Bu mantar sebebiyle oluşan zehirlenme olaylarında belirtiler, sindirimden sonra 30 dakika ile 3 saat arasında ortaya çıkar. Ağır ve şiddetli mide bulantısı, kusma, ishal ve karın ağrıları tipik belirtilerdir. Bunun yanı sıra, terleme, tükürük, gözyaşı ve bronş salgılarında artma, bronkospazm, myosis, görme bulanıklığı, hipotansiyon ve bradikardi gibi belirtiler görülür. Bu mantar, İzmir, Manisa, Bursa, Çanakkale, Balıkesir, Elazığ gibi illerimizde yetişen yaygın bir türdür.
Yalancı Dede Mantarı: Bu mantar sebebiyle oluşan zehirlenme olaylarında belirtiler, 6-24 saat sonra ortaya çıkar. Bu belirtiler, karın ağrıları, bulantı, kusma ve ishal şeklindedir. Zehirlenmede önce kısa bir hafifleme görülür, sonra ağrılar tekrarlar, karaciğer görevini yapamaz hale gelir. Ayrıca böbrekler zayıflar. Sonuçta, komadan sonra genellikle ölüm gelir. Şu ana kadar yalnızca Bursa yöresinde görülmüştür.
Al Sinekçi Mantarı: İbotenik asit, müsimol gibi zehirli bileşikler içeren zehirli bir mantardır. Pantherina sendromu zehirlenmesine yol açar. Yol açtığı delilik krizleri 4-6 saat sürer. Bu mantardan etkilenenlerde, ruh halinin değişmesi, (keyifli veya kaygılı durum), sebepsiz gülme, hayal görme, konuşma güçlüğü, kas spazmları, görme ve işitme bozukluğu, yorgunluk gibi belirtiler görülür. Bu mantardan zehirlenmelerde ölüm olayı nadirdir, özellikle küçük çocuklarda tehlikeli olabilmektedir.
Ölüm Meleği: Ülkemizdeki ölümcül zehirlenmelerin neredeyse % 95'inden sorumlu, son derece zehirli ve tehlikeli bir mantardır. Bu mantara yaz başlarında ve sonbahar aylarında ormanlarda çok sık rastlanır. Mantarın içerdiği amanitin maddesi, sindirildikten 8-12 saat sonra ilk belirtilerini gösterir ve karaciğer-böbrek metabolizmasını yok eder. Zehrine karşı henüz bir ilaç geliştirilememiştir. Bu mantarın bir kişiyi öldürmesi için 20-25 gram tüketilmesi yeterli olmaktadır. Bu mantar, 1994 yılı Kasım ayında, İstanbul'da seri zehirlenmelere yol açmış ve 20'den fazla kişinin ölmesine sebep olmuştur.
YENEN MANTARLAR
Büyük ölçüde sudan oluşan 100 gram pürtüklü yenebilir mantarın muhtevasında, sadece 5 gram protein, 10 gram karbonhidrat ve sadece 1 gram yağ bulunduğunu ifade eden uzmanlar, mineral tuzlar açısından oldukça zengin olan mantarın, kalsiyum, potasyum, fosfor ve demir içerdiğini kaydediyor. Uzmanlara göre, mantar, C vitamini açısından çok fakir ve muhtevasında, eti lezzetli kılan bazı maddeler de bulunuyor.
Uzmanlar, Türkiye'nin, 20 milyon hektarlık orman alanı ve geniş ziraat arazileri bakımından çok geniş mantar yetişme ortamına sahip olduğuna dikkati çekerek, yetişen yenilebilir mantar türlerini de şöyle sıralıyor:
Kuzu Göbeği, Kuzu, Domalan, Sütsüz, Kanlıca, Tirmit, Çörek, Kaypak, Öküz, Melez, Doru, Renkli, Çam, Kabara, Kar Çanı, Bal, Değişken Renkli Çayır Mantarı, Karakız, İmparator, Şemsiye, Posteki, İstiridye, Kayın, Yumurta, Borazan, Kıvırcık, Biftek, Kükürt, Pullu, Sığır Dili ve Dede Sakalı.(İHA)