Kalp Yetersizliği Belirtilerini Gözardı Etmeyin
Kalp yetersizliğinin belirtileri konusunda bilgiler veren uzmanlar, "Vücudunuzda ödem varsa, merdivenlerden yukarıya çıkmak, yürümek gibi günlük yaşamdaki normal fiziksel aktiviteleri gitgide daha zorlanarak yapıyorsanız, nefes daralması yaşıyorsanız, kalp yetersizliğinden şüphelenmek için geçerli nedenleriniz var demektir" uyarısında bulundu.
Uzmanlara göre, yeryüzündeki yaklaşık 15 milyon kişide kronik kalp yetersizliği bulunuyor. Kronik kalp yetersizliğinin, hastaneden taburcu edilen hastalarda, 65 yaşın üzerinde en sık karşılaşılan teşhis olduğunu belirten uzmanlar, "Diğer kaynaklardan gelen verilere göre, sanayileşmiş ülkelerde yaşayanların yüzde 1 kadarında kalp yetersizliği var. Bu hastalığın teşhisi, özellikle erken dönemlerde olmak üzere zor olduğundan, henüz teşhis konulmamış vaka sayısının çok fazla olduğu kabul ediliyor. Kalp yetersizliğinin ileri dönemlerindeki ölüm ise uygulanan tüm tedavi stratejilerine rağmen son derece yüksek. Konjestif kalp yetersizliği ya da daha basit adıyla kalp yetersizliği, kalbin diğer organlara ve dokulara kan pompalama yeteneğinin yavaş yavaş kaybolarak çok sayıda, sıkıntı veren semptoma ve sonunda ölüme neden olduğu iyi bilinen bir sendrom. Ödem, efor intoleransı ve nefes daralması ise bu sendromun başlıca belirtileri" diyor.
Uzmanların verdikleri bilgilere göre, ödem, dokularda aşırı miktarda sıvı bulunması demek. Bu sıvı çoğu zaman akciğerlerde ve/veya alt uzuvlarda toplanıyor. Sıvı akciğerlerde birikirse, hırıltı veya öksürük ile birlikte nefes alıp vermekte güçlük çekiliyor, köpüklü balgam çıkarılabiliyor. Sıvı ayak bileği çevresinde birikirse, ayak bilekleri şişiyor ve parmakla deriye bastırıldığında ortaya çukurluklar çıkabiliyor.
Uzmanlar, efor intoleransını, kalp yetersizliği olan hastaların merdivenlerden yukarıya çıkmak, yürümek gibi günlük yaşamdaki normal fiziksel aktiviteleri gitgide daha az yapabilecek duruma gelmesi olarak tarif ediyor. Orta şiddette kalp yetersizliği olan hastalarda ise nefes darlığı, düz zemin üzerinde yürürken bile ortaya çıkıyor.
Nefes daralmasının, başlangıçta hasta hafif bir egzersiz yaptığında, hastalık ilerlediğinde ise istirahatteyken bile kendini gösterebileceğini belirten uzmanlar, şiddetli kalp yetersizliği olan hastaların rahat solunum yapabilmeleri için dik durmaları gerekebileceğini, bu tip hastaların geceleri nefes daralmasıyla uykudan uyanabileceklerini ifade ediyor.
Tüm bunları ana şikayetler olarak tanımlayan uzmanlar, kalp yetersizliği çok sayıda sistemi birden ilgilendirdiği için, daha başka belirtilere de yol açabileceğinin altını çiziyor. Örneğin, ritm bozuklukları egzersize bağlı olarak gelişiyor, şiddetli vakalarda ise istirahat sırasında bile ortaya çıkabiliyor. Yorgunluk sık görülüyor. Subjektif bir duygu olan yorgunluk, kas erimesi ve dermansızlık gibi objektif belirtilerle de kendini gösterebiliyor. İştahsızlık ve diğer sindirim sistemi semptomları ise, örneğin bulantı, kalp yetersizliğinin karaciğer ve gastrointestinal kanal üzerindeki etkilerinden kaynaklanıyor.
Uzmanlar, kalp yetersizliğinin, kendi başına bir hastalık olmaktan çok, arka planda bulunan kalple ilgili ya da ilgisiz diğer hastalıkların bir sonucu olduğunu bildiriyor. Kısacası, herhangi bir kalp hastalığı, kalp yetersizliği ile sonuçlanabiliyor. Uzmanlar, kalp yetmezliğinin genellikle kalp kasının zayıflığı nedeniyle oluştuğunu ve bu durumda kalbin gerektiği kadar güçlü pompalama yapamadığını belirtiyor. Uzmanlara göre kalp yetmezliği, yüksek tansiyon, koroner atardamarların daralması, kalp kapakçıklarının sertleşmesi veya yetersizliği, kalp kasının kendisinden kaynaklanan bir hastalık veya bir kalp kası hastalığı olan kardiyomiyopati ve kalp ritm bozuklukları nedenleriyle de oluşabiliyor.
Kalp hastalığında hedefe yönelik en iyi tedaviyi ise uzmanlar, hastalık nedenlerinin göz önünde tutulduğu uygun bir tedavi stratejisi olarak tarif ediyor.
KALP YETERSİZLİĞİ NASIL TEŞHİS VE TEDAVİ EDİLİYOR?
Kalp yetersizliğinde, yorgunluk ve ödem gibi doktorun bizzat kendisinin gözlemleyebileceği klinik belirtilerin yanı sıra, doktorun teşhis olanaklarını büyük ölçüde genişleten, çeşitli teknolojik cihazlarla ortaya çıkarılabilecek hastalık kanıtları da bulunuyor. Söz gelimi göğüs filmleri, kalpteki herhangi bir büyümeyi ve sol kalp yetersizliğinde akciğerde beliren damar kanamalarını gösteriyor. Ek olarak, doktora kalbin çapı ve boyutları hakkında fikir veriyor, bu da doktorun kalp yetmezliğinin nedenini bulmasına yardım ediyor. Ancak kesin teşhis sağlamıyor.
Uzmanlara göre, kalbin boyutları, kalp kaslarının ne kadar güçlü olduğu ve kapakçıklarının nasıl çalıştığı hakkında bilgi veren, ağrısız, basit bir test olan elektrokardiyografi (EKG) ise kalp yetersizliğinin nedenleriyle ilgili çok sayıda değerli ipucu verebiliyor. Kalp yetersizliğinin çeşidi de EKG ile saptanabiliyor.
Göğüs filmlerinin ve elektrokardiyogramın normal bulunması, kalp yetersizliğinin bulunma olasılığını iyice uzaklaştırıyor. Ancak bir EKG anormalliği, kalp yetersizliği teşhisi açısından yalnız başına yeterli ve spesifik olmuyor.
Kalp yetmezliği teşhisi için kan testlerine de ihtiyaç duyuluyor. Kansızlık kalp yetmezliğini ağırlaştıracağı için hekim, anemi durumunu öğrenmek amacıyla kan testi yaptırabiliyor. Böbrek fonksiyonları gözden geçiriliyor ve alkolden kaynaklanan karaciğer hasarı varsa bunun da bulguları izleniyor. Tiroid bezinin normal çalıştığından emin olmak için de kan alınabiliyor.
Uzmanların verdikleri bilgilere göre, kalp yetersizliği ilerleyici bir hastalık, ancak herhangi bir hastada ilerleme hızını tahmin etmek imkansız. Kalp yetersizliğinde NewYork Kalp Cemiyeti sınıflandırması şöyle:
1. evre: Beii çok sayıda sistemi birden ilgilendirdiği için, daha başklirti yok. Fiziksel aktivitede herhangi bir kısıtlanma söz konusu değil, ama kalp hastalığının varlığı tetkikler yapılarak doğrulanabiliyor.
2. evre: Hafif kalp yetersizliği. Yokuş veya merdivenlerden yukarı çıkmak nefes daralmasına neden oluyor, ama neredeyse normal bir yaşam biçimi ve çalışma hayatı sürdürmek mümkün.
3. evre: Orta şiddette kalp yetersizliği. Fiziksel aktivitedeki daha belirgin kısıtlanma, çalışma hayatını aksatıyor. Düz zemin üzerinde yürünmesi, belirtilerin ortaya çıkması açısından yeterli oluyor.
4. evre: Şiddetli kalp yetersizliği. İstirahat sırasında bile mevcut olan belirtiler, normal fiziksel aktiviteyle şiddetleniyor".
Kalp yetersizliği tedavisinin, kalp yetersizliğinin ilerlemesinin yavaşlatılması, hastaya daha iyi bir yaşam kalitesi ve daha uzun bir ömür sağlanması gibi hedefleri bulunuyor.
Genel önlemlerin ilaç tedavisinden önce gelmesi gerektiğini bildiren uzmanlara göre, kalp yetersizliği vakalarının büyük bölümünde arka planda yer alan patoloji, hipertansiyon veya koroner kalp hastalığı olduğundan, bu primer rahatsızlıkların etkili bir şekilde tedavisini de düşünmek gerekiyor. Şiddetli kalp yetersizliği olan hastalar fizik aktivitelerini gittikçe azaltmalı, NYHA sınıflandırmasında 4. evredeki vakalar mutlak yatak istirahatine alınmalı. Solunum egzersizleri ise ileri derecede yardımcı olabiliyor.
Uzmanların verdikleri bilgilere göre, eğer gerekiyorsa, hastadan zayıflaması da isteniyor. Kalp yetersizliğinde vücuttaki sodyum düzeylerinin yüksekliği söz konusu olduğundan, diyetle alınan tuz miktarı da azaltılıyor. Her gün alınan sıvı miktarının ise 1.5 litreyi aşmaması gerekiyor.
(İHA)