Miyomların tedavi edilmesi gerekli mi?
Miyomlar rahmin kas tabakasından kaynaklanan selim tümörlerdir. Tüm kadınların % 25'inde görülürler. Miyomlar bazen belirti vermediklerinden birçok kadın miyomu olduğundan habersizdir. Bu tip miyomlar genellikle rutin jinekolojik muayeneler sırasında bulunurlar.
Miyomlar bezelye büyüklüğünden 10-15 cm çaplı küresel kitlelere dek çok değişken ebatlarda olabilirler.
Rahmin duvarından dışarıya, yani karın boşluğuna doğru büyüyebilecekleri gibi, rahmin iç yüzüne, yani gebelikte bebeğin tutunduğu yüzeye doğru da gelişebilirler.
Selim tümörlerin büyümesinde östrojen hormonun etkili olduğu bilinmektedir. Buna kanıt olarak miyomların ergenlik öncesi bu hormonun düşük seviyelerde olduğu dönemde görülmemesi ve menopoz sonrası bu hormonun yumurtalıklardan salınmadığı dönemde de var olan miyomların büyümemesi ve hatta küçülmesi gösterilebilir.
Belirtileri nelerdir?
Miyomlar çok çeşitli şikâyetlere yol açabilirler. Bunlar arasında en sık görülen ve kadınları en çok rahatsız eden belirti adet kanamalarına olan olumsuz etkidir. Miyomlar adet kanamalarının miktarını arttırabilirler ve bu nedenden dolaylı olarak anemiye (kansızlığa) neden olabilirler.
Adet kanamalarının süresini arttırabilirler. Adet kanaması dışında ay içinde başka kanamalara yol açabilirler. Miyomlar ayrıca adet sırasında ve adetle ilişkisiz olarak karın alt bölgesinde ve kasıklarda ağrı yapabilirler.
Tedavi edilmezse ne gibi sonuçlara yol açar?
Çok büyüyen ve karın boşluğuna doğru genişleyen miyomlar idrar kesesi ve kalın barsak gibi çevre dokulara baskı yapabilirler, bu nedenle idrar ve dışkı yapmada zorluğa neden olabilirler.
Rahmin iç yüzeyine doğru büyüyen miyomlar düşüklerin ve kısırlığın bir nedeni olabilirler.
Miyomlar nasıl tedavi edilir?
Miyomların tedavisinde cerrahi yöntemlerle tek tek miyomlar rahimden ayıklanıp çıkartılabilecekleri gibi, doğurganlık yaşını geçirmiş bayanlarda miyomlu rahim tümden de çıkartılabilir (histerektomi).
Aylık veya üç ayda bir verilen GnRH-agonistleri denilen bir enjeksiyon (iğne) ile miyomlar kısmen küçültülebilir, ancak yan etkileri nedeniyle bu iğneleri sürekli kullanmak mümkün değildir. Bu iğneler bırakıldığında miyomlar yeniden eski boyutlarına yükselirler, bu nedenle pratikteki kullanımları ameliyat öncesi miyomları küçültmek ve kanamayı biraz olsun azaltarak ameliyata daha yüksek bir kan oranı ile girmeyi sağlamakla sınırlıdır.
Son olarak, miyom tedavisinde yeni yeni kullanılmaya başlayan embolizasyon yöntemi ile girişimsel radyologlar bir pıhtıyı miyomu besleyen damarlara doğrudan radyolojik görüntüleme altında göndererek ve bu yolla miyomun kan beslenmesini keserek onu küçültmeye çalışmaktadırlar.