Stres kanser riskini artırıyor
Uzmanlarca yapılan bir araştırmada, hemen hemen tüm psikiyatrik hastalıklarda vücutta oksidatif stresin arttığı ve vücudun savunma mekanizmasını önemli ölçüde etkilediği tespit edildi.
Gaziantep Üniversitesi (GAZÜ) Tıp Fakültesi Psikiyatri Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Haluk Savaş, geçen yılın mart ayında düzenlenen 5. Ulusal Anksiyete Kongresi’nde “Obsesif Kompulsif Bozuklukta Serüloplazmin Düzeyleri” adlı çalışmayla En İyi Genç Araştırmacı Ödülü’nü aldıklarını, bu çalışmada takıntı hastalığı (obsesif kompulsif bozukluk) yaşayan hastalarda serüloplazmin (bir antioksidan madde) düzeylerinin yüksek olduğunun gösterildiğini belirtti.
Savaş, vücudun ortaya çıkan oksidatif stresle (vücutta oksijenle oluşan bir dizi kimyasal reaksiyonun ortaya çıkan zararlı ürünlerinin yol açtığı zorlanma) başa çıkmak için bazı kimyasalları salgılamak zorunda olması nedeniyle serüloplazmini de yüksek olarak salgılamak zorunda olduğunu, serüloplazminin antioksidan bir madde olduğunu, vücudun salgıladığı oksidatif stres parametrelerine karşı koruyucu bir madde olduğunu ifade etti.
Sigara DNA’da hasara yol açıyor
Prof. Dr. Savaş, vücuttaki her tür kimyasal reaksiyonun bir yan ürün olarak oksidasyon ürünlerini ortaya koyduğunu, bu ürünlerin ise vücuda zarar verdiğini ifade ederek, şöyle konuştu:
“Vücuda en fazla ek oksidatif katkıyı sigara yapar. Bu anlamda sigara, vücudun oksidatif yükünü artıran, vücuttaki dokulara en çok zarar veren dış kimyasallardandır. Bu nedenle sigara, vücutta DNA’yı bile hasarlayarak yani vücudun en merkezinde bulunan bilgi kaynağını da hasarlayarak kanser ve bir dizi olumsuz hadiseye yol açar. Bunun gibi herhangi bir kimyasal reaksiyon da vücuttaki oksidatif ürünleri ortaya çıkarıyor.”
Haluk Savaş, Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Biyokimya Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ömer Akyol, eski Harran Üniversitesi Tıp Fakültesi Ana Bilim Dalı Başkanı ve Ankara Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Biyokimya Laboratuvarı Şefi Prof. Dr. Özcan Erel’in de katıldığı birçok araştırmalarında psikiyatri hastalarında kimyasal oksidatif stres parametrelerinin nelere yol açtığını incelediklerini söyledi.
Kanser riski artıyor
“İki açıdan değerlendirdik, yani hem vücut üzerinde zararlı ürünlerin oksidatif parametrelerin psikiyatrik hastalıklarda yükselip yükselmediği hem de vücudun tüm bunlara karşı bir savunma sisteminin ne düzeyde olduğu üzerinde çalıştık” diyen Savaş, şunları kaydetti:
“Hemen tüm psikiyatrik hastalıklarda vücutta oksidatif stres, yıkım ürünleri, zararlı ürünler artıyor, buna göre hücre yaşlanması veya hücrenin DNA’sının bozulması ve kanser riski artma ihtimalinden söz etmek mümkün hale geliyor. Bunun yanında da özellikle psikiyatrik hastalarda antioksidan sisteminin yani vücudun oksidasyona direncinin daha düşük olduğu veya zaman içerisinde bununla mücadele etmekten aciz kaldığı, düştüğü gibi bir gözlemimiz var.
Zaten psikiyatrik hastalıklar bugüne kadar bilinir ki insanların daha erken yaşta ölmelerine veya daha kısa sürede yaşlanmalarına neden olmaktadır. Bunu birçok kişi de gözler, gündelik yaşama da yansımıştır. ‘Ne sıkıntın var ki saçların ağardı, yaşlandın’ gibi sözler söylenir. Aslında ruhsal olumsuzluklar ile yaşlılık ve çökme gibi vücudun genel gidişindeki kötülük arasında halk da ilişki kurmuştur. Yani bu anlamda bizim oksidatif stresle ilgili yaptığımız çalışmalar da bir manada bunu daha derinlemesine ortaya koyan özellikler göstermektedir.”