Fast-food ürünleri kalp hastası ediyor
Günlük yemeklerde alınması gereken tuz miktarının 5 gram olduğunu belirten uzmanlar, fast-food ürünlerindeki tuz miktarının günlük tuz tüketimini artırarak kalp ve damar hastalıklarına davetiye çıkardığına dikkat çekiyor.
Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ülver Derici, "Bir porsiyon pizza yediğimizde 4 gram, bir porsiyon hamburger ve patates kızartması yediğimizde 2.9 gram tuz tüketmiş oluyoruz. Bir öğünde alınacak bu miktarlar günlük tüketimin çok ciddi artmasına neden olarak, kalp damar hastalıkları ve hipertansiyon gelişmesine yol açabiliyor.' uyarısında bulundu.
Türk Hipertansiyon ve Böbrek Hastalıkları Derneği Genel Sekreteri ve Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ülver Derici, yaptığı açıklamada, normal sağlıklı bireylerde günlük olarak yemeklerde alınması gereken tuz miktarının 5, maksimum 6 gram olması gerektiğine dikkat çekti.
Bu miktarın üzerindeki tüketimlerin hipertansiyon, inme, kalp krizi, kalp yetmezliği gibi ciddi hastalıkların tetikleyicisi olabileceğini kaydeden Derici, "Fazla tuz tüketimi, mide kanseri, şişmanlık ve kemik erimesi riskini arttırdığı gibi astım hastalığında şikâyetleri de artırır. Gerek bu hastalıkların önlenmesinde, gerekse bu hastalıklara sahip bireylerin hastalık risklerinden korunmasında günlük alınan tuz miktarının azaltılması olmazsa olmaz temel kuraldır.' şeklinde konuştu.
Öğünlerde sıklıkla tüketilen zeytin, peynir, sosis, salam, konserve gıdalar, turşu, hazır soslar ve ketçabın tuz oranı en yüksek gıdalar olduğunu kaydeden Derici, "Bu ürünlerin fazla tüketimini kısıtlamanın yanı sıra tuz içerikleri azaltılarak ya da marketlerden tuz içeriği azaltılmış olanlarını satın alıp tüketerek günlük tuz alımını anlamlı ölçüde azaltabiliriz.' dedi.
Derici, tuzun yerine kekik, nane, kimyon, dereotu, kırmızı ya da kara biber gibi baharatları kullanarak yemeklerin lezzetlendirilebileceğini ifade etti.
Fast-food ürünlerine dikkat edin
Evde yenilen yemeklerdeki tuz oranını kontrol etmenin daha kolay olduğunu, bununla birlikte bir lokantada veya fast-food gıda satan yerlerde tuz oranı düşük gıda yeme şansının daha az olduğuna vurgulayan Derici, "Özellikle böyle yerlerde yenilen ürünlerdeki tuz miktarları da yemek menülerinde bulundurulmadığı için farkında olmadan alınan tuz miktarı oldukça yüksek olmaktadır. Bu nedenle bütün müşteriler için ortak hazırlanan gıdaları sunan yerlerden ziyade size özel menüyü sunabilecek; kırmızı etinizi, tavuğunuzu, balığınızı ve sebze yemeğinizi istediğiniz gibi az tuzla hazırlayıp getirebilecek yerleri tercih etmek daha sağlıklı olacaktır.' şeklinde konuştu.
Toplumun çoğunluğunun bu davranışı benimsemesi ile arzulanan oranda tuz ile hazırlanmış gıdaları servis eden lokanta sayısının da artmış olacağını dile getiren Derici, şöyle devam etti: "Dışarıda yemek yerken bir porsiyon döner kebap yediğimizde 8.6 gram, bir porsiyon pizza yediğimizde 4 gram (sosis ve salamlı ise bu miktar daha da artar), bir porsiyon hamburger ve patates kızartması yediğimizde 2.9 gram, bir porsiyon kızarmış balık ve patates kızartması yediğimizde 1.2 gram ve 100 gram ekmek yediğimizde de 1.4 gram tuz tüketmiş olacağımızı unutmayalım. Sadece bir öğünde alınacak bu miktarlar günlük tüketimin çok ciddi artmasına neden olacak, bizi kalp, damar hastalıkları ve hipertansiyon gelişimine daha da yakınlaştıracaktır.'
Aldığınız ürünün içeriğine bakın
Derici, sağlıklı yemek yemek için market alışverişlerinde alınacak ürünün içeriğine bakılmasının alışkanlık haline getirilmesi gerektiğini kaydetti.
Ürünün 100 gramında 1.5 gram tuz (ya da 0.6 gram sodyum) var ise yüksek tuzlu ürün, 0.6 gram tuz (ya da 0.1 gram sodyum) var ise düşük tuzlu ürün grubuna girdiğini anlattı.
Öte yandan, Türk Hipertansiyon ve Böbrek Hastalıkları Derneği'nin 2008 yılında yapmış olduğu bir çalışmada Türkiye'de tuz tüketiminin normalin 3 katı kadar olduğu (ortalama 18 gram), erkeklerin kadınlardan daha fazla tuzlu yediği saptandı.
Türk hipertansiyon İnsidans çalışmasına göre ise Türkiye'deki hipertansiflerin miktarı 4 yılda 3 milyon artmış olup toplumdaki aşırı tuz tüketimi bu artışın önemli bir sebebi olarak görülüyor.