Ekonomi

SABİTA küresel bilim ekosistemine katkı sunuyor

SABİTA Müdür Yardımcısı Dr. Muhammed İkbal Alp:
- "Geniş bir coğrafyada, önde gelen üniversiteler, araştırma merkezleri ve bilim insanlarıyla güçlü işbirlikleri yürütüyoruz"

İSTANBUL (AA) - İstanbul Medipol Üniversitesi Sağlık Bilim ve Teknolojileri Araştırma Enstitüsü (SABİTA), MS, alzaymır ve kanser gibi hastalıkların tedavisi, yerli ilaç üretimi ve ileri biyomalzeme geliştirme gibi projeleriyle küresel bilim ekosistemine katkı sağlıyor.

Enstitüden yapılan açıklamaya göre, SABİTA, uluslararası standartlarda bilimsel araştırmalar yürüterek Türkiye'nin bilim ve teknoloji ekosistemine multidisipliner bakış açısı kazandırıyor.

Öncüsü olan Rejeneratif ve Restoratif Tıp Araştırmaları Merkezi'ni de bünyesinde barındıran enstitüde "Sinirbilim, İlaç Geliştirme, Biyoteknoloji ve Kanser Araştırmaları Merkezleri" yer alıyor.

Açık bilim politikasıyla faaliyet gösteren enstitüde 30'a yakın araştırma grubu çalışmalarını sürdürürken "İleri Mikroskobi, Hücre Kültürü, Biyoenformatik, Bilişsel Nörobilim, Moleküler Hücre Biyolojisi, Proteomik, İlaç Keşfi, Biyomalzemeler, Elektrofizyoloji ve Davranış" gibi 20'den fazla laboratuvar bulunuyor.

Üniversitenin Kavacık Kuzey Yerleşkesi'nde bulunan laboratuvarlar, uluslararası düzeydeki standartlarıyla araştırmacılara yenilikçi projelerini hayata geçirebilecekleri altyapı, ileri teknoloji cihazlar ve disiplinler arası çalışma olanakları sunuyor.

Enstitü, sinir sistemi ve kardiyovasküler sistem başta olmak üzere hasarlı ve işlevini yitirmiş doku ve organların yenilenmesine yönelik araştırmalara ev sahipliği yapıyor.

Hücre kültürü, moleküler biyoloji, genomik, biyoinformatik, proteomik, dental, biyomedikal, elektrofizyoloji, ileri mikroskopi, farmakoloji, analitik kimya alanlarında araştırmaların yapıldığı enstitüde, yerli ilaç geliştirme, sinirbilim ve beyin araştırmalarının yanında kanser, MS, alzaymır gibi hastalıkların yeni tedavi yaklaşımlarına yönelik çalışmalar da yürütülüyor.

Enstitüde, yerli ilaç üretiminden hastalıkların erken teşhisi için kullanılabilecek kitlerin üretimine kadar geniş yelpazede birçok proje hayata geçirildi.

Nadir bulunan bir amfibi türü olan "aksolotlar" ise enstitüde, bilim insanlarının çalışmalarında aktif olarak kullanılıyor. Doku ve organ hasarlarının onarılmasıyla ilgili çalışmalar için oldukça değerli bir model olan aksolotlar, vücutlarında hasara uğramış ya da kopmuş bir bölgeyi hızla tamir edebilme kabiliyetleriyle tanınıyor. Kökenleri Meksika'ya dayanan ve dünyanın en hızlı hücre yenilemesine sahip canlısı olan aksolotlar, hayvanın hasarlanmış beyni, kesilmiş omuriliği ve enfarktüs sonrası kalbi kendini tamir edebiliyor, dahası hayvanın kesilen bacakları tekrar uzayabiliyor.

Kanser gelişimine karşıda dirençli olan aksolot dokuları kanser araştırmaları için de önemli fırsatlar barındırıyor. Dünyada sayılı merkezde bulunan bu canlılar üzerinden enstitüde aktif olarak bilimsel çalışmalar sürdürülüyor.

- "Çığır açıcı araştırmalar yapmamıza olanak tanıyor"

Enstitü, profesyonel bilim insanlarına olduğu kadar öğrenciler için de fırsatlar sağlıyor. Çoğunluğu tıp fakültesinden olmak üzere lisans ve lisansüstü öğrenciler araştırmalarda aktif rol alabiliyor.

Öğrenciler müfredatlarının bir parçası olan bilimsel öğrenci projelerini gerçekleştirmenin yanı sıra enstitüde gönüllü olarak da araştırmalara katılabiliyor.

Açıklamada görüşlerine yer verilen SABİTA Müdür Yardımcısı Dr. Muhammed İkbal Alp, bilimsel çalışmaların tek bir disiplinin sınırlarını aşarak uluslararası standartlarda ürünlere dönüşmesinin, ortak düşünme ve üretme kültürünün geliştirilmesiyle mümkün olduğunu vurgulayarak, bu anlayışla hareket ettiklerini aktardı.

Alp, araştırma gruplarının, yaşam bilimleri, mühendislik, sosyal bilimler ve sanat bilimleri gibi farklı akademik disiplinleri bir araya getiren ekosisteme sahip olduğunu belirterek, "Bu disiplinler arası yaklaşım, yenilikçi ve çığır açıcı araştırmalar yapmamıza olanak tanıyor. Farklı perspektiflerin birleşimi, yalnızca bilimsel ilerlemeyi değil, aynı zamanda toplum için sürdürülebilir çözümler üretmeyi de mümkün kılıyor." ifadelerini kullandı.

Uluslararası düzeyde birçok araştırma ekosisteminin merkezinde konumlandıklarına işaret eden Alp, "Güney Kore'den Avusturya'ya, ABD'den Japonya'ya, Çin'den Hindistan'a ve Rusya'ya kadar uzanan geniş bir coğrafyada, önde gelen üniversiteler, araştırma merkezleri ve bilim insanlarıyla güçlü işbirlikleri yürütüyoruz. Bu küresel ağ, bilgi ve teknoloji paylaşımını teşvik ederek araştırma kapasitemizi artırmamıza, yenilikçi projeler geliştirmemize ve dünya genelinde bilimsel ilerlemeye katkıda bulunmamıza olanak tanıyor." değerlendirmesinde bulundu.

Kaynak: ANADOLU AJANSI