Meme Kanserinde Kemoterapi Yerine Haplı Tedavi
Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Hastanesi Genel Cerrahi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof.Dr. Serdar Saydam, meme kanserine yakalanan kadınlar için kemoterapi yerine hapla tedavinin mümkün olduğunu söyledi.
Meme kanseri tanısı konulan kadınların bir çoğuna kemoterapi verildiğini belirten Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Hastanesi Genel Cerrahi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof.Dr. Serdar Saydam, yapılacak bir genetik test neticesine göre hastalarda yıkıma yol açan kemoterapi verilmeden tedavinin sürdürülebileceğini açıkladı.
Meme kanserine yakalanan kadınlar için müjde niteliğindeki testte, tümörden alınan bir parça Amerika'daki bir laboratuvara gönderiliyor. Testte kanserin yüksek ve düşük riskli çıkmasına göre hastanın kemoterapi alıp almayacağına karar veriliyor.
Testin sadece 'ara grup' diye adlandırılan hastalar için yapıldığını belirten Saydam, test sonucunda kemoterapi gerekli görülmezse kemoterapi vermeden hapla aynı sonuca erişebildiklerini kaydetti. Yapılan genetik testlerde farklı genlerin aktivitesi ölçülüyor. Bu testler kemoterapiye gerek olup olmadığını gösterirken, hastalığın tekrarlayıp tekrarlamayacağı konusunda da bilgi veriyor. Eski bilgilere göre 'kemoterapiyi kesin alacak' dedikleri hastalarla birlikte 'ara grup' hastalara da kemoterapi vermek durumunda kaldıklarını dile getiren Saydam, test sayesinde bazı hastaların kemoterapi almadan tedavi olabileceğini söyledi.
TESTİN MALİYETİ 10 BİN LİRA CİVARINDA
Meme kanserinin sadece meme ve koltuk altında olan bir hastalık olmadığını, aynı zamanda iç organlara ve kemiklere de yayılan bir kanser tipi olduğunu kaydeden Saydam, yapılan cerrahi ve ışın tedavisinin uzaktaki bölgeyi kontrol etmediğini belirterek hastaların çoğuna kemoterapi verdiklerini söyledi.
Meme kanserinde 'kemoterapi almayacak', 'kemoterapi alacak' ve 'ara grup' diye adlandırdığı hastaların bulunduğunu ifade eden Saydam,
"Bu ara grup, 'kemoterapi versek mi, vermesek mi?' diye düşündüğümüz, sadece bir kriteri kötü, diğerlerinin hepsi iyi olan grup. Eski bilgilerimizle biz bu hastaların hepsine kemoterapi veriyorduk. Genetik bir testimiz var. Yakın yıllarda çıktı. Bu testi önermemiz için kadınlık hormonlarının büyüttüğü tümörün 1. veya 2. evrede olması, kadın adet görüyorsa koltuk altına yayılmamış olması, adetten kesildiyse koltuk altına yayılsa bile hala evre 1-2'de kalması gerekiyor. Biz bu testi yaptırarak ara gruptaki hastaların kemoterapi alması gerekli mi değil mi tespit ediyoruz. Bu sonuç bazen 'kemoterapi almasına gerek yok, iyi seyredecek' diye çıkıyor ama ara grupta olmasına rağmen bazen yüksek risk çıkıyor. Onlara mecburen kemoterapi uyguluyoruz. 10 bin liranın üzerinde bir test. Seçilmiş hasta grupları yapabiliyor" dedi.
"KEMOTERAPİ EN ÇOK KORKULAN TEDAVİ ŞEKLİ"
Kemoterapinin kolay bir tedavi olmadığını, hastaların da en çok korktuğu tedavi şekli olduğunu dile getiren Saydam,
"Kemoterapi kanser hücrelerini öldürdüğü gibi normal hücrelerimizi de öldürüyor. O yüzden gribal enfeksiyonlara açık hale geliyorlar. Sırf bu yüzden enfeksiyon kaptığında direnci olmadığı için hastalar çok düşük bir oran da olsa hayatlarını kaybedebiliyor. Kemoterapiyi hekimler olarak gerekliyse vermek istiyoruz ama elimizdeki silah sadece bu. Bu testi sadece ara grupta olan hastalar ve parası olan kişiler yapabiliyor. Ara grupta olan ve bu testi yapan hastalarımız var. Sonuç 'kemoterapi gereksiz' dediğinde sanki kanseri unutuyorlar. İyileştiğini kabul ediyor. O kadar seviniyorlar. Kemoterapiyi gözlerinde büyütüyorlar, haklılar da. Uygun vakalardaki kişileri ne kadar bu testle kurtarabilirsek o kadar iyi olur. Uygun vakalara bu testi söylediğimizde istemeyecek hasta yoktur. Sadece uygun vaka ve parası olan yapabiliyor" diye konuştu.
"SGK KARŞILARSA ŞİRKETLER İNDİRİM YAPABİLİR"
SGK'nın test ücretini karşılamadığını kaydeden Saydam, sözlerini şöyle sürdürdü: "SGK karşılarsa belki şirketler topluca bir indirim yapabilirler. Belki 10 lirayı bulan rakam daha aşağıya düşecek. Hekimler olarak arada kaldığımız vakalarda test yapıp sonuç 'kemoterapi gerekli' çıksa bile kemoterapi vermeye mecbur olduğumuzu en azından bileceğiz. En azından verirken hakikaten gerekli diye düşünüyorum."(İHA)
Bir cevap yazın