Meme Estetiği Ameliyatları Kolaymı

Acıbadem Ankara Hastanesi Plastik, Estetik ve Rekonstrüktif Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Birol Civelek, "Protez ve ameliyat tekniklerinde yaşanan gelişmeler, meme estetiği operasyonlarını neredeyse sorunsuz bir hale getirdi" dedi.

ANKARA - Acıbadem Ankara Hastanesi Plastik, Estetik ve Rekonstrüktif Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Civelek Meme Estetiği Ameliyatları hakkında bilgi vererek, meme estetiği ameliyatının, dünyada ve Türkiye'de en sık uygulanan estetik cerrahi girişimlerden biri olduğunu ifade etti.

Doç. Dr. Birol Civelek, "Meme büyütme, küçültme, dikleştirme ve irileştirme ise en çok tercih edilen operasyonlar arasında yer alıyor. Yarım asırdan fazla zamandır uygulanan Meme Estetiği cerrahisinde birçok önemli gelişme yaşandı ve büyük aşama kaydedildi. Protez ve ameliyat tekniklerinde yaşanan gelişmeler, meme estetiği operasyonlarını neredeyse sorunsuz bir hale getirdi" şeklinde konuştu.

MEME ESTETİĞİ OPERASYONU NEDİR VE NEDEN İHTİYAÇ DUYULUR?

Göğüslerin kadının en önemli cinsel kimlik göstergesi olarak görüldüğünü kaydeden Doç. Dr. Birol Civelek,

"Kadınlık ve annelik belirteci olarak nitelendiriliyor. Bu nedenle göğüslerin sağlıklı ve güzel olması kadınlar açısından çok önemli. Meme kanserine yakalanmış, bu nedenle bir memesi alınmış ve küratif olarak tedavi edilmiş hastalarda bile bu çok net görülüyor. Bu hastaların çoğu bir göğüslerini kaybettikleri için, atlattıkları badirenin sevincini yarım yaşıyor. Günümüz şartlarında bu sorunlar kolayca çözülebiliyor. Özellikle doğum sonrası dönemde sarkma - küçülme olması ya da gelişim çağında göğüslerin yeterince gelişmemesi veya çeşitli sendromlar nedeniyle göğüslerin asimetrik olması, meme estetiği ameliyatlarıyla düzeltilebiliyor. Meme estetiği operasyonları herhangi bir nedenle göğüslerin boyutunda azalma, simetrinin bozulması, göğüslerin sarkması gibi durumların düzeltilmesine yönelik yapılan estetik cerrahi girişimleri kapsıyor. Bunu başlıca 2 başlık altında toplamak mümkün: Meme dikleştirme ve meme büyütme ameliyatları" diye ifade etti.

HANGİ DURUMLARDA BÜYÜTME, HANGİ DURUMLARDA DİKLEŞTİRME YAPILMALI?

Bazı durumlarda her iki ameliyat bir arada yapılabileceğini ifade eden Civelek,

"Eğer memedeki esas sorun hacimsel kayıp ise (ki bu durum ya gelişimsel yetersizlik ya da doğum sonrası involüsyonlardan kaynaklanır) protez kullanarak yapılan meme büyütme ameliyatlarıyla problem çözülüyor. Ancak eğer sorun meme başının olması gereken yerden daha alt seviyelere inmesi olarak tarif edilen 'sarkma' ise bu durumda göğüs dikleştirme ameliyatı yapılıyor. Tekrarlayan doğum ya da uzun emzirmeler sonrası hem sarkma hem de hacimsel kayıp meydana geliyorsa, bu durumda dikleştirme ve büyütme işlemleri kombine olarak uygulanıyor. Poland Sendromu adı verilen rahatsızlıkta, kişinin doğuştan tek taraflı olarak göğsü gelişmiyor. Bu farklı derecelerde olabiliyor ve en hafif haliyle tek taraflı meme asimetrisi yaratıyor. Sorun, tek taraflı büyütme ameliyatıyla çözülüyor" dedi.

AMELİYATLARDA NASIL PROTEZLER KULLANILIYOR?

Meme büyütme amacıyla silikon kullanıldığını belirten Doç. Dr. Civelek, şöyle konuştu:

"Silikon protezler markaya göre değil, içerik gibi özelliklerine göre sınıflandırılıyor. Önceleri silikon bir kılıf içerisinde serum fizyolojik (tuzlu su) içeren türleri bulunuyordu. Daha sonra yarı jel, yarı serum fizyolojik içeren silikon protezler kullanıldı. Bu türlerin kullanılması gereken özellikli durumlar bulunuyor. Günümüzde ise içi sertleştirilmiş jel yapısında olan silikon protezler kullanılıyor. Bu protezler şekillerine göre de sınıflanıyor. Anatomik yapıda olanlar, su damlası şeklinde. Bunlar doğal bir görüntü sağlıyor ancak içeride dönme ve asimetri oluşturma riskleri var. Tam yuvarlak olan protezler daha çok tercih ediliyor. Göğse yuvarlak bir şekil veriyor, dönme ve asimetri riski bulunmuyor."

AMELİYATTAN SONRA NELERE DİKKAT ETMEK GEREKİYOR?

Civelek, "Meme büyütme ameliyatı çoğu zaman basitçe gerçekleştiriliyor ve yüz güldürücü sonuçlar veriyor. Ortalama ameliyat süresi 60 dakika. Ameliyat sonrası belirgin bir ağrı olmuyor. Hastanın bir gece hastanede yatması yeterli oluyor. Ertesi gün hasta taburcu ediliyor ve banyosunu yapabiliyor. Ancak hastanın 6-8 hafta süreyle göğüs şekillendirici özelliği olan ve belli bir değerde basınç uygulayan özel sütyenler kullanması gerekiyor. Ameliyat sonrası 3-6 ayda neredeyse hiçbir iz kalmıyor. Göğüs dikleştirme ameliyatı ise biraz daha farklı. Burada meme dokusunda ve cildinde yapısal değişiklikler söz konusu olduğu için ne yazık ki meme cildinde kalıcı bir ameliyat izi meydana geliyor. Operasyon yaklaşık 1 saat sürüyor ve çoğu zaman aynı gün içinde ya da ertesi gün hasta taburcu olabiliyor. Ameliyat sonrası çok az ağrı görülüyor. Bu ameliyat sonrasında da belli bir süre şekillendirici sütyen kullanılıyor" diye konuştu.

BU AMELİYATLARIN YA DA AMELİYATTA KULLANILAN PROTEZLERİN YAN ETKİSİ VAR MI?

Meme büyütme ameliyatında kullanılan silikon protezlerin yan etkisi bulunmadığının altını çizen Doç. Dr. Civelek, meme protezi takılmış bir hastanın bebeğini emzirebileceğini söyledi.

Civelek, "Mamografi, tomografi ve diğer tetkikleri rahatça yaptırabiliyor. Göğüs dikleştirme ameliyatlarında ister istemez meme dokusuna müdahale ediliyor ancak kullanılan teknikler sayesinde meme fonksiyonlarında herhangi bir kayıp yaşanmıyor" dedi.

Meme estetiği operasyonun da dikkat edilmesi gereken unsurları belirten Civelek şöyle devam etti:
  1. Özellikle meme protezi ile büyütme ameliyatlarının en önemli basamağı, doğru hastaya doğru protezi uygulayabilmek. Bu nedenle bu konuda deneyimli ekiplere başvurulmalı.
  2. Ayrıca hasta, beklentilerini hekimle ayrıntılı olarak paylaşmalı.
  3. Meme protez ameliyatlarından birkaç yıl sonra 'kapsül kontraktürü' denen bir sorun yaşanabiliyor. Yani bazen vücut bu protezi tamamen yabancı bir cisim olarak algılayıp çevresini sıkıca sarıyor. Bu süreçte bazı rahatsız edici durumlar ortaya çıkarıyor. Bu kapsül kontraktürü ortalama % 10 oranında hastada meydana geliyor ve cerrahi müdahale gerekiyor.
  4. Birçok protez hayat boyu garantili olsa da, meme dokusu değişme gösterdiği için 10-15 yıl sonra deforme olan protezler de görülüyor. Zaman zaman magazin haberlerindeki "Silikonları patladı" gibi ifadeler, kişide silikon protezlerin balon gibi patladığı gibi yanlış bir algıya yol açabiliyor.
  5. Daha önceki serum fizyolojik içeren protezlerde bazen sıvı içeriğin dışarı kaçması sonucu sönme vakaları olabiliyor. Ancak bugünün teknolojisinde bu mümkün değil.

(İHA)