İklim değişikliği Türkiye'yi yeni göçmen kuşların üreme alanı haline getiriyor
Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi Ornitoloji Araştırma Merkezi Müdür Yardımcısı Doç. Dr. Kiraz Erciyas Yavuz:
- "Kuşlar, iklim değişikliğinin öncü göstergeleri olarak tanımlanır ve bize değişimin ne hızda seyrettiğini gösterir. İklim değişikliği nedeniyle bazı türlerin göç zamanlamaları ve stratejilerinde değişiklikler görülüyor ve bu da belirli alanlarda kuş türü ve sayısında değişikliklere neden oluyor" - "Son zamanlarda leylek, kara leylek, çeltikçi gibi yaz göçmeni türler ülkemizde kışlamaya başladı ve sayıları her geçen yıl daha artıyor. Karabaşlı ötleğen gibi kısa mesafe göçmeni türlerin önce Akdeniz kıyısında kışlamaya başladığı, şimdilerde ise ülkemizin değişik yerlerinde artan sayıda kışladığını biliyoruz ki bu türlerin 4-5 sene öncesine ait üreme kaydı yok"
İSTANBUL - GÜLSELİ KENARLI - Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi Ornitoloji Araştırma Merkezi Müdür Yardımcısı Doç. Dr. Kiraz Erciyas Yavuz, iklim değişikliği nedeniyle bazı göçmen kuşların göç zamanlarında değişiklikler olduğunu ve Türkiye'de 4-5 yıl önce üreme kaydı olmayan türlerin görülmeye başlandığını söyledi.
Her yıl mayıs ve ekim aylarının ikinci cumartesi günleri olmak üzere senede iki kez kutlanan Dünya Göçmen Kuşlar Günü kapsamında düzenlenen etkinliklerle göçmen kuş türlerinin yaşam alanlarının korunması için farkındalık oluşturulması amaçlanıyor.
Bu yılki ilk kutlamanın 11 Mayıs'ta yapıldığı Dünya Göçmen Kuşlar Günü dolayısıyla AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Yavuz, göçmen kuşları, üreme alanlarındaki koşulların düşük sıcaklıklar nedeniyle elverişsiz hale gelmesi sonucunda, koşulların daha iyi olduğu bölgelere belirli dönemlerde düzenli olarak mevsimsel olarak göç eden türler şeklinde tanımladı.
Kuşların tozlaşma, tohumların yayılması, zararlı böcek kontrolü, kuş gözlem turizmi kapsamında kültürel ve ekonomik faydalar, leşlerin temizlenmesi ve popülasyon kontrolü gibi ekolojik işlevleri bulunduğunu vurgulayan Yavuz, birçok farklı göç düzeni olduğunu belirtti.
Yavuz, kuşların çoğunluğunun yaz aylarında kuzeydeki üreme alanlarından güneydeki kışlama alanlarına, Afrika'nın güney bölgelerinde üreyen bazı kuş türlerinin ise kışın kuzeydeki kışlama alanlarına göç ettiğini, bunun dışında yatay olarak göç eden türler bulunduğunu, bazı türlerin de rakım olarak yüksek ve alçak bölgeler arasında göç ettiğini anlattı.
Göçmen kuşların, hızlı ve uzun mesafeler boyunca uçmalarını sağlayan morfoloji ve fizyolojiye sahip olduklarını aktaran Yavuz, şu bilgileri paylaştı:
"Son yıllarda yapılan deneyler, göçmen kuşların gözlerinde bulunan özel ışık reseptörleri aracılığıyla dünyanın manyetik alanı boyunca yön bulduklarını gösteriyor. Göçmen kuşlar, genellikle sınırlarını zorladıkları yorucu yolculuklar yaparlar. Örneğin 24 santimetre uzunluğunda ve yaklaşık 220 gram ağırlığında olan büyük kum kuşu Sibirya'da ürer, Afrika'nın batı kıyılarında ya da Güney Afrika'da kışı geçirir. Yolculuğunda vücut ağırlığının neredeyse yarısını kaybeder. Bu nedenle göçmen kuşlar varış noktalarına nadiren durmaksızın uçarlar. Dinlenmek, beslenmek ve kötü hava koşullarını atlatmak için yolculuklarına ara verirler."
Hava sıcaklıklarındaki artışın göçmen kuşlar üzerinde ciddi etkileri olacak
Türkiye'de şu ana kadar 501 kuş türü kaydedildiğini, sadece kışlama, üreme ve göçleri sırasında konaklama amacıyla gelen kuş türü sayısının ise 225 olduğunu bildiren Yavuz, kuşların iklim ve hava koşullarına karşı son derece hassas olduğuna değindi.
Yavuz, "Kuşlar, iklim değişikliğinin öncü göstergeleri olarak tanımlanır ve bize değişimin ne hızda seyrettiğini gösterir. İklim değişikliği nedeniyle bazı türlerin göç zamanlamaları ve stratejilerinde değişiklikler görülüyor ve bu da belirli alanlarda kuş türü ve sayısında değişikliklere neden oluyor." dedi.
Ekosistemlerde gözlenen değişimlerle kuşların göç ve üreme takvimleri, dağılımları, demografik yapıları, vücut morfolojileri gibi yaşamlarını etkileyen temel davranışsal ve yapısal özelliklerinin hızla değiştiğinden bahseden Yavuz, hava sıcaklıklarındaki artışın etkilerine dikkati çekerek, şunları kaydetti:
"Yapılan çalışmalar 2100 yılına kadar hava sıcaklıklarındaki 1,4 ila 5,8 derecelik değişiklikler ile atmosferdeki karbondioksitin 2 katına çıkmasının, kuşların dağılımlarında büyük kaymalar, büyük nüfus azalmaları ve yüksek düzeyde yok olma gibi ciddi etkileri olacağını gösteriyor. Göçmen kuşların göç takvimlerinde değişim izleniyor. İlkbaharda erken geliş ve üreme alanlarından geç ayrılma, göç mesafesinde değişiklik, yerlileşme yani göç etmeme, alan değişimi gibi durumlar gözleniyor."
Yaşam alanlarını korunması önem taşıyor
Kuraklık nedeniyle kuşların yaşam alanlarında ve su kaynaklarında da değişiklikler oluştuğunu işaret eden Yavuz, bu değişikliklerin kuşların üreme ve hayatta kalma şansını azalttığı uyarısında bulundu.
Yavuz, tüm bu değişimlerin Türkiye'de görülen yansımaları hakkında şunları söyledi:
"Kap kumrusu, ak yanaklı Arap bülbülü ve ibibik toygarı gibi türlerin Afrika'daki dağılım alanları genişledi ve Türkiye gibi yeni bölgelerde üremeye başladılar. Son zamanlarda leylek, kara leylek, çeltikçi gibi yaz göçmeni türler ülkemizde kışlamaya başladı ve sayıları her geçen yıl daha artıyor. Karabaşlı ötleğen gibi kısa mesafe göçmeni türlerin önce Akdeniz kıyısında kışlamaya başladığı, şimdilerde ise ülkemizin değişik yerlerinde artan sayıda kışladığını biliyoruz ki bu türlerin 4-5 sene öncesine ait üreme kaydı yok."
Deniz seviyesinin yükselmesi, yangın rejimlerindeki değişiklikler ile bitki örtüsü ve arazi kullanım değişikliklerinin kuşları dolaylı olarak etkileyeceğini ifade eden Yavuz, göçmen kuşların karşılaştığı diğer sorunları, bazı tarımsal uygulamalar, sanayi ve kentleşme kaynaklı habitat değişiklikleri, ışık kirliliği, yüksek binalara, rüzgar türbinlerine ve enerji hatlarına çarpma, yasadışı avcılık ve zehirleme gibi durumlar şeklinde sıraladı.
Göçmen kuşların korunması için yaşam alanlarının korunmasının ve restorasyonunun önem taşıdığını dile getiren Yavuz, şu tavsiyelerde bulundu:
"Yasa dışı avcılığın kontrol altına alınması, gece aydınlatmalarının azaltılması ve bina tasarımlarının kuş çarpmalarını önleyici şekilde düzenlenmesi gerekiyor. Uzun vadede küresel iklim değişikliğini yavaşlatmak için adaptasyon kararlarının uygulanması ve bireysel olarak karbon ayak izlerinin azaltılması da önemli."