Fazla tuz böbrek yetmezliği riskini artırıyor
Medipol Çamlıca Üniversite Hastanesi Nefroloji Uzmanı Prof. Dr. Şehmus Özmen:
- "Ülkemizdeki tuz tüketimi halen çok yüksektir. Bunu azaltarak pek çok sağlık sorunu; hipertansiyon, kalp krizleri, felç/inme, kronik böbrek hastalıkları engellenebilir"
İSTANBUL - Medipol Çamlıca Üniversite Hastanesi Nefroloji Uzmanı Prof. Dr. Şehmus Özmen, aşırı tuz tüketiminin hipertansiyona, kemik erimesine, protein kaçağına ve böbrek hasarına neden olabileceğini bildirdi.
Medipol Çamlıca Üniversite Hastanesi'nden yapılan açıklamada görüşlerine yer verilen Özmen, 9 Mart Dünya Böbrek Günü dolayısıyla aşırı tuz tüketiminin oluşturduğu risklere ve yol açtığı hastalıklara dikkati çekerek, değerlendirmelerde bulundu.
Böbrek yetmezliğini önlemek için yaşam alışkanlıklarının değiştirilmesi gerektiğini belirten Özmen, tüketilen tuzun vücutta birçok değişikliğe neden olduğunu aktardı.
Özmen, "Yüksek miktarda tuz tüketildiğinde kişide şişkinlik ve susama hissi oluşur. Tuzu dengelemek için vücut su tutar, el ve ayaklarda şişkinlik görülebilir. En önemlisi kan basıncındaki artıştır. Obezite, hipertansiyonu olan veya ileri yaşlı kişilerde, düşük potasyum tüketenlerde tuz tüketimi ile kan basıncındaki artışın daha belirgin olduğu tespit edilmiştir. Kişinin vücuttaki tuz artışına verdiği cevap, genetik ve hormonal faktörlerden etkilenir. Tuz tüketimi ayrıca, hipertansiyon ilaçlarına direnç yaratır." ifadelerini kullandı.
Tuz tüketiminin oluşturduğu hastalıklara ilişkin de bilgi veren Özmen, bunları, hipertansiyon, kalsiyum kaybı (kemik erimesi), protein kaçağı, glomerül içi basınç artışı, böbrek hasarı, böbrek taşı oluşumu ve insülin direnci şeklinde sıraladı.
Tuzsuz ya da tuzu azaltılmış ürünler tercih edin
Yüksek tuz tüketiminin mide mukozasında hasara neden olarak kanser gelişimine de yol açabildiğine işaret eden Özmen, "Dünya Sağlık Örgütü, hastalıklardan korunmak amacıyla tüketilmesi gereken tuz miktarını günde 5 gram (tepeleme bir çay kaşığı/silme bir tatlı kaşığı) olarak önermektedir. 2008'de gerçekleştirilen SALTurk-1 çalışmasında ülkemizde kişi başına günlük tuz tüketimi 18 gram olarak belirlendi. 2012'deki çalışmada bu oran 15 g/güne geriledi." değerlendirmesinde bulundu.
Hazır sosların, atıştırmalık ürünlerin, tuzlanmış kuru yemişlerin turşu/salamura konservelerin, tuzlanmış, tütsülenmiş et ve balık ürünleri ile aromalı ya da aromasız, doğal veya doğal olmayan mineralli içeceklerin yüksek miktarda tuz içerdiğini bildiren Özmen, tuz kullanımında dikkat edilmesi gerekenleri şöyle sıraladı:
"Satın alınan işlenmiş ürünlerin etiket bilgisini okuyun. Tuzsuz ya da tuzu azaltılmış ürünler tercih edin. Peynir, zeytin, salamura ürünlerini kullanmadan önce suda yıkayın. Restoran ve kafelerde yemeklerin az tuzlu veya tuzsuz hazırlanması talep edin. Tuz yerine doğal lezzet arttırıcılar (soğan, sarımsak, baharatlar, limon, sirke, biber, nane, kekik, maydanoz, dereotu, fesleğen ve benzeri) kullanın. Fazla tuz tüketiminin azaltılmasıyla bu hastalık ve riskler engellenebilir. Ülkemizdeki tuz tüketimi halen çok yüksektir. Bunu azaltarak pek çok sağlık sorunu hipertansiyon, kalp krizleri, felç/inme, kronik böbrek hastalıkları engellenebilir."