Güncel

Emlakta yüzde 35'lik gelir vergisine 'bir defaya mahsus muafiyet' önerisi

İSTANBUL - HASAN ARSLAN - Coldwell Banker Türkiye Ülke Başkanı Gökhan Taş, 2020'de uygulanmaya başlayacak emlakta yüzde 35 gelir vergisinin sektör için risk oluşturduğunu belirterek, "Bunun en azından son 5 yıl içinde alınmış gayrimenkullere yansıtılmaması, bir defaya mahsus vergi muafiyeti olması lazım." önerisinde bulundu.

İSTANBUL - HASAN ARSLAN - Coldwell Banker Türkiye Ülke Başkanı Gökhan Taş, 2020'de uygulanmaya başlayacak emlakta yüzde 35 gelir vergisinin sektör için risk oluşturduğunu belirterek, "Bunun en azından son 5 yıl içinde alınmış gayrimenkullere yansıtılmaması, bir defaya mahsus vergi muafiyeti olması lazım." önerisinde bulundu.

Taş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 2020'de uygulanmaya başlanacak olan emlakta yüzde 35 gelir vergisinin sektör için risk oluşturduğunu kaydetti.

İlgili yasa tasarısında, son 5 yıl içinde edinilen emlakı elde çıkaranların, satın alırkenki rayiç bedel ile sattığı değer arasındaki farkın yüzde 35'ini gelir vergisi ödeyeceğini aktaran Taş, "Örneğin 600 binlik konutun rayiç bedelini 300 bin olarak gösteren bir vatandaşın bu konutu 700 bin liraya sattığını düşünürsek, rayiç bedel üzerinden üretici fiyat endeksi ile hesaplanan 300 bin liralık konutun bugünkü değerinin de 400 bin lira olduğunu varsayarsak, arada 300 bin liralık bir fark oluşuyor. Bu rakamın yüzde 35'ini, yani 105 bin lirasını vatandaş gelir vergisi olarak ödemek durumunda kalacak." ifadelerini kullandı.

Taş, Türkiye'de 160 milyar lira değerinde gayrimenkulün 110 milyar lira rayiç bedelle satıldığını, belediye rayiç bedeli ile gerçek bedel arasında önemli bir fark olduğunu dile getirdi.

Bugüne kadar bunun hiç sorgulanmadığını savunan Taş, şunları kaydetti:

"Herkes tapuyu rayiç bedelden gösterdi. Satma gibi bir durumda aradaki tüm farkın yüzde 35'ini vergi olarak ödenmesi satışlara darbe vurur. Piyasa tıkanır. Bunun en azından son 5 yıl içinde alınmış gayrimenkullere yansıtılmaması, bir defaya mahsus vergi muafiyeti olması lazım. Yoksa alım satım olmaz. Çünkü ikinci el satılırsa sıfır satılır. İkinci el olmazsa sıfır da satılamıyor. Sıfır konut almaya yatkın olanlar, 4-5 senedir gayrimenkul alanlar. İşin şirketsel tarafında ise başka bir resim daha var; Şirket edindiği karı sermaye artırımında kullanmazsa ettiği kara ne zaman olursa olsun vergi çıkıyor. Dolayısıyla bir süre konulması lazım. Bunu kimse dile getirmiyor ama yeni yılda bu herkesin karşılaşacağı bir sorun olacak."

Destekleyici uygulamalarla sıfır konut satışı 2020'de 500 bin bandını aşar

Gökhan Taş, son 5 yılda 500 binden 2,5 milyon konut satıldığı bilgisini vererek, bunların yarısının bir daha satılmak üzere alınmış konutlar olduğuna işaret etti.

Söz konusu satışın gelir vergisi uygulamasıyla tıkanmasının olumsuz bir sonuç doğuracağını vurgulayan Taş, şunları ifade etti:

"Son 5 yılda ev alanlar kural dışı oynamadı. İnsanların canını ek yüzde 2 vergi bile yakarken yüzde 35 piyasayı çok olumsuz etkiler. Bu konuda bir kereye mahsus muafiyet olduğunu düşünürsek ve faizlerin yüzde 1'in altında seyrettiği tablo devam ederse 2020'de konut satışları 2019'un yüzde 25 üzerinde seyreder. Tabi piyasayı canlandırmak için ilk kez tapu alanlara tapu harcının belki yüzde 1'e indirilmesi, KDV'nin yüzde 1'e indirilmesi gibi destekleyici uygulamalar da getirilebilir. Bu uygulamalar da sıfır daireler için olursa sektörümüz tamamen hareketlenir. Sıfır konut satışları da 2020'de böylece 500 bin bandını aşar."

Faiz indirimlerinin 2019 konut satışına 200 bin katkısı oldu

Gökhan Taş, Eylül 2019'da 146 bin konut satışıyla Cumhuriyet tarihi rekorunun kırıldığını anımsattı.

Konut satışlarında ekimde de eylül ayına benzer seviyelerin gerçekleşeceği öngörüsünde bulunan Taş, "Bu yılın 8 ayı ciddi anlamda kötüydü, ancak ağustosta faizlerin yüzde 1'in altına düşmesiyle psikolojik eşik aşıldı. Gayrimenkul sektörü moralite ile eşdeğer. Bu eşik aşıldığı için son 2-3 aydır ciddi bir ivme yakalandı. Dolayısıyla geçen yıl 1,4 milyon konut satılmıştı, bu yıl rakamın her şeye rağmen 1,1 milyona ulaşacağını öngörüyorum. Faizler inmeseydi, toplam yıllık satış 900 binde kalırdı. Sadece faiz indirimlerinin bu yılki toplam konut satışına 200 binlik katkısı olduğunu görüyoruz." değerlendirmelerini yaptı.

Taş, Türkiye için gayrimenkul sektörüne yönelik balon tarifinin doğru olmayacağını vurgulayarak, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Amerika'da konut kredisi ipoteğe dayalı veriliyor. İpotek değeri 1 milyonsa tamamına kredi kullandırılabiliyor. Hatta ipotekli gayrimenkulde değer artışı olursa ek kredi kullanılabiliyor. Ancak Türkiye'de kredi gelire dayalı veriliyor. 1 milyon liralık ipoteğiniz de olsa geliriniz esas alınıyor ve en fazla yüzde 80'ine kadar kredi verilebiliyor. Dolayısıyla kredi yüzünden ülkemizde bir batma riski yok ama oluşturulan algıyla ederinin üzerinde fiyatların olduğu bölgeler var.

Özellikle Emlak Konut ve TOKİ'nin hasılat paylaşımı ve kat karşılığıyla yaptırdığı işlerde (markalı konut sektörü) metrekaresi 8-9 bin lira etmesi gereken yerlerin 12-13 bin liraya çıktığını görüyoruz. Dolayısıyla metrekaresi 8 bin lira ve üzeri olan yerlerde ikinci ellerde de bir durgunluk var. Batı Ataşehir, Maslak - Levent bölgesi, Beylikdüzü'nde yabancılara satış yapılan bölgeler örnek olabilir ama metrekaresi 4-8 bin lira olan yerlerde satış durmuyor. 4 bin liranın altında ise talep var, arz yok."

Lüks konutta Türkiye'de büyümek istiyoruz

Gökhan Taş, 2018'de yabancıya 40 bin konut satıldığını, bu yıl rakamın 50 bine yaklaşacağını belirterek, "Yabancıda bizi bekleyen tehlike küsme ve eşini dostunu ev almaması yönünde uyarması olabilir. Burada da yabancıya satılan konutların gerçek değer üzerinden satılmaması gerçeği yatıyor." ifadelerini kullandı.

Yabancıların şu anda geçmişte aldıkları rakamın 3'te 2'sine kendi gayrimenkullerini satamadığını vurgulayan Taş, ekspertiz şartı getirilmesine rağmen satış ve reel değerler arasında yüzde 20 fark çıktığını, bunun iyi denetlenmesi gerektiğini dile getirdi.

Taş, ekspertiz firmasının bağımsız atanması gerektiği önerisinde bulunarak, şöyle devam etti:

"Satıcının bulduğu değil, otomatik atanmış birinin değerleme yapması gerekiyor. Öte yandan eğer Çin, Hindistan ve Afrika pazarında 250 bin dolara vatandaşlık olduğunu devlet desteğiyle duyurursak ve vatandaşlık broker şirketlerini Türkiye'ye bir devlet organizasyonuyla getirirsek bu alanda da patlama yaşarız. Çünkü devlet işin içindeyse güven duyuluyor.

Coldwell Banker Türkiye olarak 110 şubeye, 1500 gayrimenkul danışmanına ve 23 ayrı şehre girdik. 6'ncı yılımızdayız. Yaklaşık 10 bin portföyü aktif yönetiyoruz. Avrupa'nın en genç ülkesindeyiz. Özellikle gençlerin bize ilgisi de çok fazla. Amerika'da 1 milyon dolar üzerinde satılanlar gayrimenkullerin yüzde 82'sini Coldwell Banker gerçekleştiriyor. Bu alanda Türkiye'de de büyümek istiyoruz.

Son bir yıldır Mihrimah Sultan Yalısı da bizde. Kut'ül Amare Komutanı'nın yalısını da biz sattık. Buna benzer portföyleri almaya ve satmaya başladık. Yine bünyemizdeki 'muzayede.com' ile banka portföyleri ciddi anlamda artış gösterdi. Bu yılın ikinci yarısı itibarıyla ticari gayrimenkul departmanı kurduk. Cadde mağazacılığı ve endüstriyel gayrimenkulde faaliyete başladık. O boşluğu doldurmak istiyoruz. Her ofisimizde ticari gayrimenkul departmanı kuruyoruz. Biz Türkiyemiz adına geleceği iyi görüyoruz."(AA)