Eksun Gıda'dan küresel iklim değişikliğinin buğday hasadına etkilerine ilişkin değerlendirme
Eksun Gıda Genel Müdürü Ahmet Demir:
- "Küresel iklim değişikliğinin, hasadın sonuçlarını özellikle uzun vadede etkilememesi için doğal dengenin korunması şart. Verimli bir biyolojik mücadelenin yapılması, iyi tarımın daha da yaygınlaştırılması ve elbette yönlendirici kamu politikaları son derece önem taşıyor"
İSTANBUL - Eksun Gıda Genel Müdürü Ahmet Demir, iklim değişikliğinin başta gıdaya erişim ve küresel gıda fiyatları olmak üzere birçok parametreyi değiştirdiğini bildirdi.
Şirketten yapılan açıklamada görüşlerine yer verilen Demir, Türkiye'de 2023 yılında 22 milyon tonluk buğday rekoltesi elde edildiğini belirterek, "Bu yıl geçtiğimiz yıla göre daha erken başlayan buğday hasadı, Türkiye'nin dört bir yanında en az 4 ay devam etti. Çiftçilerimiz, hasadın ardından Toprak Mahsulleri Ofisi'ne veya lisanslı depolara ürünlerini teslim etmeye devam ediyor. Hasat döneminin ardından 4,5 milyon tonu makarnalık olmak üzere yine 20 milyon tonun üzerinde bir kapasite elde edilmiş olacaktır." ifadelerini kullandı.
Demir, Türkiye'nin buğday üretiminde dünyaya olan katkısının yanında, buğdayda kendine yetebilen bir ülke olduğunu kaydetti.
İklim değişikliğinin getireceği sonuçları her zaman göz önüne alınması gerektiğini vurgulayan Demir, "Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), gıda ürünlerinin uluslararası fiyatlardaki aylık değişimin izlendiğini, Tahıl Fiyat Endeksi'nde Ağustos ayında yüzde 0,5 azalış olduğunu kaydetmişti. Özellikle Türkiye ve ABD gibi ana ihracatçı ülkelerin iyi hasat beklentilerinin etkilediği bu endeks önemli bir gösterge olsa da uzun vadede iklim değişikliklerinin etkisini mutlaka göz önünde bulundurmak gerekiyor." değerlendirmesinde bulundu.
Demir, iklim değişikliğinin başta gıdaya erişim ve küresel gıda fiyatları olmak üzere birçok parametreyi değiştirdiğini aktardı.
Demir, "Küresel iklim değişikliğinin, hasadın sonuçlarını özellikle uzun vadede etkilememesi için doğal dengenin korunması şart. Verimli bir biyolojik mücadelenin yapılması, iyi tarımın daha da yaygınlaştırılması ve elbette yönlendirici kamu politikaları son derece önem taşıyor." açıklamasını yaptı.
Kamuda çiftçiyi yeni destekleme modelini de değerlendiren Demir, "1 Eylül itibarıyla tarımsal üretim planlamasının detayları açıklanmaya başladı. Özellikle buğdayın üretileceği havzalarda mevcut mazot ve gübre desteği yanında, temel destek ve planlı üretim desteğinin verileceğinin duyurulması memnuniyet verici." ifadelerini kullandı.
Demir, 500 çalışana istihdam sağlayan, Tekirdağ ve Konya fabrikalarında yeni nesil teknolojileri kullanan bir şirket olarak un, glütensiz un ve unlu mamuller olmak üzere farklı tüketici alışkanlıklarını dikkate alarak sosyal fayda anlayışıyla ürünler geliştirdiklerini belirterek, "Yılın ilk 9 ayında 327 bin tonluk bir kapasiteye ulaşarak hem ülkemizin un ihtiyacının giderilmesi hem de ulusal ihracat ağımıza katkı sunmaya devam ediyoruz. Yıl sonunda biz de 434 bin tonluk kapasiteye erişmeyi hedefliyoruz." bilgisini paylaştı.