Çıplak köyü OPET projesiyle "Etno-Köy"e dönüştürüldü
Çanakkale'deki Troya Antik Kenti yakınında yer alan ve OPET tarafından hazırlanan proje ile "Etno
-Köy"e dönüştürülen Çıplak köyü, sosyal ve kültürel çalışmaların yapıldığı yerleşim merkezi haline geldi
- 5 bin yıllık bir tarihin üzerinde yaşayan Çıplak köyünde hayata geçirilen çalışmalarla, köy halkının kültürel ve tarihi turizmde aktif rol oynaması hedefleniyor
- Çıplak Köyü Muhtarı Ufuk Göçoğlu:
- "Kursların ardından ürünleri sergileyebileceğimiz stantlar hazırlandı. Ürünleri yapmaya başladık. Çok yakında Türkiye pazarında biz de varız diyeceğiz"
ÇANAKKALE - BURAK AKAY - Çanakkale'nin en eski Osmanlı köylerinden biri olan ve Troya Antik Kenti yakınında yer alan merkeze bağlı Çıplak köyü, OPET tarafından hazırlanan "Tarihe Saygı Projesi" kapsamında "Etno-Köy" çalışmasıyla fiziki ve sosyal değişim geçirdi.
Gelibolu Yarımadası'nda 2006 yılından bu yana yürütülen "Tarihe Saygı Projesi"yle tarihi yarımadada büyük bir dönüşüm yaşandı.
2018'in Troya Yılı ilan edilmesinin ardından tarihi, mitolojik, kültürel ve doğal güzellikleri ile öne çıkan ve Troya Ören Yeri'ne en yakın yerleşim yeri olan Arkeo-Köy Tevfikiye'den sonra Çıplak köyünde de fiziksel ve sosyal değişim içeren sosyal sorumluluk projesi kapsamında çalışma gerçekleştirdi.
Anadolu'nun farklı tarihsel ve kültürel katmanlarını yansıtan Çıplak'ta yürütülen çalışmaların ana eksenini, insan yapımı kültürel öğeleri ele alan bir bilim dalı olan etnografya kelimesinden türetilen Etno-Köy kavramı oluşturdu.
5 bin yıllık bir tarihin üzerinde yaşayan Çıplak köyünde hayata geçirilen çalışmalarla, köy halkının kültürel ve tarihi turizmde aktif rol oynaması hedefleniyor.
Etno-Köy projesi, Türkiye'de müze, ören yeri ve kültürü tarihi ile hala yaşayan köyleri bir araya getiren bir proje oldu. OPET tarafından hayata geçirilen proje, Anadolu geleneğinin kültür mirasını temsil eden tüm katmanlara dair öğeler, dokular ve öyküler barındıran Çıplak köyünün etno-kültürel mirasını yansıtacak şekilde kurgulandı.
Çıplak Dede Türbesi, tarihi çeşme ve köy kahvesini içine alan köy meydanı, konsepte uygun olarak yeniden düzenlendi. Meydan düzenlemesinde Troya kazıları tarihi, Osmanlı'dan günümüze Çıplak Köyü tarihi ve köyde uygulanan geleneksel tarım uygulamalarına dair özellikler ön plana çıkarıldı.
Köy meydanına, köylülerin ürünlerini satabileceği satış stantları yerleştirildi. Burada köyde kurulan tarım kooperatifinde üretilen Etno-Köy markalı yerel gıda ürünleri satılıyor. Evlerin cepheleri ve bahçe duvarları boyanırken köy genelinde peyzaj çalışmaları uygulandı. Köy evlerinin pencereleri ve duvarlarına konsepte uygun olarak desen ve süslemeler yapılarak estetik bir bütünlük sağlandı. Köyün genelinde peyzaj çalışması yapıldı. Akasya, selvi, zakkum ve gülden oluşan toplam 2 bin 245 adet bitki dikimi yapıldı.
Kullanılmayan ve yıkılmak üzere olan bir köy evi Troya kazılarının tarihini, buluntuları ve keşiflerle ilerleyen bir hikayeyi yansıtan "Arkeoloji Evi" olarak düzenlendi. Evin yanındaki bir bina ise "Osmanlı'dan Günümüze Yerel Tarih Evi" olarak düzenlenerek Anadolu coğrafyasının en zengin etnografik öğelerinden olan tarımın tarihi, Çıplak ve Troya bölgesinden farklı buluntu ve görsel belgeler ışığında ele alındı.
Köy meydanına yakın bir bölgede hijyenik kurallara uygun şekilde "Yöresel Ürün Yapım Evi" oluşturuldu. Burada yöreye özgü ürünler gelen ziyaretçilere sunuluyor. Köy meydanından başlayıp Troya Kültür Rotası ile birleşen ve Troya Müzesi'ne bağlanan yol, "Arkeoloji Yolu" olarak genel dokuya uygun olarak düzenlendi.
Proje kapsamında Çanakkale Halk Eğitim Merkezi iş birliği ile Çıplak köyü sakinlerine yönelik eğitimler verildi. Gıda ve su sektöründe çalışan 30 kişiye hijyen eğitimi, 39 kişiye A1 seviyesi İngilizce kursu verildi. 30 kişiye ilkyardım, 12 kişiye yöresel gıda ürünleri yapımı kursu, 36 kişiye Anadolu ve Türk Kültürü, 36 kişiye diksiyon, 30 kişiye kadın üst giysileri dikimi eğitimi verildi. Ocak 2020'den bugüne kadar toplam 1320 saat eğitim gerçekleşti.
Köy halkı projeden memnun
Çıplak Köyü Muhtarı Ufuk Göçoğlu, AA muhabirine, köylerinin bölgedeki en eski Osmanlı köyü olduğunu anlattı.
Buranın, yıllardır Troya'nın komşusu olarak turizm ile iç içe yaşayan bir köy olduğunu belirten Göçoğlu, yakın zamanda komşu köyleri olan Tevfikiye'deki Arkeo-Köy çalışmasının ardından köylerinin de proje kapsamında Etno-Köy'e dönüştürüldüğünü söyledi.
2018'in Troya Yılı ilan edilmesinin ardından bölgenin yoğun ilgi gördüğünü dile getiren Muhtar Göçoğlu, "Önce Tevfikiye köyümüz Arkeo-Köy olarak yapıldı. Onun ardından da Sayın Nurten Öztürk hanımefendi köyümüze geldi. Vatandaşları köyün kahvesinde topladılar. Siz ne istiyorsunuz? Ne yapılması gerekiyor? İlk önce köyün istekleri anket yapıldı. Anketlerin ardından köylünün istekleri doğrultusunda yavaş yavaş köyü restore etmeye başladılar. Köy, tarihi bir köy olduğu için Osmanlı motifleri duvarlara çizilmeye başladı.
Resimler çizilmeye başladı. Bütün köylüye kadınlara, erkeklere kurslar başlatıldı. Diksiyon, İngilizce, pansiyonculuk ve yöresel köy ürünleriyle alakalı kurslar yapıldı. Yapılan bütün projeler, kadınlara ve gençlere yönelik projelerdi. Kuskus, tarhana, erişte bununla alakalı Tarım ve Orman İl Müdürlüğü katkılarıyla kurslar verildi. Çıplak Köyü Kadın Girişimciler Kooperatifi çatısı altında sayın Nurten Öztürk'ün de destekleriyle kadınlara yönelik işletmecilik kursu yapıldı. Kursların ardından da ürünleri sergileyebileceğimiz stantlar hazırlandı. Ürünleri yapmaya başladık. Çok yakında Türkiye pazarında biz de varız diyeceğiz." dedi.
Kursa gidip belge sahibi olduk
Köy sakinlerinden Sevim Kansu da proje kapsamında açılan kurslara gidip belge aldıklarını söyledi.
Bunun bilgi ve becerilerin gelişmesine katkı sunup kadınların gücünü ortaya çıkardığını belirten Kansu, "OPET geldikten sonra getirdiği bir çok kurslarla bilgilerimize bilgi kattık. Gittiğimiz kurslarda belge aldık. Son gittiğimiz 1,5 aylık İŞKUR destekli kursumuzda da yaptığımız köy ürünleri erişte, kuskus vesaire hepsini öğrendik. Bunların nasıl hijyenik olacağını, nasıl korunacağını öğrendik gittiğimiz kurslardan. Şu an gerçekten memnunuz. Ben daha önce birilerine şifalı olabilmek adına hep kitap yazmayı düşünmüştüm ama kitabımı yazamadım. Torunum oldu. Gençken de köyde işler yoğundu, çocuklarım, yazamadım. Sonra yazayım dedim. Yine yazamadım. Sonra bu kurslar gelince, dönüştürdüm, kendime site açtım. Organik bahçe ürünleri adına site açtım. Şu an gerçekten memnunum. Köyümüzün Etno-Köy konseptine dönmesinden dolayı mutluyum." değerlendirmesinde bulundu.Kaynak:AA