Boyner Grup deprem bölgesine desteğini sürdürüyor
Boyner Grup Yönetim Kurulu Üyesi Ümit Boyner:
- "Özellikle toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda cesur adımlar atarak çalışmaları istikrarlı bir şekilde sürdürüyoruz"
İSTANBUL - Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu (TKDF) öncülüğünde kurulan Mor Yerleşke projesine 11 Mor Yerleşke ile destek veren Boyner Grup 28 binden fazla kadın ve çocuğa destek sağladı.
Şirketten yapılan açıklamaya göre, Boyner Grup, TKDF'nin deprem bölgesine yönelik hayata geçirdiği Mor Yerleşke projesine desteğini sürdürüyor.
Açıklamada görüşlerine yer verilen Boyner Grup Yönetim Kurulu Üyesi Ümit Boyner, "Önümüzdeki günlerde sivil toplum örgütleri ve özel sektörün bir araya gelerek, hayata geçirdiği projeleri nasıl daha verimli ve kapsamlı hale getirebileceğimizi planlamamız lazım." diyerek şunlara dikkati çekti:
" Boyner grup olarak, sorumluluk anlayışını temel değeri haline getirmiş, kurum kültürünü bu bilinçle oluşturmuş bir şirketiz. Özellikle toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda cesur adımlar atarak çalışmaları istikrarlı bir şekilde sürdürüyoruz. Çünkü hayatın her alanında olduğu gibi her anında da eşitliği sağlamayı sadece bir kadın meselesi değil, demokrasi meselesi olarak görüyoruz. Bu bakış açımızı zorlukların içerisinde de olabildiğince etkin bir şekilde hayata geçirmeye özen gösteriyoruz."
-"Deprem bölgesindeki mor yerleşke sayımız 30'a ulaştı"
TKDF Başkanı Canan Güllü ise depremin ilk anından bu yana özellikle deprem bölgesinde kadınlar için şiddetten arındırılmış güvenli alanlar yaratırken, aynı anda psikososyal merkezi olarak bölgede binlerce hamile kadın olmasından dolayı her merkezde psikolog, ebe, hemşire, sosyal hizmetler sorumlusu ve çocuk gelişimcinin olmasını planlandıklarını aktardı.
Güllü, "Bugün deprem bölgesindeki mor yerleşke sayımız 30'a ulaştı. 30 yerleşkenin 11'i Boyner Grup tarafından desteklenirken tüm yerleşkelerimizde 50 binden fazla kadın ve çocuğa ulaştık. Dünya Sağlık Örgütü afet bölgelerinde kalma süresini 12 ila 18 ay olarak belirliyor. Bunun nedeni yerelin gelişimini engellememek. Çünkü sürekli olarak bölgeye yardım vermek onlara balık tutmayı öğretmektense balık vermeye dönüyor. Bu yüzden depremzedelere hayata tutunmayı öğretmemiz gerekiyor. Bu noktada da yerel yönetimlerin hizmetlerini iyileştirmesi, bölgeden göçün engellenmesini sağlayacak çalışmalara imza atılması lazım. Ancak bölgede her şey gönüllülükle yürüyor. Bu yüzden şu anda bölgeden ayrılmamız söz konusu değil. İnsanlar hala o psikolojiyi atlatamadılar. STK'ların, özel sektörün ve kuruluşların etkisi bölgede azaldı. Bölgede sorunlar hala devam ediyor. Bu yüzden dayanışma ruhu her zamankinden daha önemli" değerlendirmesini yaptı.