Van Tarihi: Tarih Boyunca Birçok Medeniyete Ev Sahipliği Yapan Yerleşim Merkezi
Van'ın Tarihi Bilgileri: Van Gölü kıyısındaki tarihi şehir Van, Urartular'dan Osmanlı'ya kadar pek çok medeniyete ev sahipliği yapmış. Turistik yerleri ve kültürel zenginlikleriyle keşfedilmeyi bekliyor!
Van, tarihin eski çağlarından beri verimli toprakları, bol akarsuları ve uygun iklim koşulları sayesinde birçok medeniyetin hüküm sürdüğü önemli bir yerleşim merkezi olmuştur. Bu yazı, Van şehrinin tarihi hakkında bilgi vermektedir, Urartular'dan Osmanlı'ya kadar uzanan zengin tarihi geçmişiyle Van, Anadolu'nun önemli yerleşim merkezlerinden biridir. İşte Van Tarihi:
Tarih Öncesi Dönemlerden Urartu Devleti'ne Kadar
Van Anadolu'nun en büyük kapalı havzası olan Van Gölü kıyısında yer alır ve toprakları verimli, akarsuları bol ve iklim koşulları elverişlidir. Bu sebeple tarihin eski çağlarından beri birçok medeniyetin hakim olduğu bir yerleşim merkezi olmuştur.
Arkeolojik araştırmalar, Van ili yazılı tarih öncesi dönemleri M.Ö. 5000-3000 yılları Kalkolitik dönem başlarına kadar uzandığını göstermektedir. M.Ö. 2000 yılında bölgede ilk olarak devlet kuranlar Hurrilerdir.
Daha sonra Hurrilerin bölgedeki devamı olan yerli kavimler tarafından M.Ö. 900 yıllarında başkentleri Tuşba (VAN) olan Urartu devleti kurulmuştur. Urartular M.Ö. 612 yılına kadar Van Bölgesinde güneyde yukarı Mezopotamya'ya kadar uzanan topraklarda hüküm sürmüşlerdir.
Persler, Makedonyalılar, Partlar ve Romalılar Dönemi
Van ve yöresi M.Ö. 332 yılına kadar Pers, M.Ö. 129 yılına kadar Büyük İskender'in doğu seferinden sonra Makedonyalılar ve M.Ö. 88 yılına kadar da Partların egemenliğinde kalmıştır. Tarihi dönem içerisinde Van ve yöresi Romalılar ile Sasaniler arasında çatışma sebebi olmuştur. M.S. 395 yılına kadar Sasani sonra da Bizans egemenliğinde kalmıştır.
İslam İmparatorluğu Dönemi ve Akkoyunlu, Karakoyunlu, Osmanlı Devleti
Hz. Osman zamanında Bizans'ı bozguna uğratan Müslüman orduları 644 yılında Van ve yöresini ele geçirmiş ve bu hakimiyet Emevi ve Abbasi devletleri tarafından da sürdürülmüştür. Eskiden beri Van bölgesinde yaşayan Ermeni azınlığı kısa bir süre Van çevresinde bir krallık kurmuş ve İslam İmparatorluğu'na tabi olmuşlardır.
Hıristiyan sanatının mühim bir eseri olan Akdamar Kilisesi aynı adı taşıyan Ada üzerinde Kral Gagik tarafından 915-921 yılları arasında yaptırılmıştır. Çağrı Bey döneminde Anadolu'ya keşif amaçlı yapılan seferler 1071 Malazgirt zaferiyle neticelenmiş ve Van ve çevresi Büyük Selçuklular'ın egemenliğine girmiştir.
Büyük Selçuklular'dan sonra bir süre Eyyübi egemenliğinde kalan şehir 1230 yılında Karakoyunlular'ın hakimiyetine girmiştir. Bu tarihlerde eski Van şehrinde bulunan Ulu cami Karakoyunlu Yusuf tarafından yaptırılmıştır. Karakoyunlular'ın Uzun Hasan'a mağlup olmalarıyla Van ve havalisi Akkoyunluların eline geçmiştir.
Kanuni Sultan Süleyman döneminde Safevi Devleti'ni yenen Osmanlı orduları 1548'de Van'ı fethetti ve bu fetih 1555 yılında yapılan Amasya Antlaşması ile kesinlik kazandı. Van Beyler Beyliği'ne atanan Hüsrev Paşa ve Kayaçelebizade Koçi Bey kendi adlarını taşıyan birer cami yaptırmışlardır. Aynı dönemlerde "Kitap-ı Lugat-ı Vankulu" adlı eser Vankulu Mehmet Efendi tarafından hazırlanmıştır.
Ermeni İsyanı ve Kurtuluş Savaşı Dönemi
XIX. yüzyılın ikinci yarısından sonra Van'da ekonomik bakımdan güçlü olan Ermeniler ihtilal cemiyetleri kurarak Ruslar'ın da desteğiyle silahlanmaya başlamış 1915'te bir çok kaza ve köyde katliama girmişlerdir.
Aynı yıl Van'ı istila eden Ruslar Ermenileri destekleyerek şehri ateşe vermiş ve Osmanlı ahalisi şehri boşaltmak zorunda kalmıştır. 1918 yılında Van yıkılıp yıkılarak büyük oranda nüfus kaybına uğradığından bugünkü yerinde yeniden kurulmuştur.
Başlayan Türk harekatı karşısında işgal ettikleri topraklardan çekilen Ruslar ve Ermeniler doğudaki aşiretlerin de desteğiyle tamamen Anadolu'dan çıkarılmış ve Türk ordusu 2 Nisan 1918'de Van'a girerek şehri kurtarmıştır.
16 Mart 1921'de imzalanan Moskova antlaşması ile Ruslar Van ve Bitlis'e ait isteklerinden vazgeçmişlerdir. 29 Ekim 1923'te Vilayet merkezi olan Van'da Devlet ve Belediye tarafından alt yapı çalışmaları başlatılmış savaştan yakılıp yıkılan şehir yeniden inşa edilmiştir.
Van İsmi ve Urartu Kökenli Biane veya Viane
Van'ın ismi konusunda tam olarak açıklığa kavuşturulamamıştır ve bilgiler rivayetler edebilmektedir. Evliya Çelebi'nin "Seyahatnamesi"nde Büyük İskender'in Van Kalesi'ndeki Vank adlı bir mabedden esinlenerek buraya Van adını verdiği söylenmektedir. Başka bir rivayete göre ise şehri genişletip güzelleştiren bir şahıs olan "Van" isimli kişinin adından dolayı şehre bu ismin verildiği düşünülmektedir.
Ancak en olası görüş, Urartu dilinden gelen "Biane" veya "Viane" isminin zaman içerisinde "Van" şeklinde değişime uğramasıdır. Urartular kendilerine "Bianili" demişler ve Urartu devrinde Biane adı altında birçok şehir ve insan topluluğu Van şehrinde toplanmıştır. Bu sebeple, Van'ın isminin kökeni Urartu diline dayanmaktadır.
Sonuç
Van, tarihi boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapmış ve farklı kültürlerin etkisi altında kalmış bir yerleşim merkezidir. Urartular, Persler, Makedonyalılar, Partlar, Romalılar, Sasani İmparatorluğu, Bizans İmparatorluğu, Müslümanlar, Karakoyunlular, Akkoyunlular ve Osmanlı İmparatorluğu gibi birçok devletin egemenliği altında kalmıştır.
Günümüzde ise Van, Türkiye'nin doğu bölgelerinde önemli bir şehir olarak konumlanmaktadır. Van Gölü, Süphan Dağı, Akdamar Adası, Van Kalesi gibi turistik yerleriyle ziyaretçilerin ilgisini çekmektedir. Ayrıca, bölgede yaşayan Ermeni azınlığın kültürü de önemli bir zenginlik olarak görülmektedir.
Kaynak: Van Valiliği