AKİT
İki veya daha çok kişinin karşılıklı ve birbirine uygun irade beyanlarıyla meydana gelen ve taraflara yani akde katılan kimselere karşılıklı haklar sağlayan ve borçlar yükleyen bir anlaşma.
Akitler, çeşitli şekillerde sınıflandırılabilir.
Hukuki sahalara göre: Borç akitleri (borçlanma münasebeti doğuran akitler), alım-satım, kira, emanet akitleri.
Şekillerine göre;
1. Adi akitler: Herhangi bir şekle bağlı kalmaksızın teşekkül eden akitler. Ödünç verme, ısmarlama ve kira akitleri.
2. Şekle bağlı akitler: Tamamlanması belli bir şekil şartının varlığına bağlanmış akitler. Gayrimenkul malların satışı ve evlenme akitleri gibi. Akitler, kanunun istisnaları dışında şekle bağlı değildir.
Akit çeşitleri sınırlı değildir. Kanunda aranılan şartlara riayet edilerek istenilen çeşitte akit yapılabilir. Akdin konusu üzerinde taraflara geniş bir serbestlik tanınmış olmakla birlikte, akitler, kanunun emrettiği hukuki kaidelere, ahlaka, amme (kamu) düzenine, şahsiyet haklarına aykırı ve yerine getirilmesi imkansız olamaz.
Akitten doğan borçların yerine getirilmesi gerekir. Çünkü akit, tarafları bağlayıcı kuvvettir. Akitten doğan borcunu yerine getirmeyen tarafa karşı hukuk mahkemelerinde dava açılabilir. İcra yoluna başvurulabilir.
İslam hukuku: İslam hukukunda da akit, taraflara borçlar yükleyen ve haklar sağlayan bir anlaşmadır. Mecelle’de akit; “İki tarafın bir hususu icab ve kabul yoluyla kabul etmeleri, sözleşmeleri.” diye tarif edilmiştir. İcab, taraflardan birinin bir şeyi teklifi; kabul, karşısındakinin onu ayrılmadan önce kabul etmesidir. Yani akit, icabla başlar, kabul ile biter. Buna göre akit tek taraflı olmaz. Akitin yapılabilmesi için, icab ve kabul denilen beyandan başka, tarafların akıllı ve mümeyyiz (iyi ile kötüyü, faydalı ile zararlıyı birbirinden ayırabilen) olması ve akde konu olan şeyin belli ve mütekavvim yani kullanılması mubah (dinen serbest) ve mümkin olması lazımdır. Akitler, şahıslar bakımından bazı sonuçlar doğurur. Mesela alış-veriş akdinde satanın malı, satın alanın da bedeli teslim etmesi borçları doğar. Buna karşılık, satan bedele, satın alan da mala sahib olma hakkını kazanır. İslam hukukunda akitler, bir tarafa veya daha çok iki tarafa borç yükler. Hibe, ariyet gibi akitlerde, taraftlardan biri borç altına girer. Öbür tarafa alacaklıdır. Kira, alış-veriş gibi akitler ise, her iki tarafa borç yükler.
İslam hukukunda değişik bahisler içerisinde yer alan akdin çeşitli kısımları vardır. Bunlar, fıkıh ve diğer İslam hukuku kaynaklarında geniş olarak anlatılmıştır.
İslam hukukunda akitler genellikle şekli şartlara bağlı değildir. Çoğunluğunu Avrupalı hukukçuların teşkil ettiği, bazı hukukçuların aleyhde iddialarına karşılık, İslam hukukunda geniş bir akit yapma hürriyeti vardır. Yalnız nassların (ayet-i kerime ve hadis-i şeriflerin), kıyas ve icmaın yasakladığı akitler yapılamaz. Mesela, ağaçta belirmemiş meyveyi satmak, akıllı olmayan küçük çocuğun alış-verişi, koyun üstündeki yünü ve canlı koyunun derisini satmak, denizdeki balığı yakalamadan önce satmak batıldır, haramdır.