AĞUSTOS BÖCEĞİ
Yaşadığı yerler: Sıcak bölgelerde özellikle Akdeniz ve Ege bölgesinin bağlık, zeytinlik alanlarında. Özellikleri : 3-5 cm boyunda tombul yapılı böcekler. Yalnız erkekleri öter. Ömrü: Türkiye’dekiler 4 yıl, Amerika’daki bir çeşidi ise 17 yıl yaşar. Hayatlarının çoğu toprak altında “nimfa” halinde geçer. Erginler, yaz mevsiminde eşleştikten sonra ölür. Çeşitleri: Çok çeşitleri olup, her türün kendine has ötüşü vardır.
Homojen kanatlılar (Hemoptera) takımından Cicadidae familyasına bağlı böcekler. Yaz mevsiminin tiz sesli çalgıcısı ağustosböceği görülmese de sesinden tanınır. Yaz günlerini çalgı çalmakla geçirip, kışın karıncadan yiyecek dilenme hikayesini hemen hemen herkes işitmiştir. Ağustosböceğinin gerçek hayatını bilenler, bu hikayede onun haksızlığa uğradığını anlarlar. Çünkü; ergin ağustosböcekleri yaz sonuna doğru çiftleştikten sonra ölürler. Bu yüzden yiyecek biriktirmek gibi bir endişeleri yoktur.
Dişi ağustosböceği, uzantılı yumurtlama borusuyla yumurtalarını ağaçların genç sürgün yarıklarının içine bırakır. Bunlardan altı hafta sonra “nimfa” adı verilen ve erginlere benzemeyen yavrular çıkar. Danaburnuna benzeyen bu yavrular, kazıcı ön ayaklarıyla toprağı kazarak altına gizlenirler. Toprak altında galeriler kazarak ağaç köklerini bulur ve öz suyu emerek beslenirler. Yıllarca toprak altında kaldıktan sonra erginleşmek için topraktan çıkar, ağaç gövdelerine tırmanırlar. Amerika’da yaşayan bir türün (Tibicana septendecium) nimfaları 17 yıl sonra topraktan çıkar. Türkiye’de yaşayanlar ise 4 yıl toprak altında kalırlar. Ağaç gövdesine tırmanan nimfalar kısa bir süre sonra sırtlarındaki çatlaktan örtülerini terk ederek iki çift kanatlı olarak çıkarlar. Kısa zamanda 3-5 cm boyuna ulaşarak erginleşirler. Başlarında iri iki petek gözden başka alınlarında üç tane de küçük nokta göz vardır. Antenleri kısa ve sert kıl gibidir. Ön kanatları, arka kanatlardan daha uzun yapılıdır. Çoğu arka bacaklarının yardımıyla sıçrayarak hızla havalanırlar. Gündüzleri yaprak aralarında gizlenirler. Hortumlarını ağaç filizlerine batırıp özlerini içerler. Özellikle söğüt sürgünlerinin özsuyunu emerler.
Erkek ağustosböceklerinin karınlarının altı sağlı sollu gergin bir zarla örtülüdür. Bunlar bir çift ses çıkarma organıdır. Kas yardımıyla bu zarları titreterek ses çıkarırlar. Dişilerinde ses çıkarma organı yoktur. Eş aramak için öten erkeklerin çıkardıkları bu ses çoğu zaman hayatlarına mal olur. Sesi duyan serçe ve diğer kuşlar, sesin geldiği noktaya hızla inerek ağustosböceğinin kanatlarını koparıp besili vücutlarını yerler. Amerikan yerlileri de ağustosböceklerini kızartarak yerler.
Ağustosböceklerinin memleketimizdeki en önemli zararlı türü Asma ağustosböceği (Hloropsalta viridissima)dir. Güneydoğu Anadolu bölgelerinde bağlara çok önemli zararlar verirler. Çok çeşitleri olup, her türün kendine has bir ötüşü vardır.
Eğer mini mini ağustosböceğinin boyu, insanların ses çıkarmak için kullandığı araçlar kadar büyütülmüş olsa, yapılan ince hesaplara göre, çıkaracağı sesle camlar kırılır, duvarlar yıkılırdı.