AGORA
Eski Yunan sitelerinde, önceleri toplantı yeri, sonraları dini, siyasi ve ticari merkez olarak kullanılan meydan.
Yunanistan’da site devrinde ticaret ve san’at zamanla gelişti. Bunun neticesi olarak, bu işle uğraşanlar toplu bir yer aradılar. Liman şehirlerini ve agora yakınlarını seçmeye başladılar. Evvelce toplanma yeri olarak kullanılan yerler; depo, satış yeri ve malların değiştirildiği binalar olarak kullanılmaya başlandı. Toplum hayatında olan gelişmeler, mimari sahada da tesirini gösterdi ve yepyeni bir mimari tarz gelişdi. İyonya tipi agoralar ortaya çıktı. Bunun ise üç tarafı revakla çevrili, bir tarafı caddeye açık idi. Şehrin bütün ana yolları agaroya açılırdı. Batı Anadolu’daki Miletos, Bergama, Assos gibi Yunan sitelerinde agoralar bulunuyordu.
Zamanla dört tarafı kapalı hale getirilen agoraların orta yerleri, seyyar satıcıların portatif tezgahlarını kurabilecekleri şekilde düzenlenmişti. Dini bakımdan çok saygı duyulan bir yer olan agora, bulunduğu şehrin de siyasi merkezi idi. Buraya girmek için insanın temiz ve suçsuz olması gerekiyordu. Drakon kanunlarına göre, buralara katiller giremezdi. Zamanla dini toplantılar agoradan kaldırıldı. Adli sahada ise, agora, site halkının bir sembolü idi. Halk, mahkemelerdeki oturumları buradan takib edebiliyordu.
Atina’da 1935’te bir okul inşası için yapılan kazılarda meydana çıkan Atina agorası ve Anadolu’nun Antalya çevresinde bulunan Perge, Side, Aspendos şehirlerinin agoraları en önde gelen agoralardandır.