Fission Ve Füzyon
İnsanoğlu tarih boyunca tabiatının vermiş olduğu merakla bilimsel çalışmalar yapmış ve bugünkü 21.yy biliminin oluşmasında milyonlarca bilgin rol almıştır.İnsanoğlunun ilkel düzeyde uğraştığı bilimden,günümüzdeki ileri düzeydeki bilim seviyesine gelinceye kadar bir çok çalışma ve zorluk insanlığın önüne çıkmıştır.İlkel düzeydeki bilimin içerisine falcılık girmiş,bunun yanısıra 4 elementi belli oranlarda karıştırarak altını oluşturmaya çalışan simyada girmiştir.Ama ne olursa olsun bilimin gelişiminde savaş ve kavgaların büyük rolü olmuştur.
Son söylediğim cümle belki size garip gelmiştir,ama bu doğru bir gözlemdir.Tarih içerisinde insanlar,büyük toprak parçalarına sahip olarak rahat yaşamak için savaşmışlar ve bu savaşlardan galip çıkabilmek için de o günün en iyi silahlarını kullanmaya çalışmışlardır.Savaşlar,benim tasvip etmediğim bir uğraş çeşididir;ancak savaşların bilimi geliştirdiği(doğrudan ya da dolaylı geliştirme) bir gerçektir.İlkel çağlarda insanların savaşları atlar,oklar ve mızraklar ile yapılıyordu.Metallerin ok ve mızrak darbelerine dayandığı tespit edilmesi ile beraber o günün gelişmiş orduları zırhları kullanmaya başlamıştır.Daha sonraki yıllarda çinlilerin barutu bulması ile beraber top sistemleri geliştirilmiş ve bu da o günün ileri ordu düzeneklerinde yer almıştır.Daha sonraki dönemde ise patlayıcılar,tüfekler ve roket sistemleri bulunmuş ve bu bir süreç içerisinde devam etmiştir.
20.yy içerisinde yaşanan dünya savaşlarının ikincisi olanında,ünlü bilgin Einstein Amerika başkanına uyarı mahiyetinde bir mektup gönderirir.Bu mektup,nükleer enerjinin kullanılmaması ile ilgilidir.Dönem içerisinde büyük araştırmalar yapan ve maddenin içerisindeki gücü keşfeden Einstein,bu enerjinin tahrip amaçlı kullanılmasının ne gibi sonuçlar doğuracağını Amerikan başkanına bildirmiş,ancak Hiroşima ve Nagazaki kentlerine birer megatonluk bombaların atılmasını önleyememiştir.Ünlü bilgin araştırmaları sonucu kararsız elementlerin uyarılması sonucu bölünmeye uğrayacağını ve sonuçta büyük bir enerjinin çıkacağını bulmuş ve bu olaya “fission” adı verilmiştir.Uranyum,toryum ve plütonyum gibi elementler reaktörlerde zenginleştirilerek mineralize edildikten sonra nötron ile bombardıman edilirse ortaya bir zincirleme reaksiyon çıkmakta ve nötronlar,parçalanan atom parçaları ve büyük bir enerji bu reaksiyonun ürünleri olmaktaydı.İşte Einstein,bu enerjinin tahrip amacıyla kullanılmaması için çok uğraşmış,ancak bunu önleyememiştir.Japonya'da,bugün bile bu kentlerde doğan çocuklar sakat doğmakta,kanser oranının çok fazla olduğu ise araştırmalar sonucu ortaya çıkmaktadır.Günümüzde ise bu enerji tipi daha çok elektrik üretimi amacıyla nükleer santrallerde kullanılmakta ve Dünya'nın her tarafında bu gücün silah amacıyla kullanımı yasaklanmaktadır.
20.yy içerisinde yıldızlardaki enerji tiplemesi de bulunmuş ve bu enerji tiplemesine ise “füzyon” adı verilmiştir.Fissionda nasıl ki bir parçalanma var,füzyonda ise tam tersi,birleşme vardır.Günümüzde yapılan çalışmalar itibariyle döterium ve tridium adı verilen hidrojen elementleri, yüksek ısı ve basınç altında birleştirilerek helyum ve enerji üretilebileceği ortaya konulmuştur.Bu enerji ise,fissiondan binlerce kat daha fazladır.Ama reaksiyonun başlatılabilmesi için ilk etapta fission reaksiyonu kullanılmaktadır.Yani döterium ve tridium elementleri fission reaksiyonu ile kaynaştırma reaksiyonuna tabi tutulmakta ve sonuçta çok büyük bir enerji açığa çıkmaktadır.
Bir başka yazımda buluşmak üzere...