Tavuk Ve Tavukçuluk

Tavuk Ve Tavukçuluk

Yeryüzünde 600 000 civarında hayvan türü bulunmakta olup, bunların yaklaşık 10 000'i kuşlara (aves) aittir. Tavuklar kuşlar içerisinde, sayısal olarak, belki de en kalabalık gurubu oluştururlar. Kesin bir sayı verilmemekle beraber, Dünyada yıllık tavuk üretiminin 8-9 milyardan az olmadığı bilinmektedir. Zooolojik sınıflamada tavuklar “phasianidae” (sülünler) familyasının gallus cinsine dahildirler ve evcil tavuklar “gallus domesticus” olarak adlandırırlar.

Tavukların evcilleştirilmesi, insanlığın göçebelikten yerleşik hayata geçtikleri ilk zamanlara kadar uzanır. Bunun kesin olarak ne zaman gerçekleştiği bilinmemekle beraber koyunların evcileştirildiği ve toprağın işlenmeye başlandığı tarihlere rastladığı sanılmaktadır ki, bu da en azından M.Ö. 2000 yıllarına kadar gitmektedir. Tavuklar eski Mısırda da bilinmekte olup, bu devirde tavukçulukta önemli ilerlemeler kaydedilmiştir. Örneğin, Firavunlar zamanında fırına benzer yerlerde yapay olarak civciv çıkartılmaktaydı. Çok eskiden kullanılan bu fırınların bazı benzerlerinden Mısır'da halen yaralanılmaktadır

Tavukçuluk, tavuk ve tavuk ürünlerinin üretimi ile ilgili prensip ve uygulamaları araştıran bir bilim kolu olup, ıslah, kuluçka, barındırma, yemleme, hastalıklar, tavukçuluk ürünlerinin değerlendirilmesi, korunması, pazarlaması, çiftlik yönetimi gibi çeşitli konuları içerir. Tavukçuluk, hayvancılığın ana kollarından birisi olarak tarımsala faaliyetler içerisinde yer alır. Bununla beraber, her düzeyde teknik eleman yetiştirilmesi konusunda eğitim sektörüyle; yem bakımından karma yem endüstrisiyle; aşı ve ilaç sağlama yönünden ilaç sanayi ile; pazarlama işlevlerinde ticaret sektörü ile; kuluçka ve ana makinalar, yemlik, suluk, ayak numarası, yumurta kartonları ve sandıkları, kafes, soğuk hava depolama ekipmanları, kesim ve işleme tesisleri, taşıma ve haberleşme araçları yönünden de endüstrinin çeşitli kolları ile yakından ilgilidir.

Tavukçuluğun gerek hayvancılık, gerekse tüm tarımsal faaliyetler içerisindeki yeri gün geçtikçe artmaktadır. Çünkü, çeşitli tavukçuluk ürünleri, çağımızın önemli sorunu olan yetersiz beslenme probleminin çözümünde yararlanılabilecek bol, hızlı ve ucuz olarak sağlanabilen besin kaynaklarını oluştururlar. Örneğin, yumurta, protein, vitamin ve mineral maddelerce zengin, lezzetli, sindirimi kolay, tek başına olduğu kadar diğer yiyeceklerle de yenilebilen üstün bir gıda maddesidir. (Çizelge 1). Aynı şekilde tavuk ve hindi etlerinin protein kapsamları sığır etinden daha yüksek buna karşın, yağ ve enerji kapsamları düşük olduğundan sağlığa uygundurlar, Ayrıca, hazırlanmaları ve pişirilmeleri daha kolay ve ekonomiktir.

Bunlara ek olarak, tavukçuluk geniş arazi gerektirmemesi, kurak ve verimsiz topraklar üzerinde çalışmaya olanak sağlaması ve kısa sürede fazla verim verebilmesi, gibi üstünlüklere de sahiptir.

Tavukların insanlığa yararları, yalnızca üstün beslenme değerlerinden ibaret değildir. Çeşitli tavukçuluk ürünleri diğer bir çok alanlarda da değerlendirilebilmektedir. Örneğin, döllenmiş yumurtalar aşıların hazırlanmasında; yenmeyen yumurtalar yem ve gübre yapımında; yumurta akı matbaacılık, fotoğrafçılık, ciltçilik, şarapçılık, şampuan yapımında, dericilik ve ciltçilikte; yumurta kabukları mineral karmaların ve gübrelerin hazırlanmasında; tüyler yem ve gübre sanayiinde, top fırçaları, kadın şapkaları ve yatak – yorgan yapımında, yalıtım maddeleri üretiminde; tavuk gübresi çeşitli hayvanlarla mink yemlerinde; endokrin bezleri bazı biyolojik ürünlerin yapımında kullanılır. Bunlara ek olarak tavuklar ve civcivler besin madde eksikliklerine karşı çok hassas olduklarından ve besin madde gereksinimleri insanlara çok benzediğinden, özellikle vitamin, mineral ve amino asitlere ilişkin yeni bilgilerin elde edilmesinde deneme hayvanı olarak çok kullanılmışlardır. Tavukların belirli bir zaman süresi içerisinde kuluçka yoluyla diğer laboratuar hayvanlarından daha çok yavru verilmesi, denemelerde fazla tekerrüre olanak sağladığı ve böylece hassasiyeti arttırdığından, deneme hayvanı olarak tercih edilmelerinde büyük etken olmuştur.

B) YUMURTA TAVUKÇULUĞU
Tamamen piyasaya dönük yumurta üretimini amaçlayan tavukçuluk türüne yumurta tavukçuluğu denir. Bunun için başta Leghorn ve Mini - Leghorn benzere hafif ırk, soy ve hatlar olmak üzere New Hampshire, Plymouth Rock, Rhode Island Red ve bunların çeşitli melezlerinden oluşan orta boy yumurtacı ırk, soy ve hatlar da kullanılmaktadır. Günümüzde en yaygın olarak kullanılan hafif ırklar çoğunlukla Beyaz Leghorn'ların çeşitli melezlerinden oluşmakta olup, bunların ergin canlı ağırlıkları 1,8 – 2,0 kg. arasında değişir ve beyaz yumurta yumurtlarlar. Orta boy yumurtacı hatlar ise, genellikle kahverengi yumurta üretirler.

Modern bir yumurta tavukçuluğunun başarılı sayılabilmesi için aşağıdaki verim düzeylerine ulaşılmış olması gerekir:

1.Tavuk başına yıllık yumurta üretimi en az 240 olmalıdır.
2.Bir düzine yumurta için yenen yem miktarı 2 kg,'ı çok geçmemelidir.

3.Yumurtlama döneminde aylık ölüm oranı en çok % 1 – 1,25 olmalıdır (Modern işletmelerde tüm dönem için ölüm oranı % 10'u pek geçmez).

4.Büyük yumurta oranı % 70 – 75 ‘ den fazla olmalı, çok küçük veya satışa uygun olmayanların % 5 veya daha az olmalıdır.

5.Kırık yumurtaların oranı % 2'yi aşmamalıdır.

Bu hedeflere ulaşabilmek için
1.Eldeki sürü yeteri büyüklükte olmalıdır. Sürü büyüklüğü ne kadar artarsa, kazanç da o kadar artar. Karlı bir yumurta tavukçuluğu için en küçük sürü büyüklüğü 1500'dir.

2.Kullanılan tavuklar yüksek verimli olmalıdır. Karlılık için yüksek verim esastır. Yem masrafları, üretim masraflarının büyük çoğunluğunu oluşturur. Yaşama payı yem ihtiyaçları düşük ve yüksek verimli hayvanlarda aynı olduğu halde, bir düzeni veya 1 kg. yumurta için tüketilen yem miktarı, yüksek verimli tavuklarda çok düşüktür.

3.İş gücünün en elverişli şekilde değerlendirilmesini sağlayacak etkin önlemler alınmalıdır.

4.Besin maddelerince iyi dengelenmiş kaliteli karma yemler kullanılmalıdır.

5.Kümeslerin temiz, nemsiz ve normal sıcaklıkta olmaları sağlanmalıdır.

6.Kaliteli yumurtalar üretilmeli ve yüksek kaliteli yumurtalara fazla fiyat verecek pazarlar aranmalıdır.

7.Tavuklar 19 aylık olduktan sonra verim dışı bırakılmalıdır.

KÜMESLERİN PİLİÇLER İÇİN HAZIRLANMASI
Eğer, piliçler büyütüldükleri kümeste yumurtlamaya alınacaklarsa, yani, kümese dışardan piliç getirilmeyecekse, her hangi bir temizlik yapmaya ve altlığı değiştirmeye gerek yoktur. Buna karşılık, büyüyen ve cinsi olgunluğa erişen piliçler başka kümeslere aktarılacak ve yumurtlama dönemlerini orada geçireceklerse, piliçler gelmeden, kümes ve ekipmanların daha önce ayrıntılı olarak açıklandığı şekilde tepeden tırnağa temizlenmeleri, yıkanmaları ve dezenfekte edilmeleri gerekir. Bu kümesler ayrıca piliçler gelene kadar en aza bir hafta süre ile boş bırakılmalıdır.

Temizlenip dezenfekte edilen kümeslere yeni altlık serilmelidir. Atlık, sağlaması kolay ve ucuz, temiz, kuru ve küflenmemiş olmalıdır. Yazın 7,5 kışın 10 cm. kalıklıkta altlık serilir.

Folluklar takılarak içlerine temiz yataklık serilir. Follukların piliçler gelmeden önce yerleştirilmeleri, onlara yumurtlamaya başlamadan önce alışmak için gerekli zamanı sağlar ve böylece yere yumurtlama oranını düşürür; kırık ve kirli yumurta sayısını azaltır.

Başta yemlik ve suluklar olmak üzere, tüm ekipman elden geçirilerek gerekli onarımlar yapılır. Otomatik suluk ve yemliklerin uygun bir şekilde çalışıp çalışmadığı, sulukların su düzeyini ayarlayan muslukların bozuk olup olmadığı kontrol edilir.

SÜRÜ YÖNETİMİ
Her ne kadar geniş kümesler, son zamanlarda dar kümeslere görü büyük bir hızla yayılmakta ise de, fazla büyük sürülerin bazı eksiklikleri vardır. Bu nedenle, kümesler bölmeler halinde yapılamı ve her bölmeye en fazla 1000 tavuk konulmalıdır.

Koksidiyoza karşı bağışıklıklar, genellikle büyüme döneminde kazanıldığı için, yumurtlama dönemi özel bir koruma programı içermez. Fakat, yine de altlığın sürekli olarak gözlenerek, nem durumunun kontrol altında tutulması gerekir. Çünkü, tavukların rahat edebilmeleri için altlık nemi fazla olmamalıdır. Aynı şekilde, altlık tozlu da olmamalıdır. Zira, toz, hem tavukların nefes almaların güçleştirir, hem de newcastle (ND) enfeksiyöz bronşit (infectious bronchitis) tavuk çiçeği (fowl pox) gibi bazı solunum hastalıkları ile Marek hastalığının mikroplarını üzerinde taşıyarak, vücuda alınmalarını kolaylaştırır.

Eğer kırık yumurta sayasının az olması, yumurta iç kalitesinin sıcaktan zarar görmemesi ve yumurtaların temiz kalmaları isteniyorsa, folluklardan onları sık toplamak gerekir. Yumurtalar yazın en az dört kez toplanmalıdır. Bu sayı soğuk havalarda üçe inebilir. Folluklar, gece içindeki yumurtalar alınarak, mutlaka kapatılmalı, sabah tavuklar yumurtlamaya başlamadan tekrar açılmalıdır. Follukların gece kapatılması altlığın ve yumurtaların kirlenmesini, tavukların gurk olmasını önler. Yumurta toplama için en uygunu viyol kullanmaktır. Sepet ve kova kullanılıyorsa, bunların plastik olması veya örneğin sepet tellerinin plastikle kaplı olması gerekir. Toplama, yıkama ve sınıflandırma sırasında meydana gelen kırık yumurtaların oranı zaman zaman % 5'e ulaşabilmektedir.

Kırık yumurta sayısının fazla olmasının folluklara yumurtlamama dışında en başta gelen nedeni, yumurta kabuk kalitesinin düşük olmasıdır. Bunu çeşitli faktörler etkilemekte olup, başlıcaları şunlardır:

1. Kalıtım
Bazı hatların yumurta kabuk kalınlığı diğerlerinden üstündür. Ancak genel bir kural olarak ıslah yoluyla yumurta verimi arttırıldıkça kabuk kalitesinde düşme eğilimi görülmektedir.

2. Yumurtlama sırası
Peş peşe yumurtlanan yumurtalardan ilk yumurtlananların kabuk kalınları, sonra yumurtlananlardan daha iyidir. Yüksek verimli tavuklarda peş peşe yumurtlanan yumurtaların sayısı fazla olduğundan, bu durum kabuğun incelmesine yol açar.

3. Yumurtlama dönemi
Verim döneminin ileri safhalarında ve özellikle 12 aylık yumurtlamadan sonra elde edilen yumurtalarda kabuk kalınlığı azalmaktadır. Et tipi damızlıklarda bu süre daha kısa olup, ancak 8 – 9 aydır.

4. Sıcaklık
Çevre sıcaklığı arttıkça kabuk kalınlığı da azalır. Bu nedenle, yumurtlama döneminin sonlarına rastlayan sıcakların kabuk kalınlığı üzerindeki etkileri çok şiddetli olur.

5. Hastalıklar
Enfeksiyöz bronşit ve new castle gibi bazı hastalıklar, kabuk kalınlığını olumsuz yönde etkilerler.
Kırık yumurta oranını azaltmak için önce kırık ve çatlak yüzdesi saptanır ve ona göre program yürürlüğe konur. Alınabilecek önlemler arasında şunlar sayılabilir:

1.Kırık yumurta oranı yüksek hatlar seçilmemeli.
2.Tavukların yere yumurtlamaları önlenerek folluklara yumurtlamaları sağlanmalı.
3.Toplama, taşıma, yıkama gibi işlemlerde çok dikkatli davranılmalı.
4.Kümeste çalışan personel bu konuda eğitilmeli.
5.Kafes tavukçuluğu yapılıyorsa, kafeslere konan hayvan sayısı azaltılmalı.
6.Yumurtalar daha sık toplanmalı.

7.Toplama için sepet veya kova yerine viyoller kullanılmalı.

8.Eğer kalite düşüklüğünün yemden kaynaklandığı düşünülüyorsa, rasyonun içeriği değiştirilmeli.

9.Stresler en aza indirilmelidir. Zira, stres durum çoğunlukla kabuk kalitesini düşürür.

10.Kannibalizm önlenmelidir. Çünkü kannibalizm hayvanların yumurtladıkları yumurtaları gagalayarak kırmalarına ve yumurta yeme alışkanlığı kazanlarına yol açabilir. Bu durumda ilk önce ışık yoğunluğunun fazla olmamasına dikkat edilmelidir.

11.Hayvanların dövüşmeleri önlenmelidir. Dövüşürken zıplayan tavuklar, ister kafeste ister yerde olsun, yumurtaların kırılmalarına neden olurlar.

Yere yumurtlanan yumurtalar kirlik oldukları, çoğu kırıldığı ve toplanmaları zor olduğundan, bunların sayılarının en düşük düzeyde tutulması, bunun için de yumurtlamanın başlamasıyla birlikte tavukların folluklara alıştırılmaları gerekir. Bu zamanda yapılmazsa ve tavuklar yere yumurtlamaya alışırlarsa, onları folluklara döndürmek güçleşir. Tavukların folluklara alıştırılmalarına yardımcı olacak bazı önlemler şunlardır:

1.Kümesin köşeleri kapatılmalıdır. Çünkü yere yumurtlama en çok köşelerde olmaktadır.

2.Yeterli sayıda follok konmalıdır. Aksi taktirde folluklarda yer bulamayan tavuklar yere yumurtlar.

3.Folluklar, kümesin daha loş olan yerlerine yerleştirilmelidir.

4.Çıta zemin üzerine konan folluklar fazla yüksek
olmamalıdır.

5.Follukların içi karartılmalıdır. Bunun için folluğun ön ve arka deliklerinin üst kısımları kapatılır. Ancak bu şekilde kapatma folluğun iç ısısını arttıracağından, sıcak havalarda dikkatli olmak gerekir.

6.Yumurtlama başlamadan bir hafta önce folluklar açılarak hayvanların alışmaları sağlanmalıdır.

7.Folluk içerisinde yeterli miktarda temiz altlık bulundurulmalıdır.

8.Yumurtaların yuvarlanarak alttan toplanmalarına uygun follukların tabanları tor olduğundan tavuklar baştan bunları reddedebilir. Kaba saman veya buna benzer bir altlık serilerek bunun önüne geçilebilir.
Tavukçuluğu gelişmiş ülkelerde kirli yumurtalar, temizlenip yıkanmadan piyasaya sürülmezler. Yumurtaların yıkanlarını kolaylaştırmak için, toplanıp viyollere yerleştirildikten hemen sonra üzerlerine bir miktar ince makine yağı püskürtülür veya süngerle sürülür. Yumurtalar ince zımpara kağıdı, ser keçe – kumaş gibi malzemelerle kuru olarak temizlemek de mümkün olmakla beraber, bu iş hem zor, hem de kırık yumurta oranını arttırdığı için pek yaygın değildir.

KAYITLAR VE ÜRETİM STANDARDLARI
Sürüde ne olup bittiğini anlamak ve buna bakarak ilerde alınacak önlemleri saptayabilmek için, düzenli kayıtlar tutulmalıdır. Kayıtların gereksiz yere fazla geniş tutulması, karışıklıktan bir başka bir şey sağlamaz. Ölümler, yumurta verimi ve yem tüketimi gibi kayıtlar günlük olarak tutulur. Bunlar, önce haftalık olarak, daha sonra da tüm verim yalını içerecek şekilde özetlenir. Haftalık özetlerde şu bilgilere ait kayıtlar bulunmalıdır:

1.Hayvan sayısı
2.Sürüden eksilenler
3.Toplam yumurta verimi
4.Hayvan başına günlük yumurta verim yüzdesi
5.Ortalama yumurta büyüklüğü
6.Toplam yem tüketimi
7.Her 100 tavuğun ortalama günlük yem tüketimi
8.Bir düzine (veya kg.) yumurta için tüketilen yem miktarı
9.Ortalama canlı ağırlık

Bunların başka haftalık verim kayıtlarında sürü, kümes ve bölme numaraları, kümese konan hayvan sayısı, civcivlerin çıkış tarihi, cinsi olgunluk yaşı (tavuk başına günlük % 5 verim düzeyine ulaşılması) gibi bilgilere de yer verilir. Her yumurtlama döneminin sonunda günlük ve haftalık kayıtlara dayanarak, tüm verim peryoduna ait özetler hazırlanır. Bunlar, büyüme ve yumurtlama dönemlerinin her ikisini de içerirler. Büyütme dönemiyle ilgili olarak,

1.Civciv büyütmeye başlandığı tarih
2.Büyütmeye alınan civciv sayısı (fazlalıklar dahil)
3.Cinsi olgunluk yaşına kadar sürüden eksilenlerin toplam yüzdesi

4.Hayvan başına yem tüketimi (cinsi olgunluk yaşına kadar yenen toplam yem miktarı, canlı kalan hayvan sayısına bölünerek hesaplanır) kaydedilir.

Tüm yumurtlama dönemine ait özetler şunları içerir
1.Hayvan başına günlük % 5 verim düzeyine ulaşma yaşı (hafta olarak)
2.% 5 verim düzeyine ulaşıldığında eldeki hayvan sayısı
3.% 5 verim düzeyine ulaşıldığında eldeki hayvanların ilk konan hayvanların % kaçı olduğu
4.Sürünün ilk yumurtlama dönemini tamamlama tarihi
5.Yumurtlama döneminin uzunluğu (hafta olarak)
6.Sürüden eksilenlerin toplam yüzdesi
7.Üretilen toplam yumurta sayısı
8.Konan her hayvan başına toplam yumurta üretimi
9.Bir düzine (veya kg.) yumurta üretimi için tüketilen yem miktarı.

Sürünün verim düzeyinin normal olup olmadığına, bu süreye ait haftalık kayıtlarla elde edilen değerler aynı yaştaki standard bir sürünün verim kayıtları ile karşılaştırıldıktan sonra karar verilir. Bu karşılaştırmalar yumurta verimi, canlı ağırlık, yumurta büyüklüğü ve yaşama gücü yönünden yapılır.