Hive Hanlığı
Hive Hanlığı
On altıncı yüzyılda, Harezm'de kurulan ve 1920'ye kadar fasılalarla devaam eden hanlık.
Şeybânî (Özbek) hâkimiyeti sonrasında Safevî işgâline uğrayan Harezm bölgesi halkı, Yadigâr Han soyundan İlbars'ın liderliğinde birleşip, 1511 yılında, Gürgenç merkez olmak üzere, Hive Hanlığı'nı kurdular.
Yadigâr Han soyundan gelen Hive Hanları, bir asırdan fazla başta kaldılar. Osmanlılarla anlaşıp, zaman zaman İran topraklarına akınlar yaptılar. 1576'da Amuderya (Ceyhun) Nehrinin yatak değiştirip, Aral Gölüne akması neticesi ortaya çıkan kuraklık ve Kalmuk istilâsı, devletin iktisadî durumunu alt-üst etti. Hakimiyet, Özbek kabile reislerine geçti. Arab Mehmed Han (1603-1623), kuraklığa uğrayan Gürgenç'i terk edip, Hive'yi başkent yaptı (1603). Bunun oğlu Ebülgâzi Bahadır Han (1643-1665) ve torunu Enuşe Han (1663-1687), ilme düşkün kimselerdi. 1717'de Rus Çarı Petro'nun ordusu, Hive ordusunu mağlûp etti. İranlı Nâdir Şah tarafından işgal edilen hanlık, onun ölümüne (1747) kadar İran'a bağlı kaldı. Kongratlardan Mehmed Emin İnak (1770-1791), Yadigâroğullarının hanlığına son verip kendi hanedânını kurdu.
Mehmed Rahim Han (1806-1825) zamânında Ruslarla dostça ilişkiler kuruldu. Buna rağmen, Osmanlılar'ın, İngilizler ve diğer devletlerle savaşmasından istifade eden Ruslar, her fırsatta Hive Hanlığı topraklarına saldırdılar. 1873'te yapılan savaş sonunda hanlığın toprakları Rus işgaline uğradı. Yapılan antlaşmayla Rus himayesi kabul edildi. Rus himayesini kabul eden İkinci Mehmed Rahim Han'dan (1864-1910) sonra, oğlu İsfendiyar Töre (1910-1918) ve sonra da onun oğlu Abdullah (1918-1920), Han oldu. Ruslar, 1920 Şubatında Abdullah Hanı Moskova'ya götürüp, günlerce aç bırakarak öldürdüler. Yerli komünistler, Rus desteğinde Harezm Halk Cumhuriyetini kurdular. 1924 yılında, Harezm toprakları; Türkmenistan, Özbekistan ve Kazakistan cumhuriyetleri arasında taksim edilip, her yönüyle Rus sömürgesi hâline getirildi.
Kuruluşundan işgaline kadar 27 hanın başa geçtiği Hive Hanlığı, devlet idaresinde çifte hükümdarlık, dört bey ve dört vezir (mihter, kuş beyi, mahrem ve dîvân beyi) usulü hakimdi. Hive Hanlığını meydana getiren kabilelerin başında beyler vardı. Arazi sulama işlerine bakanlara Mirab, askerî işlere bakanlara Daruga, iç işlere bakanlara ise Ağa denirdi. Bozkırdan gelip yerleşen Özbekler, yerli halkı kültür bakımından etkilemişlerdi.
Hive hanları, zamanlarının büyük kısmını iç isyanlar ve düşmanlarla uğraşarak geçirmelerine rağmen, hakim oldukları topraklarda birçok cami, medrese ve kütüphane inşa ettiler. Kültürü yaygınlaştırmak için matbaa kurdular. Toprakları sulayıp, ziraatı arttırmak için kanallar açtırdılar. Hive hanlarının yaptırdıkları mimarî eserlerin bir kısmı, Rus istilâsından kurtularak günümüze kadar ulaşmıştır. Rus istilâsından bir süre önce, Mûnis Mihrab ile Muhammed Rıza Algehî tarafından yazılan ülke tarihine dair eserin bir nüshası, İkinci Mehmed Rahim Han tarafından İstanbul'a gönderilerek, Osmanlı padişahına hediye edilmiştir.