Selahaddin Eyyübi Selahattin Eyyübi
Selahaddin Eyyübi Selahattin Eyyübi
Eyyübiler Devletinin kurucusu. Künyesi, Melik Nasır Ebü Muzaffer Yüsuf bin Eyyüb bin Şadi'dir. 1137'de Tekrit'te doğdu. Babası Necmeddin Eyyüb; azerbaycan'da Erivan'ın Devin kasabasındaki Hazbani kabilesine mensup olup, Büyük Selçuklu Sultanı Mesud Şahın Tekrit muhafızıydı.
Selahaddin Eyyübi'nin çocukluğu, babasının muhafızlığını yaptığı Tekrit ve Baalbek'te geçti. Tekrit, Baalbek ve Şam'da yetişip, iyi bir tahsil ve terbiye gördü. Baalbek ve Şam'dayken, babasıyla beraber, Selçuklu atabeklerinden Nüreddin Mahmüd Zengi'nin yanında Haçlılara karşı yapılan muharebelere katıldı. Muharebelerde cesaret ve yiğitliğiyle dikkat çekti. On yedi yaşındayken, Atabek Nüreddin Mahmüd Zengi'nin sarayına alındı. Böylece devlet teşkilatı ve idaresini de mükemmel bir şekilde öğrendi. Bu sırada, babası Necmeddin, Şam, amcası Şirküh da Humus valiliğine getirilmişti.
Nüreddin Zengi, 1162'de Mısır'la ilgilenmeye başladı. Komutanı Şirküh'u Haçlılara karşı savaşması için Fatımi halifesi El-Adid'in hizmetine verdi. Selahaddin'i de yardımcısı olarak onun yanına kattı. Sirküh emrindeki askerler ve yeğeni Selahaddin'in yardımıyla Mısır'da kısa sürede süküneti sağladı, isyan eden birlikleri bastırdı ve idareyi eline geçirdi. 18 Ocak 1169 tarihinde idam edilen vezir Şaver'in yerine Şirküh Mısır-Fatimi veziri oldu. Ancak Şirküh'un da çok geçmeden vefat etmesi üzerine Selahaddin Eyyübi, 26 Mart 1169'da, Halife El-Adid tarafından amcasının yerine vezir tayin edildi. Böylece Selahaddin Eyyübi, bir taraftan Nüreddin Zengi'nin ordu kumandanı, diğer taraftan Fatımi veziri oluyordu. Onun gerçekte emir aldığı makam ise Nüreddin'di ve Fatımi halifesine sadece şeklen bağlıydı.
Selahaddin Eyyübi, bundan sonra icraatlarında gayet siyasi hareket edip, devlet kadrolarına iş bilir ve kabiliyetli memurlar tayin etti. Saray, halk, kumandanlar, komşu ve İslam devletleriyle münasebetlerini gayet iyi tutmaya çalıştı. Selahaddin Eyyübi'nin icraatları Mısırlı ve Südanlı Şii askerlerin isyanına sebep olduysa da bastırıldı. Böylece Fatımi sarayında idareye tam manasıyla hakim oldu.
Selahaddin Eyyübi'nin Mısır'daki icraatları, başta Papalık olmak üzere, Haçlıları telaşlandırdı. Selahaddin Eyyübi'nin Fatımi veziri olmasıyla, Müslümanlara karşı ittifak sistemi bozulan Kudüs'teki Frank Haçlıları, Ortadoğu hakimiyetlerini tehlikede gördüler. Selahaddin Eyyübi'yi ortadan kaldırmak üzere Kudüs'teki Haçlılara Avrupa'dan ve Bizans'tan takviye kuvvetler geldi. Selahaddin Eyyübi ise, Frank ve Haçlılarla asi Mısırlılara karşı Selçuklu Atabeği Nüreddin Mahmüd Zengi'den yardım istedi. 1170 yılında Mısır'a saldıran Haçlılara şiddetle karşı koyup, geri çekilmeye mecbur bıraktı. 1171'de, Kızıldeniz sahilindeki liman şehri Eyle'yi fethetti.
Atabeg Nüreddin Zengi'nin isteğiyle 1171'de, Cuma Hutbesini, hasta Şii Fatımi Halifesi abid adına değil de Bağdat'taki Abbasi Halifesi adına okuttu. Selahaddin-i Eyyübi'nin Mısır'da Abbasi Halifesi adına hutbe okutması, Müslümanları çok sevindirdi. 1171'de, Fatımi Halifesi abid öldü. Bundan sonra Selahaddin Eyyübi, Mısır'da idareyi bütünüyle ele aldı.
Abbasi halifesi, Atabeg Nüreddin Zengi'ye kumandanlarından Selahaddin-i Eyyübi'nin muzafferiyetleri üzerine kıymetli hil'atler gönderdi. Nüreddin Zengi de, hil'atleri halifenin elçilik heyetiyle beraber, Selahaddin Eyyübi'ye gönderdi.
Mısır'daki iktidar değişikliği, Haçlıların tekrar harekete geçmesine sebep oldu. 1173'te Sicilyalı Normanlar, kuvvetli bir donanmayla, İskenderiyye'ye çıkarma yaptılar. Selahaddin Eyyübi, Norman çıkarmasına karşı, üç gün devam eden şiddetli kara muharebesi yaptı. Sahile çıkan bütün Normanlar, öldürülüp, pek çok ganimet alındı.
1174 yılında, Sultan Nüreddin vefat etti ve Suriye'de iç karışıklıklar başladı. Bu durumdan istifade etmek isteyen Kudüs Kralı, Humus'u kuşattı. Selahaddin, derhal Humus önlerine geldiyse de, Haçlılar şehri zaptetmişlerdi. Selahaddin Eyyübi'nin başarılarını gören Abbasi Halifesi, 1175'te saltanatını tasdik etti. Böylece, 1169'da Fatımi veziri, 1171'de Mısır Hakimi, 1175'te de istiklalini ilan ederek, Sultan unvanını alan Selahaddin Eyyübi, 1176'da Şii Fatımilerin bölgedeki son izlerini de ortadan kaldırdı.
Fatımilerin hakim oldukları topraklarda, kuvvetli bir idare kurdu. Devlet teşkilatı, memleket imarı, mektep ve medrese tahsilinin üzerinde durarak, teşvik ve tatbikatını yaptırdı. Sapık fikirleri kaldırıp, hak ve orta yol olan Sünniliği yaymaya başladı. İcraatlarında muvaffak oldu. Fatımilerin, bölgeye yaydığı fikirlerin önüne geçip, Ehl-i sünnet itikadının yayılmasına hizmet etti. Kahire Kalesinin inşasını başlattı.
1177 Kasımında, Haçlılara karşı, Filistin Seferine çıktı. Gazze ve Askalan'ın askeri mevkilerini tahrip etti. Eyyübi askerleri, ganimet için dağılınca, Haçlılar fırsatı değerlendirdiler. Kerek Kontu Renaud kumandasında toplanıp, Eyyübi ordusuna büyük bir darbe vurup, Selahaddin Eyyübi'yi öldürmek istediler. Selahaddin Eyyübi, Haçlıların niyetini anlayıp, ordusunu topladı. 25 Ekim 1177 tarihinde Remle'de, Haçlılara kesin darbeyi indirdi. Ancak, çok istediği halde Kudüs'ü alamadı. 1178 ve 1179'da, Haçlılar üzerine harekatını şiddetlendirdi. Eyyübi kumandanları, pek çok Haçlı reisini esir aldılar. Selahaddin Eyyübi, 1179 yazında Şeria Nehri kıyısında, Yakub Köprüsü yanındaki, Haçlıların Yakub Geçidi Kalesini fethetti. 1180'de Haçlılar, iki yıllığına mütareke istedi. Kabul etti. Haçlılar mütarekeye uymadılar. Mısır'a giden kervanlara saldırdılar. Mısır'ın İslam ülkeleriyle olan ticaretini engelleyip, Eyyübileri iktisadi yönden çökertmek istediler.
Selahaddin Eyyübi, Suriye'de de hakimiyet kurmak için, 1183 yazında Halep'i zaptetti. Elcezire'yi aldı. Eyyübilerin Suriye harekatı, Haçlıları telaşlandırdı. Eyyübi hakimiyeti sahasında sıkışıp kalmak tehlikesinin önüne geçmek istediler. Trablus Kontu III. Raymond'un dört yıllık antlaşma isteğiyle mütareke yapıldı. Haçlılar, antlaşmaya yine uymadılar. Kerek Kalesi yakınından geçen büyük bir ticaret kervanına saldırdılar. Selahaddin Eyyübi, Haçlılardan bu tecavüzün ziyanını karşılamalarını ve tazminat vermelerini istedi. Kabül etmemeleri üzerine, sefere çıkıp, 1180 Şubatında Kerek bölgesini zaptetti. Ticari kervan tecavüzünü, Haçlılara fazlasıyla ödettirdi.
Selahaddin Eyyübi, Ortadoğu'da çıbanbaşı olan Haçlıları bölgeden atmak için, 1180'de büyük bir faaliyet içine girdi. Mısır'dan kuvvet topladı. Suriye'den de asker toplanmasını istedi. Haçlılar, meselenin ciddiyetini anlayıp, büyük ordu topladılar. Kudüs Kralı Guy, yirmi bin kişilik, diğer Haçlı kral, prens, kont ve kumandanları, toplayabildikleri kuvvetleriyle, Sefüriye'de mevzi aldılar. Selahaddin Eyyübi, 1187 yazında Taberiye Gölü sahiline geldi.
1187 Temmuz başında, Taberiye şehrini fethetti. Kale'deki Haçlı kuvvetleri, karşı koyup Eyyübileri susuz bırakarak, güç duruma düşürmek istediler. Trablus Kralı Raymond'un, kalede müdafaa isteği, diğer Haçlılar tarafından Eyyübilerle ittifak etmekle suçlanmasına sebep oldu. Haçlılar, Selahaddin Eyyübi'ye hücum etme kararı aldılar. Selahaddin Eyyübi, Hattin'e gelen Haçlıları, büyük bir bozguna uğrattı. Haçlı kral ve ileri gelen reislerinin çoğunu esir aldı. Yıllardan beri Müslümanlara çok zulüm eden Haçlı kumandanlarını cezalandırdı. Hattin Zaferi sonunda Akka, Nasıra, Nablus, Hayfa, Cinin ve Arsuf şehirleri ele geçirildi. Bunları Tıbnin, Sayda Cübeyl ve Beyrut'un fetihleri takip etti.
Selahaddin Eyyübi, 1187 Temmuzunda kazandığı Hattin zaferi sonunda, Filistin'deki fetihlere rağmen durmadı. İleri harekata devam etti. Birinci Haçlı Seferinden (1096-1099) beri Haçlıların işgalindeki Kudüs şehrini hedef tayin ederek, yola çıktı. 1187 Eylülünde Beytullah, Asariya ve Zeytindağı'nı zaptetti. Kudüs'e gelip, şehrin batısında karargah kurdu. Haçlılar, müdafaayı bu istikamette kuvvetlendirince, Kudüs'ün kuzeyinden de muhasarayı başlattı.
Mancınık kullandı. Eyyübilerin muhasarasına dayanamayan Haçlılar, 1187 Eylül ayı sonunda teslim oldu. Selahaddin Eyyübi, Kudüs şehrini teslim alınca; Birinci Haçlı Seferi sonunda, Haçlıların, Müslümanları camilerde genç, ihtiyar, çocuk, kadın, erkek ayırt etmeksizin öldürüp, sokaklardan akan kan, atların karnına yükseldiği gibi, hunharca katliam yaptırmadı. Zengin Haçlıları ve Hıristiyanları, kurtuluş akçesiyle serbest bırakıp, fakirlerini affetti. Kudüs'te kalmak isteyenlere de, cizye ödemek şartıyla müsaade etti. Kudüs'ün, 89 yıl sonra tekrar Müslümanların eline geçmesi, İslam alemini çok sevindirdi. Selahaddin Eyyübi'nin, zaferine İslam memleketlerinde şükran ifadesi olarak dini merasimler yapıldı. Bütün Müslümanların gönlünde taht kurdu.
Haçlıların tahrip ettiği şehri, yeniden imar etmeye başladı. Kudüs'ün mübarek makamları, evler ve Mescid-i Aksa ile Kubbetü's-Sahra'yı tamir ettirdi. Şehirde hastane, mektep ve medreseyle sosyal tesisler yaptırdı. Eyyübi emirleri de Kudüs'te pek çok sosyal tesisler ve nadide binalar inşa ettirip, şehri imar ettiler. Haçlı katliam ve tahribatının izlerini silmeye çalıştılar. 1188 yazında Lazkiye, Cebele ve Busra'yı zaptetti. Antakya'yı kuşattıysa da, kralı mütareke istedi. Mütarekeyi kabul ederek, 1189 yılının Ocak ayı ortasına kadar Safed, Kevkeb, Kerek ve Şevbek'i fethetti.
Selahaddin Eyyübi'nin Haçlılara karşı mücadelesi sonunda, Kudüs elden çıkınca, Papalığın propagandasıyla Avrupa kıtası ve Hıristiyan aleminde, Müslümanlar üzerine sefer hazırlığı başlandı. Papa III. Clemens'in teşvikiyle Fransa, İngiltere kralları ile Almanya imparatoru kumandasında Eyyübiler üzerine Üçüncü Haçlı Seferi (1189-1192) yapıldı. Fransa Kralı Filip Ogüst ve İngiltere Kralı Arslan Yürekli Rişar, deniz yoluyla Filistin'e sahilden gelip, Sur'da karaya çıktılar. Selahaddin Eyyübi'nin Kudüs fethinden sonra, serbest bıraktığı Haçlı kumandanları ihanet etti. Fransa ve İngiliz kralının kumandasındaki Haçlı kuvvetlerine kılavuzluk ederek, devrin en meşhur askeri harekatlarından olan Akka Muhasarasını başlattılar. Akka Muhasarası, karadan ve denizden devam etti. Eyyübiler, karadan Haçlıları çok zor durumlara düşürüyorlarsa da, deniz yoluyla Avrupa'dan devamlı yardım almaları onların dayanmalarını uzatıyordu. Akka Muhasarası, 1191 yazına kadar devam etti. Antlaşma müzakereleri devam ederken, Haçlılar, üç bin kişi katlettiler.
Kudüs'ün teslimini istediler. Selahaddin Eyyübi'nin cesurane ve kahramanca mücadelesi, Haçlıları akıl almaz icraatların içine düşürdü. İngiltere Kralı Arslan Yürekli Rişar, kızını Kudüs Hakimi adil'e, onun oğlu Melik Kamil'e de şövalyelik payesi verdi. Selahaddin Eyyübi, bütün Avrupa'nın ve Hıristiyan alemin seferber edilerek toplandığı orduya, 1192 Kasımına kadar devam eden uzun muharebelerle karşı koydu. İngiliz Kralı Arslan Yürekli Rişar, Eyyübilere esir düştü. Selahaddin Eyyübi, Hıristiyanlara karşı büyük bir alicenaplık gösterdi. Arslan Yürekli Rişar'ı serbest bıraktı. Hıristiyanların mübarek makamları ziyaretine müsaade etti. Hıristiyan alemin bütün imkanlarını seferber ederek hazırladığı Üçüncü Haçlı Seferi, dördüncü yılın sonunda, hezimetle neticelenip, geri döndüler. Selahaddin Eyyübi, Üçüncü Haçlı Seferi sonunda, Filistin'deki hakimiyetini kuvvetlendirdi. Kudüs'ü tahkim ettirip, Suriye'ye gitti.
Selahaddin Eyyübi, 1193 kışı Şubatında hastalandı. On dört gün hasta yattı. 4 Mart 1193 tarihinde, 56 yaşında- Şam'da vefat etti. Kabri Şam'da Medresetü'l-Aziziye'dedir.
Yirmi beş senelik vezirlik ve sultanlık hayatı, hep İslamiyete hizmetle geçmiştir. Tarihte pek nadir yetişen şahsiyetlerden biriydi.