Orhan Gazi

Orhan Gazi

Osmanlı sultanlarının ikincisi. 1281 yılında Söğüt'te doğdu. Babası Osmanlı Devleti ve hanedanının kurucusu Osman Gazi, annesi Şeyh Edebali'nin kızı Mal Hatundur. İslam terbiyesiyle yetiştirildi. İyi bir eğitim ve öğretim gösterilerek büyütüldü. Gazilerin gazalarını ve meşhur İslam mücahidlerinin, alimlerinin, evliyaların menkıbelerini dinleyerek şuurlandı. Osman Gazinin kumandanları ve arkadaşlarından silah talimi gördü. Devrin silahlarını maharetle kullanmasını ve muharebe taktiklerini öğrendi. Osmanlı Devletinin kuruluşunda hizmet aldı. Küçük yaştan îtibaren devletin teşkilatlanıp müesseseleşmesinde lazım olan tecrübelere sahip oldu.

Orhan Gazi, gençliğinden îtibaren Bizans tekfurlarıyla yapılan gazalara katıldı. Muharebelerde gösterdiği muvaffakiyetle babasının ve gazilerin takdirini kazandı. 1298'de Bizanslıların tertiplediği Osman Gazinin de davet edildiği sûikast planlı düğüne katıldı. Tedbirli hareket eden Osman Bey, Yarhisar ve Bilecik'i fethederken Bilecik tekfurunun oğluna gelin gitmekte olan Yarhisar tekfurunun kızı Holofira'yı da esir aldı. Holofira, İslamiyeti kabul edip, Müslüman oldu. Nilüfer adını aldı. Orhan Bey, Nilüfer Hatunla evlendi. Babası Osman Gazi, 1299 tarihinde istiklalini îlan edince, devleti idarî bölgelere ayırdı.

Orhan Gazi 1301'de Sultanönü bölgesinin beyliğine tayin edildi. 1302'de Yenişehir ile İznik arasındaki Köprühisar'ın fethine gönderildi. Köprühisar'ı fethedip, Çavdarlı aşiretinin Osmanlı hudûduna tecavüzlerinin önüne geçti. 1315'te Çavdar beyini esir alıp, Çavdarlı aşîretinin suçlularını cezalandırdı. 1317'de Karatekin, Karacebeş, Tuzpazarı, Kapucuk ve Keresteci kalelerinin fetih harekatına katıldı. Muharebelerde gösterdiği muvaffakiyetle babası ve gazilerin kendisine olan güvenini daha da arttırdı. Osman Gazi, 1320 yılından îtibaren, yaşının ilerlemesi ve romatizmasının şiddetlenmesiyle, oğlunun idaresini görmek istedi. Orhan Gaziyi seferlerde kumandan tayin etti. 1321 Mudanya-Gemlik Seferinde, Mudanya'yı fethetti. Bursa'nın denizle irtibatını kesti. 1325'te Bursa'nın güneyindeki Atranos'u fethedince, şehrin ablukasını daha da şiddetlendirdi.

1326 yılında Bursa'nın Pınarbaşı mevkiine gelerek, karargahını kurdu. Şehrin kalesini kuşattı. 1314 yılından beri abluka altındaki Bursa Kalesini kurtarmaktan ve yardımdan ümîdini kesmiş olan kale kumandanı, teslim şartlarını görüşmeye mecbur kaldı. Orhan Bey, 6 Nisan 1326 tarihinde Bursa'yı teslim aldı. Osman Gazi Bursa'nın fethini işitince memnun olup, Orhan Beyi yerine varis tayin etti. Diğer evlatlarının ve kumandanlarının Orhan Beye bîat edip, ona karşı itaatli olmalarını bildirdi. Osman Beyin Bursa'nın fethinden önce, fetih sırasında veya fetihten sonra öldüğüne dair kaynaklarda muhtelif rivayetler mevcuttur. Ancak bu kaynakların çoğuna göre Osman Bey, Bursa'nın fethinden hemen sonra vefat etmiş ve Gümüşlü Kümbete defnedilmiştir.

Osmanlı Devletinin ikinci sultanı olarak tahta geçen Orhan Gazi, Alaeddin Paşayı vezir tayin etti. Devlet Merkezi Yenişehir'den Bursa'ya nakledildi. Askerî, idarî faaliyetlere ağırlık verilip, iktisadî müesseseler kuruldu. Aşîret kuvvetlerine ilaveten “yaya” denilen piyade sınıfı orduya dahil edildi. Orhan Gazi, 1327'de Bursa'da gümüş akçesini bastırdı. Tayinlerde bulunup, Akçakoca'ya Kandıra, Kara Mürsel'e İzmit Körfezinin güneyi ve Abdurrahman Gaziye de yeni fethedilen Aydos ve Samandra'nın idaresi verildi. Bu kumandanlar, bulundukları mevkilerde fetihlerle de vazîfeliydiler.

Osmanlıların Boğaz sahillerine kadar genişlemeleri Bizans'ı telaşlandırdı. Türklerin Sakarya Irmağı sahilinden Karadeniz istikametinde ilerlemesini durdurmak ve İznik kuşatmasını kaldırtmak için, Bizans İmparatoru Üçüncü Andronikos ordu hazırladı. 1329 yılında İstanbul'un Anadolu yakasına geçti. Floken'de karargahını kurdu. Orhan Gazi, İznik kuşatmasına bir miktar asker bırakarak, sekiz bin kişilik kuvvetle Bizanslılara karşı harekete geçti. Maltepe (Pelekanon) mevkiinde düşmanla karşılaştı. 1329 Mayısında meydana gelen Osmanlı-Bizans muharebesi, sabahtan akşama kadar sürdü. Bizans İmparatoru bir günlük muharebenin sonunda, büyük ümitlerle Rumeli'nden Anadolu'ya geçirdiği ordusunun, Osmanlılar karşısında dayanamayacağını anladı. Gece karanlığından istifade etmeyi düşünen İmparator, muharebe meydanından karargahına dönmek isterken Orhan Gazi, fırsatı kaçırmadı. Gece muharebe şartlarını iyi bilen ordusuyla Bizanslıları takibe geçti.

Bizans ordusu gece taarruzuna uğrayınca, paniğe kapılarak, birbirine girdi. İmparator yaralı vaziyette canını kurtarabildiyse de, ordusu imha edildi. Savaşı kazanan Orhan Gazi, İznik şehrinin kuşatmasını şiddetlendirdi. Bizanslıların İznik kumandanı, Pelekanon Muharebesinin netîcesini öğrenince, artık kendisine yardım edilemeyeceğini kestirdiğinden, Osmanlıların adaletine sığınarak teslim oldu. Kaleyi teslim alan Orhan Gazi, ahaliden arzu edenlerin eşyalarıyla birlikte gitmesine müsaade etti.

Ayrıca Osmanlı Devletinin tebaası olarak kalıp, yalnız cizye vermek şartıyla, adet ve ananelerini muhafaza edebileceklerini de îlan etti. Halkın büyük çoğunluğu Osmanlı idaresini tercih etti. Muharebe ve kuşatmada eşleri ölen kadınlar, Orhan Gaziye müracaat edip, sahipsiz kaldıklarını, Müslüman olup, Osmanlılardan isteyenlerle evlenebileceklerini bildirdiler. Orhan Gazi, İznik'in yerli kadınlarının arzularını îlan edip, isteyenlerin bunlarla evlenebileceklerini ve bunlarla evlenenlerin İznik muhafazasında vazîfelendirileceğini açıkladı. Ayrıca halktan İznik'te kalıp Müslüman olmayanlara, İslamiyetin gayrimüslimlere olan hukûku tatbik edilip, vergilendirildi.

Osmanlı Devletinin merkezi, geçici olarak İznik'e taşındı. Şehir îmar edilip, İslamî eserlerle süslendi. Orhan Gazi, İznik'in en büyük kilisesini camiye çevirtip burada Cuma namazını kıldı. Manastırını da medreseye çevirtti. İmaret yaptırdı. Orhan Gazinin hayırsever hanımı Nilüfer Hatun, imaret oğlu Süleyman Paşa medrese ve diğer hayır sahipleri de şehirde pek çok sosyal tesis kurdular. Bundan sonra, bölgenin ticarî bakımdan meşhur şehirlerinden olan İzmit'in kuşatılması şiddetlendirildi. Bizans İmparatoru, deniz yoluyla İzmit'in yardımına geldi. Orhan Gazi Osmanlı Devletinin ilk sulh antlaşmasını, İzmit'in muhasarası esnasında, Bizans İmparatoru Üçüncü Andronikos ile yaparak kuşatmayı kaldırdı.

1331'de Taraklı, Mudurnu ve Göynük kasabaları Osmanlı ülkesine katıldı. 1333'te Gemlik, 1336'da Kirmasti, Mihaliç ve Ulubad kasabaları fethedildi. 1337'de şiddetli bir şekilde tekrar kuşatılan İzmit teslim olmak zorunda kaldı. İzmit'in fethiyle Kocaeli Yarımadasının tamamı Osmanlıların eline geçti. Daha sonra Hereke, Yalova ve Armutlu'nun da fethedilmesiyle Osmanlı Devletinin hudûdu Boğaz sahiline dayandı. Bizans'ın Anadolu ile irtibatı sadece Şile ve Boğaziçi'nde kaldı. Orhan Gazinin Bizans'ı iyice sıkıştırması, Üçüncü Andronikos'u antlaşmaya mecbur etti. 1341 Osmanlı-Bizans Antlaşmasına göre Anadolu'daki Şile ve Üsküdar Orhan Gazinin akıncılarından emin olmak şartı ile diğer yerler Osmanlı Devletine kaldı.

Diğer taraftan Karesi beyinin ölümü üzerine, babasının yerine geçen Demirhan'a muhalefet eden kardeşi Dursun Bey ölüm korkusu yüzünden Orhan Gaziye sığındı. Dursun Bey, biraderlerinin yerine hükümdar olmak için Orhan Gaziden yardım istedi. Dursun Bey yardım edildiği takdirde Balıkesir ile beraber bazı şehirleri Osmanlılara vermeyi vaad etmesi üzerine Orhan Gazi, Karesi üzerine sefere çıktı. Demirhan Bey, Orhan Gazinin üzerine geldiğini duyunca, Balıkesir'den Bergama'ya kaçtı. Bergama'nın muhasarası sırasında Dursun Bey kaleden atılan okla öldü. Teslim olmaya mecbur kalan Demirhan Bey, Bursa'ya getirildi. Balıkesir, Manyas, Edincik, Kapıdağı ve havalisi Osmanlı topraklarına katıldı. Bu arada Bizans'taki saltanat mücadelesinde taht iddiacıları Orhan Gazinin desteğini sağlamak istediler. Altıncı Yuannis Kantakuzen, kızı Teodora'yı Orhan Gaziye verdi. Orhan Gazi, 5000 Osmanlı askerini Avrupa kıtasına geçirip Kantakuzen'e yardımcı gönderdi. Yardım için Trakya'ya geçen Osmanlı askeri, bölgede keşif yaparak çevreyi tanıdı.

Orhan Gazinin desteğiyle Bizans tahtına sahip olan Altıncı Yuannis Kantakuzen, 1347'de damadını Üsküdar'a davet ederek görüştü. Orhan Gazi, Üsküdar'da üç gün misafir kaldı. Kantakuzen, Bizans tahtındaki yerini sağlamlaştırınca Papa'yla gizli irtibat kurdu ve Akdeniz, Ege, İstanbul ve Karadeniz'de koloni rekabetindeki Venediklileri destekledi. Buna karşılık Orhan Gazi de Cenevizlilere yardım etti. Ayrıca 1352'de Üsküdar ve Kadıköy ile Marmara adalarını fethettirdi. Kantakuzen aleyhine Bulgarlar ve Sırplar batıdan harekete geçince Osmanlılara karşı Papalık ile ittifak içinde olmasına rağmen, Orhan Gaziden yardım istedi. Orhan Gazi, Bizanslılardan Gelibolu Yarımadasındaki kalelerden birinin verileceğine ait söz alınca, oğlu Vezir Süleyman Paşa kumandasında on bin kişilik bir Osmanlı kuvveti gönderdi. Kantakuzen, Osmanlı askerinin yardımıyla Dimetoka'da Bulgar ve Sırplara karşı başarılı muharebeler yaptı.

Orhan Gazinin oğlu Süleyman Paşa Anadolu'ya dönerken Bizans İmparatorunun Gelibolu Yarımadasında Osmanlılara verdiği Çimpe Kalesinde asker bıraktı. Osmanlıların 1353'te Çimpe Kalesine yerleşmeleriyle Rumeli'deki fetihler için üsse sahip olmaları, bölgenin kontrolünü sağladı. 1354'te Gelibolu'nun fethi ile Avrupa kıtasındaki Osmanlı toprakları devamlı genişledi. Süleyman Paşa kumandasındaki Osmanlı kuvvetlerinin Bolayır ve Tekirdağ'ına kadar, bütün Marmara kıyılarına hakim olmaları, Kantakuzen'i telaşlandırdı. Osmanlıları bölgeden atma faaliyeti içine girdi. Orhan Gazi ile İzmit'te görüşüp, Çimpe Kalesini on bin altın karşılığı satın alabileceğini söyledi ve Osmanlı kuvvetlerinin Gelibolu'dan çıkmalarını istedi. Orhan Gazi, teklifleri kabul etmedi. Kantakuzen, Balkan ve Hıristiyan devletleriyle ittifak kurmak istediyse de müttefik bulamadı. Kantakuzen, 1355'te Bizans tahtından indirilince, yerine Yuannis Paleolog getirildi. Yuannis, Osmanlıların Avrupa kıtasındaki hakimiyetine karşı koyulamayacağını bildiğinden Orhan Gazi ile iyi geçinme yolunu seçti.

Orhan Gazinin oğlu Halil'i korsanlardan kurtarıp, on yaşındaki kızını Osmanlı şehzadesine vermeyi kararlaştırdı. Ancak daha sonra Papalık ile münasebetlerde bulundu. Hatta Bizans'ın Ortodoksluğu bırakarak Katolikliğe geçmesini planladı. Böylece Latin devletlerinden daha çok yardım alacağını ümit ediyordu. Buna karşılık Orhan Gazi fetih hareketini hızlandırdı. Süleyman Paşa, 1356 senesinde Doğu Trakya'ya geçerek Malkara ile Keşan ve Çorlu'yu aldı. Bölgedeki Osmanlı hakimiyetini kuvvetlendirmek için Anadolu'dan Türk-İslam nüfûsu getirilerek iskan edildi. Rumeli fütûhatında, Osmanlıların yerli ahaliye iyi muamelesi, din, mezhep, dil hoşgörüsü can, mal, ırz, emniyeti sağlaması, bölgeye sulh, sükûn, huzur ve refah getirdi.