İSTANBUL - BİRİZ ÖZBAKIR - Bilgisayar mühendisi Mert Karslıoğlu tarafından geliştirilen yapay zeka destekli insansız hava araçları, ulaşılması zor alanlara tohum ve tohum topu atışları gerçekleştirerek ormanlaştırma ve biyoçeşitlilik çalışmalarına destek veriyor.
Tarım ve Orman Bakanlığına bağlı Orman Genel Müdürlüğünün (OGM) verilerine göre 2021'de çıkan 2 bin 14 yangından 136 bin 94 hektar, 2022'de çıkan 1285 yangından 8 bin 455 hektar, 2023'te çıkan 1384 yangından 8 bin 726 hektar ormanlık alan etkilendi. Bu yıl 20 Ağustos'a kadar meydana gelen 2 bin 544 yangında ise 15 bin 805 hektar alan zarar gördü.
Yangınlarda zarar gören alanlar ağaçlandırılırken ulaşılması zor bölgeler için yapay zeka destekli dron teknolojisinden faydalanılıyor.
Bu teknolojiyi geliştiren Ecording firması kurucusu ve bilgisayar mühendisi Mert Karslıoğlu, AA muhabirine, küresel iklim krizinin multidisipliner bir problem olduğunu ve kendilerinin de bu sorunla mücadeleye, ormansızlaşma ve biyolojik çeşitlilik kaybını azaltacak teknolojiler üzerinde çalışarak destek verdiklerini söyledi.
Küresel iklim krizini, dünyanın en büyük problemi olarak nitelendiren Karslıoğlu, "İklim krizinin etkilerini din, dil, ırk fark etmeksizin çok ağır bir şekilde deneyimliyoruz. IPCC'nin (Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli) bu konuyla alakalı yayımladığı rapor var ve de bunu zaman zaman tekrarlıyorlar. Artık bugünden itibaren ne yaparsak yapalım dünyamızın sıcaklığı 2030 yılına kadar 1,5 derece artacak. Bunu artık hiçbir şekilde önleyemiyoruz ama bu süre aralığında eğer doğru adımları atabilirsek bu küresel sıcaklık artışını 2030'da 1,5 derece ile sınırlandırabiliriz. Aslında bizim temel motivasyonumuz da dünyadaki çevresel dönüşümü destekleyecek alternatif teknolojiler geliştirmek." dedi.
- 21 milyondan fazla tohum atışı gerçekleştirildi
Dronla tohum atan teknolojiyi geliştirirken doğadan ilham aldıklarını belirten Karslıoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Biliyorsunuz dünyadaki doğal ormanların tamamı, ağaçlardan düşen kozalakların içinden saçılan tohumların, kuşlar veya rüzgarla etrafa yayılıp düştükleri yerde hayat bulup büyümesiyle var olmuş ve genişlemiştir. Biz basitçe 'Teknolojinin gücünü kullanarak bu süreci taklit edebilir miyiz?' sorusunu sorduk ve ardından ulaşılması zor alanlara havadan tohum atan insansız hava araçları geliştirmeye karar verdik."
Karslıoğlu, geliştirdikleri 6 farklı insansız hava aracının 3 bin saatten fazla uçuşla 21 milyondan fazla tohum atışı gerçekleştirdiğini ve 2 milyon metrekareden fazla alanda doğrudan rehabilitasyon ve rejenerasyon çalışmalarına destek verdiklerini aktardı.
Her tohum türünün havadan ekime uygun olmadığı bilgisini veren Karslıoğlu, Orman Genel Müdürlüğü ve Artvin Çoruh Üniversitesinin desteklediği ilk çalışmalarına kızılçam, karaçam, Toros sediri ve patlangaç gibi türlerle başladıklarını anlattı.
- Yapay zeka ile dronları otonom ve akıllı hale dönüştürdüler
Doğayı taklit ettikleri bir sistem kurguladıkları için tohumların tıpkı doğada yere düştüğü yüksekliğe benzer bir ağaç yüksekliğinden dronlarla bırakıldığını kaydeden Karslıoğlu, şimdiye kadar havadan bırakılan tohumlarla ilgili olumsuz bir sonuçla karşılaşmadıklarını bildirdi.
Ormanlaştırma yapabilmek için dünyayı ve doğayı daha iyi tanımaya ihtiyaç olduğunu vurgulayan Karslıoğlu, "İnsansız hava araçlarındaki temel motivasyonumuz şu: Eğer doğanın farklı parametrelerini sensörler ve farklı sistemler kullanarak anlayabilir ve ölçebilirsek bu insansız hava araçlarının tohum atışlarını veriye dayalı bir şekilde işleyerek yapabiliriz. Bu doğrultuda da yapay zekayı kullanmaya karar verdik." diye konuştu.
Yapay zeka ile birlikte farklı teknolojileri de kullanarak insansız hava araçlarını otonom ve akıllı hale dönüştürdüklerini ifade eden Karslıoğlu, dronların her birinin 10 dakikada 6 bin tohum topu atışı gerçekleştirdiklerine değindi.
İklim krizi nedeniyle dezavantajlı duruma düşen kadınlarla beraber çalışıyoruz
Karslıoğlu, tohum atışlarının başarı oranını nasıl tespit ettiklerini, şöyle özetledi:
"Görev yaptığımız alanları yüksek çözünürlüklü kameralarla havadan fotoğraflıyoruz ve buradaki görüntüleri birleştirip görüntüdeki fidanları makine öğrenmesi yoluyla işaretliyoruz. İşaretleyip belirli bir başarı oranına geldikten sonra artık sistemin içine bir görüntü yüklediğimizde otomatik olarak orada kaç tane küçük fidan olduğunu ayırt edebiliyoruz. Buradaki metodumuzu iyileştirebilmek için de şu anda belirli referans alanlar belirleyerek onların içinde çimlenen tohum miktarlarına bakarak bir ölçüm gerçekleştiriyoruz."
Karslıoğlu, doğada çimlenmesine kadar geçen sürede hava koşullarından etkilenmemeleri ve orman canlılarına yem olmamaları için tohumun etrafının kil ve humuslu toprakla kaplandığını, ayrıca veriminin artması için de bu karışıma farklı mineraller eklediklerini ve bir tohum topu meydana getirdiklerini söyledi.
Tohum toplarının üretim sürecinden de bahseden Karslıoğlu, "Taşrada yaşayan insanlar küresel iklim krizi nedeniyle ekonomik eşitsizliklere maruz kalıyorlar. Çünkü eskisi kadar tarım ve hayvancılık yapamadıkları için çeşitli noktalarda dezavantajlı duruma düşüyorlar. Biz bu tohumları kaplama süreçlerinde öncelikli olarak ekim sahalarımıza yakın bölgelerde yaşayan, iklim krizinde dezavantajlı kadınlarla beraber çalışıyoruz. Bu sayede hem onların alternatif gelir kaynaklarına erişmelerini sağlıyoruz hem de iklim kriziyle hep beraber mücadele ettiğimiz bir model oluşturuyoruz." bilgisini paylaştı.
Karslıoğlu, hedeflerinin, insansız hava araçlarının sayısını 2030 yılına kadar 300'e çıkarmak ve 1 milyar tohum atışı gerçekleştirmek olduğunu sözlerine ekledi.