İSTANBUL - Limak Yatırım Yönetim Kurulu Başkanı Ebru Özdemir, yeşil ekonomi konusunda dünyada çok hızlı gelişmeler olduğunu belirterek, "Pandemi süreci, sürdürülebilirlik ve sürdürülebilir iş anlayışı ile ilgili süren çalışmaları ve tartışmaları canlandırdı." diye konuştu.
Özdemir, Türkiye Kalite Derneği (KalDer) tarafından bu yıl online olarak düzenlenen 29. Kalite Kongresi'nin ikinci gününde "Türkiye'de Yeşil Ekonominin Gelişimi" başlıklı panelde konuştu.
Sadece AB'de değil tüm dünyada çevreci ekonomi konusunda adımlar atıldığına değinen Özdemir, "Komşu coğrafyamız AB'de bu konuda ciddi bir çalışma mevcut, Yeşil Mutabakat (Green Deal). Aslında bu konuda çalışmalar Kovid-19 öncesinde başlamıştı. Ancak pandemi ile birlikte Yeşil Mutabakat'ın daha fazla önce çıktığını, güçlendiğini ve Avrupa'nın toparlanma sürecinin ana aktörü haline geldiğini görüyoruz." dedi.
Özdemir, Yeşil Mutabakat'ın enerji, ulaşım, sanayi, finans, inşaat, gıda, turizm ve dijital endüstri sektörlerini yeniden şekillendireceğini ve Türk özel sektörünün bu mutabakatı iyi öğrenerek gerekli hazırlığı yapması gerektiğini söyledi.
Mutabakatın, modern, kaynak verimliliğine odaklanan, rekabetçi bir ekonomiyi amaçladığına değinen Özdemir, "Sadece iklim değişikliği ile yetinmeyip, biyolojik çeşitlilikten, atık ve hava kirliliğine kadar tüm çevre konularını ele alıyor. En önemlisi iklim değişikliği ile mücadeleyi sadece kendi coğrafyası ile sınırlı tutmayıp, küresel ölçekte bir dönüşüm öngörüyor." diye konuştu.
Hiçbir sektörün artık küresel kalkınma gündeminden ayrı düşünülemeyeceğini vurgulayan Özdemir, "Yeşil Ekonomi, sürdürülebilirlik, çevreye duyarlı büyüme ve sürdürülebilir kalkınma. Bunları artık sadece duymakla kalmıyoruz, iş anlayışımızı ve yapış tarzımızı da bu ilkelere göre şekillendiriyoruz, zorundayız." ifadelerini kullandı.
Pandemi ile hız kazandık
14 ülkede faaliyet gösteren bir grup olduklarını anımsatan Özdemir, şunları söyledi:
"Farklı finansal kurumlar, farklı ülkeler. Haliyle farklı prensipler, ilkeler ve değerlendirme kriterleri var. Bunların hepsine hakim olmanız gerekiyor. Bu aslında bir avantaj. Şirket olarak bu alandaki kapasitenizi, deneyiminizi ve tecrübenizi geliştirebiliyorsunuz ve dünyanın her yerine iş yapabilir bir şirket haline geliyorsunuz. Ben bu açıdan Limak'ın özellikle sürdürülebilirlik alanında yaptığı çalışmalar için 'iddialı' hedeflerden bahsediyorum. Önümüzdeki dönemde biz ve tüm firmaların yapması gereken 3 şey var: Elimizdekini korumak, onu sürdürülebilir kılmak ve dönüştürmek."
Firmaların, bu dönemin kazanımlarına ayak uydurmaları gerektiğine işaret eden Özdemir, "Dijitalleşemeyen, kurumsallaşamayan, çevik olmayan, öğretmeyen-öğrenmeyen, şeffaflaşamayan, çalışanlarıyla, müşterileriyle aidiyet yaratmayan ya da yaratamayan, inovatif olmayan, kolektif olmayan ve sosyal işlerinde kelebek etkisi yaratamayan şirketler sıkıntıya girecekler, burası açık." dedi.
Özdemir, Limak Grubu olarak 12 stratejik hedefleri olduğuna değinerek, "Bunları 2026 yılına kadar tamamlamak istiyoruz. Pandemi ile hız kazandık. Çünkü bize şunu gösterdi, eski düzende devam edemeyiz, eski alışkanlıklarımızla devam edemeyiz, değişim ve dönüşüm şart." diye konuştu.
Önümüzdeki dönemde istihdam ve iş gücü konusunun daha da önemli olacağına dikkati çeken Özdemir, "İstihdam, pandemi ve ekonomik düzelme tartışmasının tam göbeğinde. 2025 yılında insan çalışma saati ile makine çalışma saatinin eşitleneceği öngörülüyor. Beyaz yaka, mavi yaka ve gri yakanın yanına artık bir de 'metal yakayı' eklememiz gerekiyor. Ve bunu 5 yıl gibi kısa bir sürede yapmamız gerekiyor." ifadelerini kullandı.
Özdemir, bu nedenle artık büyümenin motorunda, sadece ekonomi rakamlarının değil insan kaynağının da olduğunun ve bunun önemsenmesi gerektiğinin altını çizdi.Kaynak:AA