İSTANBUL - Türkiye Arıcılar Birliği ve Güvenilir Ürün Platformu'nun (GÜP) Muğla toplantısında "arıcıların derdine derman olun çağrısı" yapıldı.
Güvenilir Ürün Platformu açıklamasına göre, 150 bin ailenin geçimini arıcılıktan sağladığı Türkiye'de, yangından etkilenen bölgelerdeki zararı tespit etmek ve çözüm önerileri için bir araya gelen akademisyen ve sivil inisiyatifler, yaptıkları çalışmanın sonuçlarını içeren ortak bildiri yayınladı.
Orman yangınlarından en çok etkilenen Muğla'da, Türkiye Arı Yetiştiricileri Merkez Birliği (TAB), Muğla Arı Yetiştiricileri Birliği (MAYBİR) ve GÜP tarafından "BEE'O Propolis" desteğiyle başlatılan tespit ve çözüm önerileri toplantısına birçok akademisyen, kurum ve sivil toplum kuruluşundan destek geldi.
İlgili tüm kesimlere iletilen sonuç bildirisinde, hem sahadan alınan bilgiler hem de yapılan toplantıda ortaya konulan görüşler yer aldı.
Sonuç bildirisi haline getirilen görüşlerin derlendiği toplantıya, TAB Başkanı Ziya Şahin, MAYBİR Başkanı Veli Türk, GÜP Başkanı Celal Toprak, BEE'O Kurucusu ve Genel Müdürü Gıda Yüksek Mühendisi Aslı Elif Tanuğur Samancı, Karabük Üniversitesi Orman Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ali Kavgacı, Isparta Üniversitesi Orman Entomolojisi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Mustafa Avcı ve Ahbap Derneği Başkan Yardımcısı Emrah Aydoğdu katıldı.
İlgili tüm kesimlere gönderilen sonuç bildirisinde şu görüşlere yer verildi:
"Acil eylem planı hazırlamak suretiyle Tarım ve Orman Bakanlığımız başta olmak üzere, üniversiteler, ilgili kamu kuruluşları ve arı yetiştirici birlikleri ile beraber çalıştay yapılmalıdır. İl orman müdürlüklerince Edirne, Çanakkale, İzmir, Aydın ve Antalya'da bulunan çam balı üretim alanlarının arıcıların kullanımına müsaade edilmesini talep etmekteyiz. Çünkü çam balı, yılın son bal üretimidir ve arıcılarımızın büyük bir kısmı Anadolu'da bal üretimi yapamamıştır. Bu yıla mahsus olmak üzere profesyonel arıcılarımıza işletme yaşam desteği verilmesi ve verilecek desteğin de sonbahar dönemine girilmeden önce temini gerekmektedir (Arılı kovan desteği bu yıla has olmak koşuluyla 2 kat verilebilir). Bal üretim alanlarının artırılması konusunda 2019 yılında Sayın Bakanımız Dr. Bekir Pakdemirli'ye TAB tarafından sunulan rapor baz alınarak, kısa ve orta vadede yapılması planlanan çalışmalar öne alınmalıdır.
Çam koşnilinin (Marchalina hellenica) zararlı böcek kategorisinden çıkartılması ve saha çalışmaları ile Basra böceğinin adapte olabileceği bölgeler belirlenmelidir. Bu bölgelerde Pinus spp. ağaçlarına böceğin transplantasyonu da yapılmalıdır. Kontrollü bir şekilde bu yıl ve önümüzdeki yıllara has olarak Milli Emlak arazilerinin bal üretimine açılması ve Kuşadası Milli Parkı'nın bu yıla özel çam balı üretimi için kullandırılması kararı alınmıştır. Arıcılığın kendini toparlama süreci göz önüne alınarak yasak ve kısıtlamalardan muaf üretim olanakları sağlanmalıdır."
Arılı kovan destekleme tespitleri ağustos ayında yapılmaya başlanmalı
Sonuç bildirisinde ayrıca şunlar kaydedildi:
"Basralı orman alanlarının tespiti ve bu alanlarda ormancılık faaliyetlerinin belirlenen/belirlenecek esaslara göre işletilmesi hususu böceğin doğal olarak yayılış yaptığı Antalya, İzmir, Denizli, Balıkesir, Çanakkale ve İstanbul Orman Bölge Müdürlükleri içinde plan yenileme dönemlerinde yapılmalıdır. Ayrıca, ülkemizin Basralı ormanlarının envanteri çıkartılmalı ve bu alanlardan yararlanma düzeyi artırılmalıdır. Son 30-35 yıldır meydana gelen yangınlar, kesimler ve yapılaşmalar nedeniyle en az 30 bin hektarlık Basralı sahalar kaybedilmiş ve çam balı üretim alanları daralmıştır. Mevcut kaybedilen bu alanların yerine telafi edici çalışmalar bugüne kadar yapılmamıştır. Bal verimi sağlaması da ancak Basra böceğinin ağaca yerleşmesi ve ağaçların da 35-40 yaşına gelmesi ile sağlanmaktadır. Çam balının bir ağaçtan gelen ekonomik getirisinin, ağaç kerestesinin ekonomik getirisine göre 100 kat fazla olduğu unutulmamalıdır.
Arılı kovan destekleme tespitleri, geç sonbahar yerine ağustos ayında yapılmaya başlanmalı ve miktarı arttırılmalıdır. Üretim gerçekleşmeyen birçok bölge göz önüne alınınca arıcılarımızın bu yıl ödemesi gelen Tarım Kredi Kooperatifleri ve Ziraat Bankası'na olan borçları ülke genelini kapsar şekilde en az 1 yıl faizsiz ertelenmeli veya af edilmelidir. Kovan desteği yüzde 100 arttırılarak ödenmeli ve çam balı üreticilerine 30 TL/kilogram üretim desteği verilmelidir. Yangından etkilenen bölgelerde arıların temel besin kaynağı olan nektar kaynakları yok olmuştur. Arıların kış mevsimini geçirmelerini sağlamak için de arıcılara acilen arı yemi desteği sağlanmalıdır."
Genç kızılçam ormanları ağaçlandırma çalışmalarına konu olması gereken sahalardır
Yanan bölgenin restorasyonu açısından bildiride şu ifadelere yer verildi:
"30 yaşından daha yaşlı kızılçam ormanları, doğal gençleşme oranları farklı olsa da büyük oranda gençleşecektir. Bu nedenle boşaltma kesimleri sonrasında bu alanlarda herhangi bir ekim veya dikim çalışmasına gerek yoktur. Genel olarak bu sahalara tohum serpme yapıldığı bilinmektedir. Söz konusu sahalara ait lokal tohum kaynakları büyük ihtimalle bulunmamaktadır. Dolayısıyla diğer bölgelerden (tohum transfer sınırlarının dışından) getirilecek tohumların bu bölgelere serpilmesi uzun dönemde genetik bir bozulmaya neden olacağından bu uygulamadan kaçınılmalıdır. Maki ve sert yapraklı ormanlar kısa bir süre içinde eski yapılarına ulaşacaklardır. Yangın sahasının büyüklüğü nedeniyle bu alanlarda herhangi bir çalışmaya gerek bulunmamaktadır. Bu sahaların ağaçlandırmaya konu edilmesi de uygun olmayacaktır. Çünkü sürgünden yenilenen çalılar çok hızlı bir büyüme gösterecektir ve dikilecek fidanların bu bitkilerle mücadele etmesi pek mümkün görünmemektedir.
Genç kızılçam ormanları (yaklaşık olarak 30 yaşından küçük) asıl olarak ağaçlandırma çalışmalarına konu olması gereken sahalardır. Bu alanlarda uygun ağaçlandırma teknikleriyle çalışmaların yapılması gerekir. Ağaçlandırmada kullanılacak türlerin başında da kızılçam gelmektedir. Mevcut yangınlar bize yangına dirençli-dayanaklı orman kurma kapsamında tür değişimine giden uygulamaların pek bir faydası olmadığını kanıtlamış bulunmaktadır. Mega-yangın karşısında hangi türle ağaçlandırma yapılırsa yapılsın fark etmemektedir. Yangın geçiren sahalarda yanmayan veya kısmen zarar gören ağaçların kesilmemesi, bu ağaçların Basra böceğinin devamlılığı açısından korunması gerekmektedir. Öte yandan, değiştirilmesi gerekenin doğa değil, insanın ve onun doğayla olan ilişkisinin olduğu bu yangınlarla birlikte bir kez daha ortaya çıkmıştır."