BARSELONA - Turkcell Şebeke Teknolojilerinden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Prof. Dr. Vehbi Çağrı Güngör, "Dijital dönüşümünü tamamlamış, programlanabilir bir fiziksel dünyada hayati bir rol oynayacak 6G, bağlanabilirliği ve sürdürülebilirliği teşvik edecek. 6G teknolojisi, ciddi AR-GE yatırımları gerektiriyor. Turkcell olarak biz de bu alana yatırım yapmaya kararlıyız." dedi.
Turkcell ve Ericsson, 6G alanındaki AR-GE çalışmalarını ve Türkiye'nin teknolojik ilerlemesini hızlandırarak bu alanda söz sahibi olması için işbirliği gerçekleştirdi.
Turkcell Şebeke Teknolojilerinden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Prof. Dr. Vehbi Çağrı Güngör ile Ericsson Orta Doğu & Afrika Bölgesi Başkan Yardımcısı ve Türkiye Genel Müdürü Işıl Yalçın, İspanya'nın Barselona kentinde düzenlenen Mobil Dünya Kongresi'nde (MWC24) gerçekleştirilen imza töreninde bir araya geldi.
Taraflar arasındaki anlaşma kapsamında, Ericsson'un 16 küresel araştırma merkezi arasında Orta Doğu ve Afrika Pazar Bölgesi'ndeki (MMEA) tek merkezi olan İstanbul'daki Ericsson Araştırma Merkezi, halihazırda Türkiye'nin 6G laboratuvarına sahip ilk ve tek operatörü Turkcell ile ikili araştırma girişimlerini teşvik edecek. Ulusal ve uluslararası fon destekli AR-GE projeleri konusunda işbirliği de güçlendirilecek. Anlaşma, gelişmekte olan teknolojiler hakkında önemli bilgilerin paylaşılmasını da içeriyor.
Ericsson ve Turkcell, Türkiye'nin ulusal teknoloji ekosisteminin ilerlemesinde kritik rol oynayarak, devrim niteliğindeki teknolojilerin gelişmesini ve inovasyonunu hızlandıracak. İki şirketin güvenlik, yapay zeka (AI), makine öğrenimi (ML) ile genel 6G vizyonu ve mimarisine odaklanması doğrultusunda geliştirilecekleri yenilikçi kullanım senaryolarına zemin hazırlanacak.
İşbirliğine ilişkin açıklamalarda bulunan Güngör, "Dijital dönüşümünü tamamlamış, programlanabilir bir fiziksel dünyada hayati bir rol oynayacak 6G, bağlanabilirliği ve sürdürülebilirliği teşvik edecek. 6G teknolojisi, ciddi AR-GE yatırımları gerektiriyor. Turkcell olarak biz de bu alana yatırım yapmaya kararlıyız ve ülke olarak da bu yatırımların karşılığını alacağımıza gönülden inanıyoruz." ifadelerini kullandı.
Ericsson ile gerçekleştirdikleri işbirliğinin, telekomünikasyon teknolojilerindeki inovasyon ve gelişime öncülük etme hedeflerinde önemli bir dönüm noktası olduğunu vurgulayan Güngör, "Mevcut ekosistemleri ve 5G teknolojisinin gelişimini dikkate alarak, 6G'ye ilişkin bir yol haritası çizmek ve geleceğin yeni nesil ağlarında kilit önem taşıyacak teknolojik ilerlemeleri sağlamak için Ericsson ile çalışacağız." dedi.
Öncü işbirliğini başlatmak için sabırsızlanıyoruz
Turkcell ile Türkiye'de telekomünikasyonun geleceğini şekillendirecek ve dönüştürücü yeniliklerin temelini atacak öncü işbirliğini başlatmak için sabırsızlandıklarının altını çizen Işıl Yalçın ise "Birçok sektörü derinden etkileyecek olan 6Gteknolojisi, Türkiye için daha bağlantılı, akıllı ve sürdürülebilir bir gelecek potansiyeli taşıyor. Turkcell ile bu alanda yapacağımız işbirliği, Türkiye'nin bu teknoloji devriminin ön saflarında konumlanmasını sağlayacak 6G araştırmaları ve ileri teknoloji çözümleri adına bir başlangıç noktası olacak." şeklinde konuştu.
- Globalde önemli adımlar hedefleniyor
Turkcell, TÜBİTAK 1515 Öncül AR-GE Laboratuvarları Destekleme Programı kapsamında desteklenerek geçen yıl faaliyete başlayan "Turkcell 6GEN Lab: Yapay Zeka ve 6G Laboratuvarı" projesi ile 6G şebekelerinin yapay zeka tabanlı otonom yetenekler ile geliştirilmesi konularına odaklanıyor.
Türkiye'deki Ericsson Araştırma Merkezi ise Ufuk 2020 ve Ufuk Avrupa programının temel bir parçası olarak, Avrupa Birliğinin araştırma ve inovasyon faaliyetlerini çeşitli projelere partner ve genel proje koordinatörü rolleri ile destekliyor.
Bu programların 6G amiral gemisi projeleri olan Hexa-X ve ve Hexa-X'in ikinci aşaması Hexa-X-II projelerinde de önemli bir rol oynuyor.
Ericsson Araştırma ve Turkcell, güçlerini birleştirerek 6G'nin küresel standardizasyonunu desteklemeyi, ulusal ve uluslararası telekomünikasyon alanında önemli adımlar atmayı hedefliyor.
6G ağları, geniş ölçekte kullanıma girdiğinde, insanların yaşama, öğrenme ve etkileşim kurma biçimlerinde köklü değişiklikler oluşturma potansiyeli taşıyor. Bu ağlar, sürükleyici, her yerde bulunan ve çok duyulu dijital deneyimleri mümkün kılacak yeni teknolojilere giden kapıyı açıyor.