İSTANBUL (AA) - Türk Telekom Üst Yöneticisi (CEO) Ümit Önal, bir tarafın sürekli kaybedeceği ya da kazanacağı bir modelin Türkiye çapında uygulanma imkanının olmadığını belirterek, "Altyapıyı paylaşmanın ticari mantığı olması gerek. Maksat bir şeyi birlikte yapmaksa hukuki sınırlar içerisinde ticari olarak da rasyonel talepler üzerinden bunu yapmanız lazım." dedi.
Önal, Türk Telekom'un 2019 finansal ve operasyonel sonuçlarını açıkladığı toplantının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
Bu yıl hem kapsama ve kapasiteye yatırımın, hem de 5G'ye hazırlığın odaklarında olacağını anlatan Önal, Türkiye'de genişbant hanehalkı penetrasyonunu son 2 yılda 10 puan artırarak 58'e çıkardıklarını, 2023'e gelindiğinde Türkiye'nin Avrupa ve dünya ortalamasına ulaşmasını istediklerini söyledi.
Önal, Türk Telekom'un altyapısının Türkiye'nin altyapısı olduğunu vurgulayarak, talep eden her operatörün bu altyapıyı kullanabileceğini, bunun önünde bir engel bulunmadığını ifade etti.
Türk Telekom'un kurduğu ve büyüttüğü sabit internet altyapısının sahibi değil, üstlenicisi ve işletmecisi olduğunu kaydeden Önal, "Emanetçisi olduğumuz bu altyapıyı, imtiyaz süresi sonunda da kamu idaresine teslim edeceğiz. Biz yeni gidilecek yerlerle ilgili diyoruz ki; Türkiye'nin bu kadar cari açıkla mücadele ettiği bir dönemde, tüm operatörler olarak mükerrer yatırımlara gitmeden, belli bir metrik ve hesaplama çerçevesinde beraber gidelim. Bunun önünde hiçbir engel yok." diye konuştu.
Önal, hem bireylerin hem de endüstrinin 5G ile tanışması için baz istasyonlarının fiberleşmesinin önemine dikkati çekerek, şunları kaydetti:
"Türkiye'de en büyük fiber ağ omurgasına sahip telekom şirketi olarak, 'Gelin 5G'ye giden yolda bütün operatörlere fiber erişim hizmeti verelim.' diyoruz. Hep 'Türk Telekom altyapısını paylaşmıyor.' deniyor. Ben Hakkari'ye de, Van'a da, İstanbul'da Moda'ya, Beşiktaş'a da gidiyorum. Sen Van'a gitmek istemeyeceksin, 'Ben sadece Beşiktaş'ta Yıldız Posta Caddesi'ne gitmek istiyorum, bana orayı paylaş.' diyeceksin. Ortada bir protokol var. Ticari mantık barındıran, altında bu protokolün hükümlerini barındıran her türlü teklife Türk Telekom açık. Kazı iznini de biz vermiyoruz zaten. Dolasıyla elmalarla armutlar karıştırılıyor. Her yere beraber gidelim. Genel olarak diğer operatörlerin yatırım stratejilerine baktığınızda sadece büyükşehir merkezlerine dönük. Dolasıyla telekomünikasyona fazla para harcadığını düşünen yerlere odaklanan yatırımlar var. Biz ise 'sadece merkeze değil, herkese' sloganıyla ortaya çıktık."
Altyapı protokolünün hükümleri cari
Ümit Önal, "Ortak altyapı ile ilgili Turkcell'in 'mevcut altyapıyı ortak kullanalım, bize açın' yönündeki talebine nasıl cevap veriyorsunuz?" sorusu üzerine, altyapıyı paylaşmanın bir ticari mantığı olması gerektiğini söyledi.
Türkiye'deki telekom regülasyonunun dünya örnekleri içinde en ön sıralarda geldiğini belirten Önal, "Oluşturulan tüm servislere düzenleyici kurulun belirlediği şartlarda herkes erişebilir, ama yer altındaki gözlere 'ben kendi kablomu koyayım, bunları da ben kullanayım diyorsanız' her iki taraf içinde ekonomik fayda unsuru olması lazım. Bir tarafın sürekli kaybedeceği, bir tarafın sürekli kazanacağı bir modelin Türkiye çapında uygulanma imkanı yok. Proje bazında getirin fikirleri, kazan-kazan modelini yaratabiliyorsak, ticari olarak en azından bundan zarar etmiyorsak... Bu protokole bu mantık içerisinde işlerlik kazandıracak bir tavır görmüyoruz." ifadelerini kullandı.
Önal, protokolü Serbest Telekomünikasyon İşletmecileri Derneği (TELKODER), TÜRKSAT, Vodafone ve Turkcell olmak üzere herkesin imzaladığını vurguladı.
Protokolün hükümlerinin cari olduğuna işaret eden Önal, "Maksat bir şeyi birlikte yapmaksa hukuki sınırlar içerisinde ticari olarak da rasyonel talepler üzerinden bunu yapmanız lazım." dedi.
Hissedarlarımız uyum içinde çalışıyor
Toplumsal bilincin afet anlarında internetten konuşmaya yönlendirilmesi gerektiğini vurgulayan Önal, ses hatlarına yük binildiği zaman bunun yönetilmesinin çok mümkün olmadığını söyledi.
Önal, OTAŞ'ın bankalara devrinin ardından yaşanan değişikliğin yansımalarından bahsederek, şunları ifade etti:
"Levent Yönetim Yapılandırma AŞ (LYY), 2019'un ilk aylarında yüzde 55'lik hissedarımız oldu. Bu çok somut bir geçişti. Mevcutta kamuyu temsil eden yönetim kurulu üyeleri ile yeni hissedarlarımızı temsil eden yönetim kurulu üyeleri büyük bir uyum içinde çalışıyor. Bugün operasyonel ve finansal başarının ardında uyumlu çalışan hissedarlık yapısının da olumlu etkisi var. Onların Türk Telekom'un yönetim takımına olan güvenleriyle bu iyice taçlandı ve iyi bir noktaya geldi. Şirketi temettü verilebilir pozisyonda tutmak görevlerimizden biri. Hissedarlarımızın genel kurula kadar alacakları temettü ödeme oranı kendilerinin verecekleri bir karar. 2019'da bunu yapabildik. Bu yeni dönemde nasıl bir pozisyonlama alacağını hissedarlarımız oturup karar verecek."
Türk Telekom'a yönelik günlük saldırı adeti 100'ün altına inmez
Önal, Türkiye'nin enerjide olduğu gibi veride de hub noktası olma şansı bulunduğunu belirterek, "İstanbul'u hub noktası yaparak çevre ülkeleri de Türkiye'ye getirme gibi bir stratejimiz var. 5G sadece hız ve kapsama değil, gecikmelerin de milisaniyelerin altına inmesi demek. Dolasıyla içeriğe çok yakın olması lazım. İçerik Türkiye'de ise Türkiye'de kalıyor, yurt dışında ise mecburen yurt dışına çıkmak zorunda. Bu kapsamda yerli üretim önemli..." şeklinde konuştu.
DDOS saldırısına ilişkin değerlendirmelerde de bulunan Önal, şöyle devam etti:
"Fortune, Capital gibi hangi 500'den bakarsanız bakın, Türkiye'nin ilk 500 şirketinin tamamıyla çalışan bir telekom şirketinden bahsediyoruz. Zaten bir DDOS saldırısı oluyorsa bilin ki onun omurgası Türk Telekom hizmetindedir. Kolay kolay büyük endüstrilerin, firmaların da Türk Telekom'un dışında operatörler ve nispeten daha küçük varlıklarla yedek sistemler oldukları için, bir yerde DDOS saldırısı varsa, bir kamu ya da özel sektörde, bu mutlaka Türk Telekom sistemlerine yapılıyordur. Bu doğal bir sonuç, çünkü Türkiye'deki en büyük şirket ve kurumlarla biz iş yapıyoruz. Bahsettiğimiz Türkiye'deki bir finans kurumu üzerinden yapılan saldırı da Türk Telekom sistemlerine... Orada da tek karar verici siz değilsiniz. Bir tarafta Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) var, bir tarafta Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK), bir tarafta ilgili bankanın teknoloji altyapısını takip eden insanlar, bir tarafta da servis sağlayıcı siz varsınız. Bütün o ekosistem içerisinde ortak kararlar ve süreçlerle yönetmek durumundasınız. Eşine ender rastlanan bir saldırıydı ve başarıyla yönettik. Her gece 12.00'de bize saldırı raporu gelir, adet olarak 100'ün altına düşmez."
Önal, çok büyük bir saldırı olduğunda Ulusal Siber Olaylara Müdahale Merkezi'nin (USOM) koordine ettiğini, yurt dışına IP'lerin kapandığını dile getirdi.
5G'ye en hazır operatör Türk Telekom'dur
Ümit Önal, hisse senedi bazında yatırımcısına en çok gelir getiren telekom şirketi olduklarını, profesyonel olarak şirketin performansını iyileştirmeye devam ettiklerini söyledi.
Hem abone sayısını, hem de geliri büyütmeyi hedeflediklerini belirten Önal, yıl içinde karlılığı da gözeterek şirketi dalgalanmalara göre yönettiklerini, FAVÖK'ü iyi bir yerde tutmaya çalıştıklarını vurguladı.
Önal, bir gazetecinin akıllı şehirler konseptine dair operatörler arasındaki rekabetin artık çok konuşulmadığına yönelik değerlendirmesi üzerine, "Türkiye'de 'yapacağız, edeceğiz' ötesindeki tek operatörüz. Antalya'da bugün olgunluk seviyesine ulaşmış, Türkiye'deki en büyük akıllı şehir konseptini biz işletiyoruz. Türkiye'deki tüm şehirlere yaymak için çalışıyoruz." dedi.
5G'nin taşıyıcı elementinin fiber olduğuna işaret eden Önal, "Türkiye'deki ana fiber omurganın sahibi, LTE baz istasyonlarının yüzde 50'sini fiberleştirmiş ve yatırımlarına hızla devam eden bir operatör olarak 5G'ye en hazır operatör Türk Telekom'dur. Fiberleşme oranında Türkiye birçok ülkenin ilerisinde, yüzde 21'ler civarında bir bazımız var." diye konuştu.
Önal, 5G ihalesinin ne zaman yapılmasını beklediğine dair bir soruyu, "Şu an regülasyon kurumu operatörlerle görüş alışverişinde. Modelin ortaya konulması gerek. Dünyada farklı modeller var. Ana lisansın olmadığı gelir paylaşım modelli şeyler var. Lisans ihalesinin olduğu modeller var. Modeller konusunda netlik yok, sadece fikir alışverişi iletişimi var. Bir de 2020 yılı ana lokasyonlarda test uygulamaları olacak. 2020-2021 bu tür uygulamalarla geçen bir dönem olur benim görüşüm. İhale fikirleri olgunlaşır diye düşünüyorum." şeklinde yanıtladı.
"Yerli teknoloji tutturulamazsa, 5G'ye geçilemez gibi bir durum söz konusu. Burada operatörlere de belli bir oranlama verilmişti. Siz onu tutturdunuz mu?" sorusu karşısında da şunları söyledi:
"Yaklaşıyoruz bütün operatörler olarak. Çünkü gerçekten birden olacak bir şey değil. Az önce söylediğim gibi anlık ücretlendirme platformu aslında bir devrim. Bizi zorlayan yerlilik şartları. Yıllara göre ben bunun artacağını düşünüyorum. Zaten bu zorunluluğun sadece operatörlere verilmesi çözüm değil. Bu ürünleri yapan ülkede birçok kuruluş var. Onların da bu teşviklerden yararlanması gerekir. Biz bir yerli ürün ihalesi açıyoruz. Karşımızdaki Çinli bunu yıkmak için çok altında bir rakam veriyor."
Kurumsal sosyal sorumluluk ve sürdürülebilirlik yeni odak alanlarımız
Ümit Önal, Türk Telekom'un her zaman bu ülke için değer üreten bir şirket olduğunu, özelleştirmeye uygun bir şirket konumunda bulunması dolayısıyla yıllardan beri sahiplik ve hissedarlık yapısıyla anıldığını ifade etti.
Yaptıkları şeyleri yeterince iyi bir şekilde kamuoyu ile paylaşamadıklarını düşündüğünü aktaran Önal, yeni dönemde Türk Telekom'un ülke için ne kadar fazla değer ürettiğini anlatacaklarını vurguladı.
Önal, "Türk Telekom'un kendi başına güçlü bir yapısı var. Diğer tarafta da mobilde dijitalde güçlü bir yapı oluşturmaktasınız ve dijitalin, internetin payı artacak. Bunlar kendi içinde iki ayrı yere bölünüp iki ayrı şirket haline gelebilir mi?" sorusunu şöyle yanıtladı:
"Doğrusu bugünden bir şey söyleyebilmek çok mümkün değil. Kamu burada altın hisseye sahip. Nasıl bir stratejik akılla bakılıyor, işin bu kısmına bakılıyor mu hiç bilmiyorum. Altın hissenin yanında devlet şu anda Varlık Fonu ile şirketin neredeyse üçte birinin sahibi. Bu şirketin içinde ne kalacaksa ya da şirket ne yaratıyorsa üçte biri de devletin. Dolayısıyla teknik bir gözle bakıldığında bu değeri bütün halde korumanın şirket ortaklarına büyük bir avantajı var, çünkü entegre bir operatör. Her servisi tek elden verebilen bir operatör. Bunu bu şekilde korumanın bir değeri var, ama bu değer öncelikle ortakların değeri ve devlet de bunun ortağı. Verilecek bir kararın bakış açısıyla da düşünülmesi lazım. Bu tartışmalar için bence erken."
Türk Telekom'un basketbol takımına da değinen Önal, Türkiye'ye yeni sporcular yetiştirme noktasında üzerilerine düşen vazifeyi yapmak istediklerini söyledi.
Önal, amatör kulüplere ve diğer spor branşlarına da yatırım yaptıklarına işaret ederek, "Gelecek dönem Türk Telekom'un basketbol kulübü ile liglerde mücadele ettiği kadar Türk sporuna da katkı sunan yönünü ortaya çıkaracağız. Kurumsal sosyal sorumluluk, sürdürülebilirlik yeni dönemde yeni odak alanlarımız. Her biri ortaya çıktığında sizlerle bir araya geleceğiz. Umuyorum ve diliyorum 2020 belli vesilelerle organik, gerçekten altı dolu, ayağı yere sağlam basan konularla sizlerle sık sık karşı karşıya gelmek istiyoruz." şeklinde konuşmasını tamamladı.
Borç borçla kapanmadı
Türk Telekom Finans Genel Müdür Yardımcısı Kaan Aktan da finansallara bakıldığında 9 milyar liralık kaynağa karşılık 30 milyar liralık bir borç olduğunun belirtilmesi üzerine şunları söyledi:
"Bilançonun sağına soluna baktığınızda borcu görüyorsunuz ama bizim ilgilendiğimiz finansal borç. Bankalara olan kredi borcumuz... Biz çok önemli bir bono ihracı yaptık. Daha önceki yıllardan gelen bonoların toplamı. Bir de çok ciddi nakit taşıyoruz. Böyle baktığınızda Türk Telekom'un net finansal borcu 2,5 milyar dolar. 3,4 milyar brüt borcu var, 900 milyon dolar nakit taşıyoruz. Bu borç 1 sene önce 3 milyar dolardı. Yani Türk Telekom borcunu dolar bazında 500 milyon dolar kendi kaynaklarıyla azalttı. Borç borçla kapanmadı. Kur riskini kapatabilmek için dövizde tutuyoruz. Açık pozisyonu ciddi şekilde kapattık."
Dolar bazında şirketin değerinin ciddi şekilde arttığını ve bankalarının kendi değerlemelerine oldukça yaklaştığını vurgulayan Aktan, "Bu denge içerisinde iyi bir performans bankalar açısından." dedi.
Türk Telekom Teknoloji Genel Müdür Yardımcısı Yusuf Kıraç ise fiberin kilometre üzerinden tartışılmasının çok mantıklı olmadığını, bu yıl yüzde 85-90 sokağa kadar fiber altyapıya erişeceklerini söyledi.
Önümüzdeki dönemlerde abone fiberleşme oranlarının yüzde 40'lara erişeceğini aktaran Kıraç, bunu yeterli bulmadıklarını, yaptıkları yatırımların büyük bir kısmının buraya gittiğini ifade etti.
Kıraç, son 2 yılda yaklaşık 8 köye Vodafone ile altyapı götürdüklerini belirterek, "Bu yatırımlar da devam edecek. Baz istasyonu konusunda da son 2 senede yaklaşık 650 tane götürmüştük. Devam ediyor, 900'e yakın köye götürmüş olacağız. Yatırımlar devam edecek ama zaman istiyor." diye konuştu.