X

Stratejik teknolojilerde dışa bağımlılık küresel güç dengelerini etkiliyor

Pavotek Yönetim Kurulu Başkanı Alper Özbilen:

- "Stratejik teknolojilerde dışa bağımlı olmak, küresel güç dengelerini belirleyen bir unsur olabiliyor. Stratejik teknolojilerin bir 'silah' olarak kullanılması küresel nitelikteki bir olgu. Bu teknolojilerde dışa bağımlı olamayız"
- "Yeni ve yüksek teknolojiler; istihdam olanaklarındaki artış, ekonomik büyüme, ulusal güvenlik ve rekabet edebilirlik üzerinden bir bütün olarak ülke menfaatlerini destekliyor"

24.11.2020 - 11:08

İSTANBUL - TOLGA YANIK - Pavotek Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Alper Özbilen, stratejik teknolojilerde dışa bağımlı olmanın küresel güç dengelerini belirleyen bir unsur olabileceğini belirterek, "Stratejik teknolojilerin bir 'silah' olarak kullanılması küresel nitelikteki bir olgu. Bu teknolojilerde dışa bağımlı olamayız." dedi.

Dr. Alper Özbilen, AA muhabirine yaptığı açıklamada, küresel sistem içerisinde, tüm ihtiyaçların yerel kaynaklardan karşılanmasının mümkün olmadığını belirterek, "Ancak, uluslararası iş bölümünde aldığımız rol ülkemizin geleceği için hayati bir öneme sahip. Ekonomik faaliyetlerimizden elde edeceğimiz faydayı belirleyecek olan da tam olarak bu roldür. Kuşkusuz biçimde, egemen ülkeler ve onların büyük şirketleri için Türkiye'nin sahip olması gereken rol; yeni ve yüksek teknolojileri ithal ederken, bu ithalatı karşılayabilmek için üretiminde büyük emek, zahmet ve kaynak gerektiren ancak katma değeri sınırlı olan ürünleri ihraç etmesidir. Bu hal Türkiye'yi; iş gücünün ucuz, tüketimin yoğun olduğu bir pazar olmanın ötesine taşımayacaktır." değerlendirmesinde bulundu.

Son dönemde beşeri ve maddi kaynakları heba eden bu rolün ötesine geçebilmek için birçok gayret sarf edildiğini vurgulayan Özbilen, şunları kaydetti:

"Küresel teknoloji yarışının giderek kızışması ve döviz kurlarında gözlenen dalgalanma ise sarf edilen gayretlerin kıymetini daha da artırıyor. Türkiye olarak dikkate almamız gereken iki temel husus görülmektedir: Birincisi harcıalem teknoloji ürünlerini daha iyi diye ABD'den ya da daha ucuz diye Çin'den alma ezberini bozmamız gerekir. İkincisi ise, çok büyük paralar harcadığımız, açık ve örtülü ambargolar sebebiyle zaman zaman paramız olsa dahi alamadığınız yüksek teknoloji ürünlerinin sırayla geliştirilmesidir.

Geliştirilmesinde hiçbir ithalat girdisi gerektirmeyen; açık kaynak ve açık mimarisi ortada olan yazılım ve donanım ürününün muadilini yapacak insan kaynağımız ziyadesiyle mevcut. Hem bireysel hem de kurumsal amaçlar için kullanılan bu ürünlerdeki ithalat bağımlılığı ülkemiz için adeta, kayda değer bir kaynak israfıdır. Bu kapsamda acil biçimde, global teknoloji tekellerinin pazarlama ve pazarı bağımlı kılma tekniklerine dayanan iş biçimlerine karşı koyulmasını sağlayacak şartlar inşa edilmelidir."

Yeni ve yüksek teknolojiler bir bütün olarak ülke menfaatlerini destekliyor

Özbilen, benzer bir ithalat bağımlılığının, son kullanıcıların tüketimine yönelik; telefon, tablet, bilgisayar gibi cihazlarda da söz konusu olduğuna dikkati çekerek, "Çin'in fiyat seviyesinin yakalanılabilmesi güç olsa da gündelik hayatımızın ayrılmaz bir parçası haline gelen bu cihazları ithalat yoluyla temin etmeye devam etmek uzun vadede sürdürülebilir değildir. Pandemi sürecinde gelişen online eğitim ve çalışma ihtiyaçları ise bu halin kısa ve orta vadede sürdürülebilmesini de güçleştirmiştir. Bu şartlar altında söz konusu cihazların gerektirdiği ithalat girdilerine rağmen, bu alana yatırım yapılması oldukça önemlidir." diye konuştu.

Yeni ve yüksek teknolojilerin; istihdam olanaklarındaki artış, ekonomik büyüme, ulusal güvenlik ve rekabet edebilirlik üzerinden bir bütün olarak ülke menfaatlerini desteklediğini aktaran Özbilen, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu bakımdan yeni ve yüksek teknolojilerdeki gelişim ülkelere; ekonomik, askeri ve diplomatik bir güç olarak dönerken, bu teknolojilerde geri kalan veyahut kısıtlı başarı elde edebilen ülkeler de pek çok yönden diğer ülkelere bağımlı olmak durumunda kalabiliyor. Bu ise özellikle stratejik öneme sahip teknolojilerde ve bu teknolojilerin üretilebilmesini sağlayan gereksinimlerde yetkinliklerimizi daha da arttırmamızı zaruri hale getiriyor.

Atılım dönemlerinde, gayretimize nispetle üzerimizdeki baskıların da aratacağını; sentetik argümanlarla yersiz ve haksız uygulamalara maruz bırakılışımızın meşrulaştırılmaya çalışılacağını hatırımızda tutmamız gerekiyor. Bu sebeple, bilhassa ASIC (uygulamaya özel tümleşik devre) ve FPGA (alanda programlanabilir kapı dizileri) tasarım ve üretimi başta olmak üzere gerek sivil gerekse savunma alanındaki kritik teknoloji bileşenlerine olan ihtiyacımızın, her geçen gün şiddetlenerek artacağını bilerek hareket etmemizde büyük fayda vardır."

Stratejik teknolojilerin 'silah' olarak kullanılması küresel bir olgu

Özbilen, haklı mücadelesinde Azerbaycan'ın yanında olmasının; Türkiye'nin Ermeni diasporasının hedefi haline gelmesine ve bu durumun da Kanada'nın bazı teknolojilerdeki ihracat izinlerini askıya almasına neden olduğunu savunarak, sözlerini şöyle tamamladı:

"Açık biçimde, Kanada bu ambargo kararı ile hem yüksek teknoloji ürünü ihracatımızı baltalamayı hem de Türkiye'nin stratejik ürünlerinin üretilemez hale gelmesini amaçlıyor. Maalesef geçmişte de stratejik ürünlerimizi hedef alan benzer ambargo kararlarıyla karşılaşmıştık. Bu örnekler bize tekrar ve tekrar şunu gösteriyor, stratejik teknolojilerde dışa bağımlı olamayız. Daha birkaç ay öncesinde, stratejik teknolojilerde dışa bağımlı olmanın küresel güç dengelerini belirleyen bir unsur olabileceğini ve bu süreçte doğrudan doğruya belirli şirketlerin çip temin edemez; üretim yapamaz hale getirilmeye çalışıldığını gördük.

Stratejik teknolojilerin bir 'silah' olarak kullanılması küresel nitelikteki bir olgudur ve muhtemel biçimde ilerleyen süreçte bu olgu daha da belirgin hale gelecektir. Hal bu iken üretimin ithalata bağımlılığının azaltılması, montajcılığın bir kenara bırakılarak yüksek teknoloji tasarımı ve üretiminin gerçekleştirilmesi ve bu ürünlerin ihraç edilebilmesi; kalkınma arzumuzu gerçekleştirebilmemiz, ulusal çıkarlarımızı korumamız ve tarihi rol ve konumumuzu güçlendirerek sürdürebilmemiz için oldukça mühimdir."Kaynak:AA