İSTANBUL - Medipol Bahçelievler Hastanesi'nden Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Ömer Alyan, şok diyetlerin total plazma volümünü azaltarak kanın damardaki akışkanlığını bozduğunu bildirdi.
Medipol Sağlık Grubu'ndan yapılan açıklamaya göre, hızlı kilo kaybetme hayaliyle başlanan şok diyetler sağlık açısından birçok riski beraberinde barındırıyor.
Açıklamada görüşlerine yer verilen Prof. Dr. Ömer Alyan, aşırı kalori kısıtlamasına dayalı şok diyet programlarının, hızlı kilo kaybı için yaygın olarak uygulanan bir diyet stratejisi olduğunu belirtti.
Alyan, "Bu tür diyet programları kilo vermede etkilidir. 1-2 haftalık sıkı gıda kısıtlaması yüzde 10-15 gibi kilo kaybına neden olabilir. Ancak kalp damar sistemi üzerine olumsuz etkilere neden olduğu deneysel çalışmalarda da gösterilmiştir." ifadelerini kullandı.
Şok diyetlerin total plazma volümünü azaltarak kanın damardaki akışkanlığını bozduğuna değinen Alyan, anjiyotensin 2 ve fenilefrin gibi damarlarda spazm yapan maddelerin artışına da neden olabileceğini aktardı.
Alyan, "Bununla birlikte vücut için çok önemli olan sodyum, potasyum ve magnezyum gibi önemli tuzların azalmasına neden olabilir. Bu olumsuz etkilerinin klinik yansıması kalp krizleri ve ciddi aritmiler şeklinde karşımıza çıkar." açıklamalarında bulundu.
Şok diyet programları kalp sağlığı için zararlıdır
Aralıklı oruç ile sıkı diyet programlarının aynı olmadığına dikkati çeken Alyan, şunları kaydetti:
"Kalp fonksiyonları, kalori kısıtlamasının derecesine ve zamanlamasına bağlı olarak farklı şekillerde etkilenmektedir. Aslında aralıklı oruç, koroner arter hastalığı ve kalp yetmezliği gibi bilinen kalp hastalığı olan bireylerde kardiyovasküler olayların önlenmesi için bir tedavi seçeneği olarak önerilmiştir. Bunun tersine şok diyet programları kalp sağlığı için zararlıdır. Bu nedenle kalp damar hastalığı, kalp yetmezliği ve aritmi öyküsü olan bireylerin bu tür aşırı kalori kısıtlamasına dayalı şok diyet programlarında uzak durmaları önerilmektedir."