İSTANBUL - GÜLSELİ KENARLI - Uzmanlar, Avrupa'da etkili olan soğuk hava dalgası ve şiddetli yağışların, iklim değişikliği etkisiyle atmosfer dolaşımının ana bileşenlerinde meydana gelen değişimler sonucu yaşandığını, denizlerdeki ısınmanın da bunda payı olduğunu belirtiyor.
Kutuplardan gelen soğuk hava dalgası Avrupa'da 11 ile 15 Eylül arasında sıcaklıkların aniden düşmesine neden olurken aşırı hava olayları Avusturya, Çekya, Polonya, Macaristan, Slovakya, Romanya, İtalya, Almanya ve Fransa'da hayatı olumsuz etkiledi.
Kıtanın birçok ülkesinde bu ayın ilk günlerinde 30 derecelerde seyreden hava sıcaklıkları 0 derecelerin altına kadar düşerken birçok kentte aşırı yağışlar nedeniyle su baskınları meydana geldi, nehirler taştı ve yüksek bölgelerde kar yağışı etkili oldu.
AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Boğaziçi Üniversitesi İklim Değişikliği ve Politikaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Murat Türkeş, Avrupa'da yaşanan durumu erken soğuk hava baskını ve bir hava anomalisi olarak nitelendirdi.
Buharlaşmanın daha yüksek olduğu bir dünyada kuzeyli soğuk hava baskınlarının Avrupa, Akdeniz ve Türkiye'ye ulaştığında şiddetli yağışlara, taşkınlara ve su baskınlarına neden olduğunu kaydeden Türkeş, Avrupa ülkelerinde görülen ani sıcaklık düşüşünün normalde ekim ayının ikinci yarısında yaşandığını hatırlattı.
Türkeş, "Bu yaşadığımız, atmosferdeki 'Rossby dalgaları' olarak adlandırdığımız, belli bir döngüye sahip dalgalanmalarla alakalı. Bunlar bazı dönemlerde sıcak sırtlar oluşturarak kutba doğru çok sokulur ve bu yüksek atmosferdeki kalın sıcak sırtlar okyanuslardan, özellikle Atlas Okyanusu'ndan kutba doğru çok sokulduğu zaman kutuptan çok soğuk hava kütlesi iner, denge bozulur, bu yıl da yaşanan bu." dedi.
İklim değişikliğiyle birlikte ısınan dünyada, Rossby dalgalarında ve genel atmosfer dolaşımının ana bileşenlerinde değişiklik olmaya başladığı için iklimin zaman zaman afetlere yol açabildiğini ifade eden Türkeş, iklim değişikliği sürdükçe hava anomalilerinde, genel atmosfer dolaşımında, bölgesel basınç ve rüzgar sistemlerinde önemli değişiklikler olacağını söyledi.
Türkeş, şunları kaydetti:
"Değişen iklim koşullarında, iklimin kendi değişkenliğinin bile değiştiğini görüyoruz. İklim alansal ve zamansal olarak, mevsimlik, yıllar arası, daha uzun yıllar arasında da değişkenliğini artırıyor. Bu yıl çok sıcak geçti ve buharlaşma çok yüksekti. Kuzeyde soğuk, güneyde ise sıcak nemli hava var ve bu fırtına, sel ve taşkınlara yol açan şiddetli hava olaylarına neden oluyor. Önümüzdeki günlerde bu durum devam edecek, Akdeniz ve Türkiye üzerinden doğuya doğru hareket eden yağışlı hava sistemi, özellikle cuma ile pazartesi günleri arasında ülkemizde etkili olacak. Bir kere dünyanın sıcaklık dengesi bozulduğunda, küresel ısınma başladığında bu böyle kalmıyor, ısınan dünyada basınç ve rüzgar sistemleri değişiyor."
Akdeniz'in aşırı ısınmış olması ve yıllardır soğuyamaması suçlulardan biri
İstanbul Üniversitesi Deniz Bilimleri ve İşletmeciliği Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Cem Gazioğlu, denizlerin soğuyamamasının hava kütlelerini etkileyerek odaklaşan ani yağışlara neden olduğunu, hava kütlelerinin deniz üzerinden geçerken, nem açısından doygunluğu artırdığını ve böylece soğumayan denizler nedeniyle daha fazla su buharının atmosfere taşındığını söyledi.
Gazioğlu, "Özellikle Akdeniz'in aşırı ısınmış olması ve yıllardır soğuyamaması suçlulardan biri ama tek suçlu değil. Karadeniz de Akdeniz gibi soğuyamadığı için bu yaşananlara Karadeniz'i de katmamız gerekiyor. İklimde bir şey oluyor ki bu denizler soğuyamıyor, bu iklim değişikliğiyle ilişkilendirilebilir. Normal şartlarda, soğuma ve ısınma dengesinin kurulması lazım." diye konuştu.
Dünya genelinde bu yıl özellikle körfez ve iç körfezlerde çok yüksek deniz suyu sıcaklıklarına ulaşıldığına dikkati çeken Gazioğlu, açık denizlerde 2-3 derece ortalama sıcaklık artışları kaydedildiğini ve bunun iklim değişikliği ile ilişkilendirilebileceğini anlattı.
Kuzeyden gelen kuru ve soğuk hava dalgası ile güneyden gelen sıcak ve aşırı nemli havanın birleşmesinin Avrupa'da atmosferik bir felakete yol açtığını bildiren Gazioğlu, şöyle devam etti:
"Akdeniz ve Karadeniz'deki yüksek su sıcaklıklarıyla birlikte artan buharlaşmadan dolayı bu tür ekstrem hadiseleri maalesef bekliyoruz. Belli bölgelere odaklanan çok yoğun yağışlar, Akdeniz'e yakın bölgelerde kendini sel felaketi olarak gösteriyor ama Avrupa'nın ortasında ısı düşüşüyle birlikte kendini kar yağışı olarak da gösterebiliyor. Kuzey Atlantik salınımı dediğimiz bir sistem söz konusu, bu, özellikle bahar geçişlerinde, atmosferin tam kendi mevsim dinamiklerini yakalayamadığı dönemlerde ekstra noktasal yağışlara sebebiyet verebiliyor. Bu tür odak yağışların miktarları normallerin çok üzerinde, hiçbir ülkenin altyapısı buna hazır olamaz."
Özellikle alçak ve yüksek basınç bölgeleri arasındaki geçişlerin Kuzey Atlantik salınımında iklimle ilgili bir dengesizlik oluşturabileceğini dile getiren Gazioğlu, bununla birlikte mevsim olarak böyle bir dengesizliği de beklediklerini aktardı.
Gazioğlu, sözlerini şöyle tamamladı:
"Kuzey Atlantik salınımında bir dengesizliğe neden olacak iklim değişikliği verileri daha tam oluşmadı ama Akdeniz ve Karadeniz'in ısınması anlamında iklim değişikliğinin etkisi söz konusu. Bu tür şeyleri çok daha fazla yaşayacağız, hem yağış bir noktaya hızlı bir şekilde yağacak yani odaklanmış şekilde yağacak hem de daha yüksek volümde, beklentilerin çok daha fazlası olacak."