Muş - İBRAHİM YALDIZ - Muş'ta eşinin kolon kanserini, bir oğlunun da lösemiyi yenmesinde en büyük destekçileri olan 52 yaşındaki Mahmut Aksu, lenf kanseri olan diğer oğlunun da tedavisinin son aşamaya gelmesinin mutluluğunu yaşıyor.
Saray Mahallesi'nde yaşayan 52 yaşındaki 5 çocuk babası Aksu'nun 1996'da hayatını birleştirdiği eşi Yıldız Aksu (46), 2007'de kolon kanserine yakalandı.
Eşinin iyileşmesi için elinden geleni yapan Aksu, 2011'de ise 19 yaşındaki oğlu Muhammet Ali'ye lösemi tanısı konulmasıyla büyük üzüntü yaşadı.
Tüm imkanlarını eşi ve evladının sağlığına kavuşması için kullanan, Ankara'daki hastanelerde günlerce süren tedavi süreçlerinde bir an bile yalnız bırakmayan Aksu'nun eşi 10, oğlu ise 7 yılda hastalığı atlattı.
Zorlu bir süreci geride bırakmanın mutluluğunu yaşayan Aksu, 2 yıl önce de 24 yaşındaki oğlu Fırat'ın lenf kanserine (lenfoma) yakalandığını öğrendi.
Zorlu tedavi süreçlerinde eşinin ve çocuklarının en büyük destekçisi olan, onlara sürekli moral veren Aksu, tedavisi son aşamaya gelen oğlunun da bir an önce kanseri yenmesi için mücadelesini sürdürüyor.
Mahmut Aksu, AA muhabirine, hayatının önemli bölümünü hastanede geçirdiğini söyledi.
Önce eşinin, ardından da oğlunun kansere yakalandığını anlatan Aksu, şöyle konuştu:
"Eşim ve oğlumun tedavisi için yıllardır Ankara'daki hastanelere gidip geliyorum. Bu süreçte Muş Valiliği bize maddi anlamda destek verdi. Zorluklar çektik, her şeye göğüs gerdik ama oğlum Fırat, 2 yıl önce lenfoma tanısı aldı. 2022 yılından bu yana da Fırat'ın tedavisiyle ilgileniyorum, kemoterapisi devam ediyor. Son iki kürümüz kaldı. Eşimin ve Muhammet'in tedavileri bitti, rutin kontrollere gidip geliyoruz. Mobilyacıyım, bu hastane süreçlerinden dolayı çalışamıyorum. Valiliğimiz bize gereken desteği sunuyor. Allah razı olsun. Tedavi aşaması beni biraz yıprattı ama yorulmadım çünkü evlatlarım için yapmak zorundayım."
Hastalık ve çaresiz günlerimiz bile mutluluğumuza engel olmadı
Eşi ve çocuğu için aylarca Ankara'da hastanede kaldığını ve onları bir an yalnız bırakmadığını vurgulayan Aksu, "2007 yılından bu yana zorluklara göğüs gerdim. Eşimi hastaneden eve getirip bırakıyordum, sonra Muhammet'i Ankara'ya hastaneye götürüyordum. Tedavi süreçleri çok zor geçti. Bitti derken Fırat'ın hastalığının çıkması bizi derinden üzdü. İnşallah o da iyi olacak. Bundan şüphem yok. Muhammet ve eşim sağlıklarına kavuştu ama Fırat'ın durumu onlar gibi diyemeyeceğim. Halen kemoterapi görüyor. Bunu da atlatacağız. İyi günleri bekliyoruz." ifadelerini kullandı.
Aksu, "Eşim ve çocuklarım çok hastaydı ama bana yansıtmamak için hasta değilmiş gibi davranıyorlardı. Bu süreçte birbirimize destek olduk. Bizim mutluluğumuzu hiçbir şey bozmadı. Hastalık da o çaresiz günler de mutluluğumuza engel olmadı. Birbirimizden sevgimizi hiçbir zaman eksiltmedik." dedi.
Muhammet Ali Aksu da yaşadığı zorlu süreçlerde en çok babasının desteğini gördüğünü belirtti.
Babasının kendisini hiç yalnız bırakmadığını vurgulayan Aksu, şunları söyledi:
"Babamın ömrü hep hastane yollarında geçti. Bazen uykusuz kaldı, yoruldu ama hep bizimle beraberdi. Babamdan aldığımız moralle annem ve ben bu zorlu süreci bir nevi atlattık. İyi durumdayız çok şükür. Bundan dolayı da babama teşekkür ediyorum. Bu yıl liseden mezun oldum. Hastalık sürecinde bana çok destek verdi. Allah herkese böyle bir baba nasip etsin. Kendimi çok şanslı hissediyorum."
Eşimin güler yüzü ve sevgisiyle bu hastalığı atlattım
Anne Yıldız Aksu da kansere yakalandığında çok korktuğunu belirterek, "Eşim hastalık sürecinde bana çok destek oldu. Allah razı olsun. Eşim bizim için gecesini gündüzüne kattı. Benim tedavilerimi aksatmadı. Her yere götürdü. Çok şükür iyiyim. Bu süreçte kanseri yendim. Yılda bir kontrollere gidip geliyorum. Eşimden razıyım. Allah ondan da razı olsun. Eşimin güler yüzü ve sevgisiyle bu hastalığı atlattım." diye konuştu.